YEME – İÇME – YATIP KALKMA

        Yeme içmede harama helale pek dikkat etmiyoruz. Haramdan mı helalden mi pek aldırış etmiyoruz. Haram iş yapandan sakınmıyoruz. Harama götüren şeyden uzak duramıyoruz. İşimize gelmedi mi; “Buda mı günah, buda mı haram olurmuş?” diyoruz.

        Allah Kur’an’da: “Ey İman Edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin,” buyuruyor. (Bakara:172)

        Hz. Ömer (ra): “Harama düşeriz endişesiyle, helallerin onda dokuzunu terk ederdik,” demiştir. Ecdadımız öyle hassas davranmıştır ki; bankanın gölgesinde eğleşmemiş, oturağına oturup dinlenmemiştir.

        Umeyre (ra) şöyle anlatıyor: “Bir gurup Medineli kadın Müslüman olup, peygambere gelerek: “Ey Allah’ın elçisi! Allah’a ortak koşmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, iftira etmeyeceğimize ve sana itaat edeceğimize söz veriyoruz,” dedik. Peygamber bize: “Gücünüzün yettiği kadar ve elinizden geldiği kadar,” dedi. Biz: “Elini uzat sana Bi’at edelim Ya Resulallah,” dedik. Peygamber bize: “Ben kadınlarla toklaşmam,” dedi.” (Tirmizi Siyer:37) buyurdu.

        Hz. Ebubekir (ra) kendine yapılan ikramın fal ücretinden olduğunu öğrenince yediği kısmı çıkartmıştır.

        Ne yiyoruz, ne içiyoruz hiç ilgilenmiyoruz. Çoğu zaman bazı şeyleri helalleştirecek besmeleyi unutuyoruz.

        Alkolden, alkollü yiyecek içecekten ve alkollü ilaçtan kaçınmıyoruz. Alkol konusunda lanetlenen on kişiden bizi oluruz endişesini taşımıyoruz. Harama günaha alet oluyoruz. Peygamberimiz: “İçki bulunan sofraya oturmayınız.” (Ramuz el-Ehadis:439/6) diyor. İçki içmeyenimiz, içki bulunan sofraya oturmaktan çekinmiyor. Mezeleri kurtarmaktan bahsediyor, kendini kurtarmayı düşünmüyor.

        Zararından dolayı Cenab-ı Allah domuzu haram kılmıştır. “Leş, kan ve domuz pisliğin tak kendisidir.” (En’am:145) buyurmuştur. Diğer dinlerde de yasaktır. Bazıları hala; “Biz neden domuz eti yemeyelim?” diyor. “Onu da Allah yaratmadı mı?” diyor, Allah’ın haram kıldığını unutuyor.

        Domuz her şeyi ile haram kılınmıştır. Çünkü domuz kendi pisliği dahil her pisliği yer.

        Hz. Peygamber: “Ateş haram olanı, helal etmez,” buyurur. (B.Hadis Kül:3/113) İyice pişince veya farklı muamele görünce helal olur iddiasını reddediyor.

        Domuz yemek ve yedirmek için bahane arayanlar, domuzu helalleştiremez.

        Fıkıhçılar; pis koktuğu, zarar verdiği için sigaraya haram fetvası verirken, inadına sigara içmeye devam ediliyor.

        Allah uyarıyor: “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” (Bakara:195)

  • “Haramla kendinizi mahvetmeyin.” (Nisa:29) diyor. Dinlemiyor, söndükçe yakıyoruz…
    • *              *

        Helal gıdaya dikkat edilmiyor. Bir hadiste: “İnsan yediğinden ibarettir.”  Buyrulurken, haramın yansımaları açıkça görülürken, haram tatlı geliyor. “Haram, helal ver Allah’ım, kulun durmaz yer Allah’ım” deyip, gelsin de nereden gelirse gelsin fark etmiyor. Rüşvet verip, kuvvetli bir avukat tutup, hakkımız olmayanı almaya çalışıyoruz.

        Kedi, yavrusunu yiyeceği zaman toza toprağa beler, fareye benzetir yermiş. 

        İnsan ne yediğini, nereden yediğini araştırmazsa harama düşer. İnsanın dindarlığı; yediğinin helalliği ölçüsündedir. Bir hadiste: “Haramın bitirdiği et, cehenneme layıktır.

Haramın bir lokması da et bitirir,” denmiştir. (Ramuz el-Ehadis:409/4)

  • *              *

        Yeme içme konusunda önemli hatalar yapılıyor:

  • Çok yiyoruz. Öne geleni, ele geçeni, ikram edileni yiyoruz. Yeme hastasıyız. Şişman vücutlar, koca göbekler doymuyor. Yeter demiyor. Birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. 
  • Çarşı, Pazar, market gezerken, ne görürsek alıyoruz. İhtiyaç olup olmadığına bakmıyoruz.
  • Bir misafir için en az 5-6 çeşit pasta, börek yapıyoruz. Tatlılar çeşit çeşit, sofra firavun sofrası, yemeklerin her türlüsü mevcut.
  • Yemeklerden önce ve sonra el yıkama, ağız yıkama alışkanlığı yok. Kağıtla siliyoruz o kadar.
  • Besmele hep unutuluyor.
  • Önce büyüklerin başlaması beklenmiyor.
  • Lokmalar büyük tutuluyor, ağız dolu iken konuşuluyor.
  • Sol elle yiyip içiliyor.
  • Tabaklar sıyrılmıyor.
  • Yemeklerin beğenilmediği söyleniyor.
  • Acele yeniyor, lokmalar büyük tutuluyor.
  • Açıkta, balkonda, kızartmalar göz hakkına sebep oluyor. İhtiyaç sahipleri düşünülmüyor.
  • Soğan, sarımsak yiyip, insanlara karışılıyor.
  • Düzenli yenip içilmiyor. Yatarken yiyip yatılabiliyor.
  • Sofrada parça ekmekler kalıyor, çöpe atılıyor.
  • Sonunda hamd yok, şükür yok, sofradan kalkılıyor.
  • Toplu yemeklerden sonra parmakla, kürdanla ağzını karıştırıp duranlar, takma dişlerini çıkarıp gösterenler oluyor.
  • Ağzı şapırdatanlar, ağzı dolu iken konuşanlar, yiyip yiyip geğirenler, öksürüğüne, aksırığına dikkat etmeyenler ne büyük görgüsüzlük yapmaktadırlar!

“Az ye, az uyu, az konuş,” denmiştir. Can boğazdan gelir, boğazdan da gider. Mide hastalık evidir. Çok yiyenin hizmeti az olur, hastalığı çok olur.

  • *              *

        Su içmede unutulan edepler şunlardır:

  • Su ayakta içilmemelidir.
  • Su kabının içine solunulmamalıdır.
  • Üç nefeste içilmelidir.
  • Başta besmele çekilmeli, sonunda şükür elhamdülillah denmelidir.
  • Sağ elle içilmelidir.
  • Bardakta su bırakıp dökülmemelidir. Çay içerken de bardağın dibinde çay bırakılmamalıdır.
    • *              *

        Yatıp kalkarken hatalı davranışlar olmaktadır.

  • Uyku bir bakıma ölümdür. Besmelesiz yatılmamalıdır.
  • Çok uyunmamalıdır. Mezarda yatacak vakit çoktur.
  • Yatarken sağ tarafa yatılmalıdır. Yüzükoyun yatmak, sol tarafa yatmak sağlık bakımından uygun değildir.
  • Uyku düzenli olmalıdır.
  • Tedbirli yatılmalıdır; yanan ateş, açık kapı bırakılmamalıdır. Etrafı çevrili olmayan damda yatılmamalıdır.      Çıplak yatılmamalıdır. 
  • İmkan varsa cünüp yatılmamalıdır. Abdestli yatılmaya dikkat edilmelidir.
    • *              *

        Tuvalet adabı da önemlidir.

  • Tuvalete paçalar, etekler toplanarak girilmelidir.
  • Sol ayakla girilip, girerken “Yazelcelal” denmelidir.
  • Sağ ayakla çıkılmalı, çıkarken “Gufraneke” denmelidir.
  • Özür yoksa erkekler ayakta su dökmemelidir. Son damlanın iç çamaşırı kirletmemesi için gayret gösterilmelidir.
  • Tuvalette temizlik için sadece kağıt yeterli değildir. Susuz temizlik olmaz.
  • Tuvalette sol el kullanılmalı, çeşme sağ elle açılıp kapatılmalıdır.
  • Banyo tuvalet şeytan evidir. Çok eğlenilmemeli, fazla açık durulmamalıdır.
  • Tuvalete ayet yazılı bir şeyle, Allah, Muhammed yazılı rozetle, kolye ile girilmemelidir. Peygamberimiz “Lailahe illallah Muhammeden Resulallah” yazılı mührü (yüzüğü) ile tuvalete girmemiştir.
  • Açıkta tuvalet yapılmamalıdır.
  • Ön ve arka kıbleye çevrilmemelidir.
  • Yola, suya, oturup kalkılan gölgeliklere abdest bozulmamalıdır. İslam’da insanlara rahatsızlık vermek günahtır. 
  • Tuvaletten sonra eller çok iyi bir şekilde yıkanmalıdır.
  • Tuvaletten çıkar çıkmaz abdest alınmamalıdır. Herkesin kullandığı havlu kullanılmamalıdır.
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir