Yuva Yıkan Ocak Söndüren KUMAR

            Emek, alın teri olmadan bir şey kazandıran veya kaybettiren oyuna kumar denir.

            Kumarda alın teri yok, emek yok, şans ve tesadüf vardır.

            Kumarda ileriyiz. Birçok kumarhane ve kumar çeşidi var. Devlet eliyle kumar oynatılıyor. Piyango ve benzeri oyunlar devlet politikası haline gelmiştir. Devlet gelir kapısı olarak görmektedir.

            Kumarın verdiği zarar, yaptığı yıkım hiç göz önüne getirilmiyor.

            İmanından şüphe etmediğimiz birçok müslümanın evinde kumar aletleri var. İşyerinde kumara götüren oyunların aletleri var.

            Lotolar, totolar, piyangolar haftalar öncesinden, aylar öncesinden insanımızın kafasını meşgul ediyor, uykularını kaçırıyor. Çıkmayınca da bunalıma düşüyor. Haftalarca, aylarca zenginlik hayali kuruyor. Çıkmayınca da yıkım oluyor. Milyonda bir çıkanda ortadan kayboluyor. Yuvası yıkılıyor. Hayatı değişiyor. İşte kumarın marifeti…

            Kumar Sosyal bir felakettir:

            Kumar, ailelerin ve toplumun huzurunu bozan bir düşmandır. Kumarda para kaybeden için harama gider, kazanan için haram lokma insanın mayasını bozar, ailenin huzurunu kaçırır. Nice insanlar kumar yüzünden cinayet işlemiştir veya öldürülmüştür. Nice aileler boşanmış yuvalar yıkılmıştır. Çocuklar perişan olmuştur.

            Adam, evdeki eşyayı satıp kumar oynuyor. Ne var ne yoksa kumara yatırıyor. Hatta hanımını ortaya koyuyor. Sonrada hanımımı ‘‘kaçırdılar’’ diye karakola başvuruyor.

            Kumar, alkolü, uyuşturucuyu, sigarayı davet ediyor.

            Son zamanlarda internet ortamında oynanan bahis oyunları nice insanların hayatını söndürüyor. Nice memurlar maaşını kaptırıyor. Evini satıp kumar oynayanlar oluyor. Çoluk çocuğunun bir yaz boyu tarladan kazancı olan alın terini bir gecede kumara yatıranlar oluyor. Borç bulan, kredi çeken, kumarda kaybediyor. Çünkü kumarı oynayanlar kazanmaz. Oynatanlar kazanır.

            Kumarın ardında rüşvet vardır. Hırsızlık vardır. İntihar vardır. Cinayet vardır. Sönen hayatlar, sönen idealler ve sönen yuvalar vardır.

            Kumar, meyveyi yiyip, yenmez hale getiren bir kurt gibidir. Yün yumağını yiyip parçalayan güve gibidir.

            Kumarda ahlak, acıma, hak hukuk anlayışı yoktur. Hile caizdir. Hile yapan açıkgöz sayılır.

            Birkaç habere göz atalım:

            – ‘‘Gökova’da kumar borcuna karşılık kızının istenmesine sinirlenen şahıs cinayet işledi.’’ (14-2-2004 Türkiye)

            – ‘‘Osmangazi ilçesinde kumar oynadığı arkadaşını kumar masasında bıçaklayarak öldürdü.’’ (26-10-2013 Akit)

            – ‘‘Tartıştıkları arkadaşını 6 yerinden bıçakladı.’’ (26-10-2013 Akit)

            – ‘‘1973 yılında orta yaşlı bir baba karısını kumar masasında kaybetmiş, emniyete ‘‘karımı kaçırdılar’’ diye şikayet ettikten sonra, evde intihar etmiştir.

            Yıl:1969 gazetede bir aile fotoğrafı yayınlanmış, fotoğrafın altında ‘‘Kumarda karısını kaybetti’’ ‘‘param yoktu karımı koydum’’ ifadelerinden sonra: ‘‘Karım evden kaçtı şikayetinde bulunduğu ifade ediliyordu.

            Kumar, sosyal yapımızı kemiren kanser gibidir. Hırs, kin ve düşmanlık duygularını besler.

            Kumarlar zengin olmuş yoktur. Ama mahvolmuş insanlar, aileler vardır.

            Kumar, namuslu yaşamanın, namuslu kalmanın düşmanıdır. Alın terinin helâl kazancın düşmanıdır. Kumar oynayan memur, dürüst çalışamaz. Verimlide olamaz.

            Dinimiz Ne diyor?

            Kumar oynamak akıllı ve namuslu insan işi değildir. Her iyi düşünceye düşmandır. Bunun için dinimiz kumarı ve kumara götüren her oyunu yasaklamıştır. Müslüman olan, her zaman günahtan sakınmalıdır. Haramdan kendini korkmalıdır.

            Kur’an’da:

            – ‘‘Mallarınızı aranızda batıl sebeplerle yemeyin.’’ (Bakara:188)

            – ‘‘Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret müstesna, mallarınızı haksız ve haram yollarla aranızda alıp vererek yemeyin.’’ (Nisa:29) diyor.

            – ‘‘Ey iman edenler! İçki içmek, kumar oynamak, putlar, fal okları şeytan işi pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtulasınız. Muhakkak ki şeytan, içki ile, kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak ister. Sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alı koymak ister. Artık sakınırsınız değil mi? (Maida:90-91) diye soruyor.

            İslam’da kazanç için meşru ve helâl yol izlenecektir. Haram lokmadan kaçınılacaktır. Çünkü haram giren vücudun ibadeti kabul olmaz.’’ Peygamber (as): ‘‘Bir lokma haram yiyenin kırk gün duası ve ibadeti kabul olmaz’’ buyurmuştur.

            Kumarın izinli olması, devlet eliyle yapılmış olması, onu müslüman için meşru kılmaz.

            – ‘‘Kaybeden razı, kazanan razı’’ ifadesi haramı helâl kılmaz.

            ‘‘Şu oyun caizdir’’ fetvası, kumarın meşrulaştırmaz. Fetva ile haram helâlleştirilemez.

            ‘‘Arkadaşlar arasında vakit geçiriyoruz, eğleniyoruz. Çayına oynuyoruz’’ diyerek kumar savunulmaz. Peygamber (as):

            – ‘‘Kim birine: ‘‘gel kumar oynayalım’’ derse, sadaka versin’’ buyurmuştur.

            Fıkıhçılara göre; ‘‘Kumar oynamayı alışkanlık haline getiren kişinin adalet sıfatı kalkar ve şehadeti kabul olmaz.’’ (V.Zuhayli, İslam Fıkhı Ans:4/374)

            Necip Fazıl: ‘‘Kumar oynayanlar Allah’a inandıklarını söylerler. Allah’a inanan kumar oynamaz.’’ der.

            Halil Günenç hoca: ‘‘Kumar yolu ile kazanılan para haramdır. (G.M.Fetvalar:2/197) demiştir.

            Kumar oynayanın ikramı alınmaz. Kumar oynayanlar seyredilmez. Onlara selâm verilmez. Kumar sayılan oyuna besmele çekilerek başlanmaz. İnşallah ben kazanırım’’ denmez.

            Kumar parası sel gibi gelse de yel gibi gider. Atalarımız: ‘‘Haydan gelen huya gider’’ demişlerdir.

            Haramdan hayır olmaz. İhtiyaç sahiplerine verilse, sevap beklenmez.

            Kumar oynatmak da meşru değildir. Kumar aleti satmak, piyango bileti satmak meşru ve helâl değildir.

            Kumar, mânevi duyguları öldürdüğü, aile yuvalarının ocağına incir diktiği, toplumun dinamizmini zayıflattığı, zamanı öldürdüğü insanların arasına kin ve düşmanlık soktuğu, insanı aslı görevlerinden alıkoyduğu için ve ahlaksızlığa temel teşkil ettiği için yasaklanmıştır.

            İslâm inancına göre; kumar ve kumara götüren oyunlar eğlence sayılamaz.

            Peygamber (as) ‘‘sizi Allah’ı anmaktan alıkoyan her şey haramdır.’’ (İlmihal Divantaş: 2/114) buyurur.

            Kumarın hiçbir olumlu yönü yoktur.

            Hz. Ömer (ra): ‘‘Çocuğun oynadığı ceviz oyununu bile yasaklamıştır. (Age:2/121)

            Zaman zaman soruluyor; Oyun oynayan kahveye gidilir mi? Oyun oynayanların çayı içilir mi? diye.

            Kahveler eskiden kıraathane idi. Okuma yeri idi. Sohbet yeri idi. Şimdi kumarhane, tembelhane oldu.

            Kumar ve kumar sayılan oyunların oynandığı yere mecbur kalınmadıkça gitmemek uygundur. Oynayanların çayı ve ikramını almamak gerekir. Oyun oynayanları seyretmemek gerekir.

            Dinimiz günah işlenen ortamlarda ve günah işleyenlerin yanında bulunmayı hoş görmez. Allah: ‘‘Doğrularla beraber olun’’ der. (Tevbe:119)

            Kumara sebep olmak, rıza göstermek, seyretmek, günaha iştiraktır. Haramı tasvip etmektir.

            ‘‘Biz parasına veya çayına oynamıyoruz’’ diyenler oluyor. Böyle bile olsa, dini, sosyal görevlerden alıkoyduğu, zaman öldürdüğü için ve kumar alışkanlığı kazandıracağı için meşru değildir.

            Bakın kahvelerle ilgili Mehmet Akif ne diyor:

            ‘‘Ne var ki şu kahvede bilmem ki sığmıyorsun eve,

            Gelinde bir bakın… buyrun işte bir kahve…

            Şu gördüğün yer için her ne söylersen caiz,

            Ahırla farkı, o yemliklidir, bu yemliksiz.’’

            Kumar sayılan oyunlar Nelerdir?

            Bazı oyunlar kumar sayılır. Bazı oyunlar da kumara götürür. Kumara götüren oyunda kumardır.

            Eğer bir oyunda:

            – Zaman kaybı varsa,

            – Enerji boşa harcanıyorsa,

            – Dini, sosyal görevleri aksatıyorsa,

            – İşin içinde bahis varsa,

            – Kaybeden – kazanan varsa,

            – İnsanlar arasına kin ve düşmanlık sokuyorsa, oyunun adı ne olursa olsun kumardır. Cami yararına da, Kuran kursu yararına da olsa kumardır.

            Kumar sayılan oyunlar:

  1. TAVLA OYNAMAK:

            Tavla, oyununda bahis olmasa bile, oynayanlarda kumar tutkusunu arttırır ve kumara götürür. Bunun yanında kötü alışkanlıklar kazandırır. Oynayanlarda kazanma ihtirası oluşturur. Zaman harcatır. Neresinden bakarsanız bakın, görevleri unutturur. İnsan oyun için yaratılmamıştır.

            Tavla ile ilgili peygamber (as)’ın hadisleri vardır:

            – ‘‘Tavla oynayan Allah’a ve Resûlüne isyan etmiş olur.’’ (Divantaş İlmihali:2/118)

            – ‘‘Zarla oynayıp sonra kalkıp namaz kılan kimse, irin ve domuz kanı ile abdest alıp namaz kılan gibidir.’’ (B.Hadis Külliyatı:4/8021)

            Bir evde tavla bulunduğunu haber alan peygamber (as) ev halkına:

            – Eğer tavlayı evden çıkarmazsanız, ben sizi mahalleden çıkaracağım’’ diye haber göndermiştir. (Muvatta Ru’yâ:6)

            Dört mezhebe göre tavla oynamak haramdır. (B.H.Külliyatı:4/8020)

            Hz. Ali (ra) Tavla oynayanları hapsetmiş ve onlara selâm vermeyi yasaklamıştır.’’ (Hadis Ans:12/134)

            Tavla oynamak dört mezhebe göre yasaktır. Tavla, dört kaynaktan hepsinde yasaktır. Hakkında hadisler vardır.

  • SATRANÇ OYUNU:

Diyanet işleri başkanlığının çıkardığı ilmihalde:

– ‘‘Eğer satranç bir oyunsa, Hz. Peygamber bu tür oyunları haram kılmıştır.’’ (2/119)

            Birçok görüşe göre satranç, Kur’an’da yasaklanan kumar cinsinden bir oyundur. Maida sûresindeki ‘‘Ezlâm’’ satrancın putlarıdır’’, denmiştir.

            Hz. Ömer (ra): Satranç tavladan kötüdür’’ der.

            Hz. Ali (ra) da satranç oynayanları kınamış, ‘‘siz bunun için yaratılmadınız’’ demiştir.

            Ayrıca Hz. Ali (ra): ‘‘Satranç Acemlerin kumarıdır’’ demiştir.

            Hz. Ömer (ra) yetim bir çocuğun eşyaları arasında satranç aletlerini görmüş, yakmıştır. İbni Abbas (ra): Satranç helal olsaydı, yetim malını yakmazdı’’ demiştir.

            Satranç konusunda mezheplerin görüşü şöyledir:

            Hanefi mezhebine göre aynı tavla hükmüne tabidir.

            Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre tavladan beterdir:

            İmam-ı Maliki’ye sormuşlar

            – Satranç için ne dersin? demişler:

            – Satranç tavla hükmündedir’’ demiştir.

            Maida sûresi 91. Ayetine göre namazdan ve Allah’ı zikretmekten alıkoyan her oyuna ‘‘şeytan işi pislik’’ denmiştir.

            Şafi mezhebine göre şartlı oyun haramdır. Satranç mekruhtur. Çünkü onu oynamayı gerektiren bir ihtiyaç yoktur. Bu bakımdan terki evladır.’’ Denmiştir. (Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans:4/379)

            İmam-ı Şafinin bir sözü de şöyle: ‘‘Satranç dindar ve ağır başlı kimselerin işi değildir.’’

            Hz. Ali (ra) satranç oynayanlara: şu önünde eğildiğiniz putlara da ne oluyor?’’ demiştir. (Age:4/376)

            Devamlı stranç oynayanın son anında şehadet telkin edildiği, onun ‘‘şah’’ diyerek ruhunu teslim ettiği nakledilir.

  • Okey – Taş – Kağıt Oyunları:

            Bunlarda bahis olsun olmasın. Kumar özellikleri taşıdığından dinen meşru sayılmamıştır. Her birinde kumara götüren yönü vardır. Kötü birer alışkanlıktır.

            – Lades oyununda bahis varsa,

            – Yoldan geçen arabanın plakası çift mi, tek mi? veya yoldan geçen kadın mı erkek mi bahisleri bir nevi kumardır.

            Peygamber (as) şöyle buyurur:

            – ‘‘Çocuğunu cevizle oynar görüp de kulağını çekmeyen ana babanın 40 gün namazı kabul olmaz.’’ (İ.Canan Hadis Ans:7/154)

  • Ateri Oyunu:

            İnsanı oyalayan ve kötü alışkanlıklar kazandıran oyunlardan biride atari oyunudur. Atari salonları sadece zaman çalmıyor, sağlıktan da ediyor.

            Bu oyunlar zekâ geliştirmez, daha çok insanı robotlaştırır. Kumara ilk adımı attırır.

            Ateri için bir kumarbaz: ‘‘Vakit celladı, zihin kasabı’’ demişti.

            Prof. Dr. Sefa Saygılı: ‘‘Ateri oyunları ve oyun salonları çocukların zihni tekamülüne mani olmakta, fikri uyuşukluğa sebebiyet vermektedir. Çocuk atariye olan zaatiyeti neticesinde, etrafıyla ilgiyi kesmekte, hatta yeme, içmeyi bile ihmal etmektedir.’’ demiştir.

(5-9-1997 Akit)         

            Bilgisayar oyunlarının da çocuğun sağlığı açısından zararlı olduğu açıklanmıştır. Gelişimini engellediği tespit edilmiştir.

            5 – İnternet Tuzağı:

            Bugün internet üzerinden şans ve bahis oyunları oynanmaktadır. Tehlikeli boyutlara gelmiştir. Buna sanal kumar deniliyor. Bugün 3 milyona yakın vatandaşımızın bu yolla kumar oynadığı tespit edilmiştir.

            Milyon dolarlarla ifade edilen paralar dönmektedir.

            Oyun sanal ama sonuç gerçek ve çok acı. Giren zor çıkar, zor kurtulur. Üye olanlar çabucak üye olur ama çıkmak isteyenler çıkamaz. Kısa sürede bağımlı olur.

            Bu tuzağa düşen elini verse, kolunu kaptırır.

  • Bilarda oyunu:

            Bu oyunu vücut geliştirici olarak görenler oluyor. Saatlerce elde sopa, masanın etrafında dönmekle vücut gelişmez. Bilakis stresli vuruşlarla vücut gelişmez. Sinirler gerilir.

            Zamana ve enerji kaybına neden olur. Görevler aksar.

            Çay, kahve, meşrubat ve para gibi bahis söz konusu ise direk kumar oyunu olur.

  • BORSA:

            Borsa ile meşgul olanlar çalışmıyor alın teri dökmüyor. Alıyor veriyor, kazanıyor kaybediyor. Bu neye benziyor? Kumara değil mi?

            Borsayı ticaret kabul etmek de mümkün değildir. Çünkü alışverişte mal ortada olacak alan ne aldığını bilecek, görecek. Borsada alanın elindeki kağıt bir değer sayılmaz.

            Borsa bir yatırımda değildir. Paranın nereye gittiği gözle görülmez.

            Borsada değer, bazı güçler tarafından yükseltilip düşürülür. Yani aldatıcıdır.

            Kâr, gerçek değerlere göre uygun olmamaktadır. Aldatıcıdır.

            Caiz midir, değil midir’e gelince; Borsa mağdurları ortada iken meşrudur denemez.

            Ancak helâl üretim yapan, ne yaptığı bilinen faiz işine bulaşmayan kurum ve kuruluşlara ortak olunur, hisse senedi alınır.

            Borsayı helaldir diyen bir fıkıh alimi yoktur. Sun’i düşüşler sun’i yükseltmelerle fırsatçılara gün doğmaktadır.

            Falan borsa ile uğraşıyor’’ diye birileri örnek gösterilemez. Çünkü kötü, örnek teşkil etmez.

            Hepinizin tanıdığı sanatçı Orhan Gençebayla ilgili bir gazete haberini size aktarayım.

            Başlık: ‘‘Servetim Borsada battı.’’

            Altında da: 50 yıllık tasarrufumunun %85’i gitti.. Borsa yanlış biliniyor’’ demiş. (Haber uzun) (31-12-2011 Yenişafak)

            Bunun gibi nicelerinin serveti meşru olmayan bir şekilde kaybediliyor. Kumar dan borsanın ne farkı var?

  • Yarışlar:

At yarışları, hayvan dövüşleri, insani olmadığı gibi hayvana da zulümdür.

Ayrıca resmen kumardır. Oynamak da, kaybetmek de, kazanmak da kumardır.

Güreşlerde bahis varsa, oda kumardır. Buralar dan alınan paralarda helal değildir.

  • Toto – Loto:

            Günlerce milyonlar zenginlik rüyaları görüyor. Hayaller kuruyor. Kaybedince de yıkılıyor, bunalıma düşüyorlar. İnsanların sağlığı bozuluyor.

            Bunlar şans oyunlarıdır. Şans oyunları ise dinimizde helâl değildir.

            Din işleri yüksek kurulunun bu konuda fetvası var: ‘‘

Şans oyunlarının tamamı ve sayısal loto, dinimizde kesin olarak yasaktır.’’ (25-9-1997 Türkiye)

            İnsanlar belirli olaylara ve belirli tarihlere kilitleniyor. Bundan çalışma hayatı olumsuz etkileniyor. Kazanan da çıldırıyor. Yani sosyal yapımız sarsılıyor.

            Önceki haftadan ilân edilen yüksek rakamlar, esas meselelerimizi unutturuyor. Ekmek paraları yatırılıyor. Herkes ilân edilen rakamı konuşuyor. 

            Ayrıca bu toplanan paraların bir kısmı dış ülkelere, Amerika’ya, Avrupa’ya gidiyor. Buda bir kayıp oluyor.

  1. Millî Piyango:

            Piyangonun millîsi olmaz. Millî denmesi, devlet eliyle oynatılması çok acıdır.

            Milyonlara ümit veriliyor, teşvik ediliyor. Sonrada 3 – 5 insan çıldırıyor, ortadan kayboluyor. Bu nasıl iş? Neresi millî bunun?

            Emek, alın teri yerine bedavacılık aşılanıyor. Sonrada kısa yoldan zengin olmanın yolları aranıyor…

            İnananı da, inanmayanı da bir sürü bilet alıyor. Yok camii yaptıracak yok fakirlere yardım edecek. Haramdan hayır olmaz. O para ile ancak tuvalet yaptırılır,’’ denmiştir.

            Fıkıhçılarımıza göre ‘‘Piyango kumardır. Piyango bileti almak günahtır. O yoldan gelen para haramdır. Helal diyen bir mezhep de yoktur.

            Kur’an’da şeytan işi pislik olarak geçer. Müslüman, en büyük ikramiyenin kendisine çıkacağını bilse bile bilet almaz. Almamalıdır.

            Piyangodan zengin olmuş, piyango parası ile huzur bulmuş insan gösterilemez. İkramiye çıkanların pek çoğu perişan olmuşlar, perişan ölmüşlerdir. Çünkü haram yaramaz ve telef olur. Haram insanın yapısını, mayasını ve insanın inancını bozar. Hayat düzenini bozar.

            Kumar Nasıl önlenir?

            Mal varlığını kumarda kaybedenler, hatta taksitle mal alıp da o malla kumar oynayanlar, kumarla perişan olan aileler ve çocuklar düşünülecek olursa, kumarın önlenme zorunluluğu ortaya çıkar.

            Kumar yüzünden çocuğuna simit parası veremeyen aile reisleri biliyorum. kumar yüzünden işlenen cinayetler oluyor, boşanan aileler oluyor.

            – Önce devlet kumardan elini, ayağını çekecek.

            – Emniyet, kumar hanelere sıkı denetim getirecek.

            – Bahis oyunları ile ilgili reklâmlar son verilmeli, yasaklanmalı.

            – Birçok şeyin önüne kanunla, yasaklar, para cezası ile geçilemiyor. O zaman kumarı ‘‘Şeytan işi pislik’’ diye yasaklayan din iyi öğretilmeli ve iyi anlatılmalıdır.

            – Kumara götüren, kazı-kazan gibi şans oyunlarından çocuklarımız korunmalı uzak tutulmalı.

            – Evde kumar aletleri bulundurulmamalı.

            – Ailecek oynanan bazı eğlence oyunları oynanmamalı. Evde okuma saati uygulanmalı.

            – Kahvelerden kumar oyunları, kumar aletleri kaldırılmalı, tombala, poker, taş ve kağıt oyunları ile kumar oynandığı söyleniyor.

            Bakın kumar, bir toplumu kurt gibi mikrop gibi yer bitirir. Birçok oyunun bizi bitirmek için düşman oyunu olduğunu bilmeliyiz.

            Siyonist Teşkilatının Talim atının 7. Maddesi:

            – ‘‘Kalabalıkların vakitleri eğlencelerle, oyunlarla geçirilecek ve herkes düşünmekten alıkonacaktır.’’ (Kemal Yaman, İhanet plânları:165)

            Başka bir talimat:

            – ‘‘Gençliğin ruhunu ve maneviyatı, etrafında dönen dolaplardan haberdar olmaması için aşırı spor eğlenceleri ve bir sürü nazariyat içinde kaybetmeliyiz.’’ (Cevat Rifat Atilhan, Gizli devlet ve Fesat programı:69)

            Bir emirde aynı kaynakta şöyle:

            – ‘‘İdraklerini kullanarak, hakikate vakıf olmasınlar diye gençleri eğlenceler, oyunlar ve türlü zevklerle oyalayacağız. (Age:82)

            Soruyorum düşman oyunlarıyla ahlak bozulmuş, inanç zayıflatılmış mıdır? Maalesef EVET.

            Aile yuvaları dağıtılmış; boşanmalar, cinayetler. Aile içi şiddet arttırılmış mıdır? EVET.

            Geri kalmamız sağlanmış mıdır? EVET.

            Çalışma, emek, alın teri yerine bedavacılık çalışmadan yaşamak düşüncesi yayılmış mıdır? EVET. Demek ki, düşman emeline ulaşmış…

            İnancımıza ideallerimize bağlı olmadığımız için düşmanın oyuncağı oluyoruz. Kedinin fare ile oynadığı gibi düşman bizimle oynuyor. Şeytan gibi kanımıza girmiş, bizi şeytan işi pisliklerle oyalıyor.

Allah’ım sen bu Müslümanları koru.

…………………………

………………..

……….

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir