YARGI KARARI İLE HAK HELAL OLMAZ
Hakimin haram ve günah olan bir şeyi helalleştirme yetkisi yoktur. Hakim kararı ile birinin hakkı bir başkasına helal olmaz.
Hakim de bir insandır. Yanılabilir. Haksız yere ceza verebilir veya yanlı karar verebilir. İdeolojik hareket edebilir. Bir taraf haksız olduğu halde güzelce yalan söyleyebilir veya kendini savunması için avukat tutabilir.
Hakimi herhangi bir şekilde etkileyebilir. Yalancı şahit ayarlayabilir. En kötüsü de rüşvet verilmiş olabilir.
Cenab-ı Allah Kur’an da şöyle uyarıyor:
-“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere) vermeyin”! (Bakara:188)
Başka sebeplerde olabilir. Hakim yanılabilir. Yanıltılabilir. Suçsuz yere hapiste yıllarca yatanlar oluyor. Hatta idam bile edilebiliyor.
Yani yargı kararı ile kazanmak veya haklı gibi çıkmak, insanı hak sahibi yapmaz, haklı kılmaz. Mahkeme kararı böyle denmez.
Birde mahkemede yemin ediliyor ya. Bu konuda Peygamber (as) şöyle buyuruyor:
-“Yemin ederek bir müslümanın hakkını alan kimseye, Allah cehennemi vacip kılar, cenneti de haram eder.”
Bunu duyan bir adam sorar:
-“Ya Rasulüllah, o şey küçük ve değersiz bir şey ise de mi?”
Ona Peygamber (as) şöyle der:
-“ Misvak ağacından bir dal bile olsa böyledir.” (Riyazü’s –Salihın) der.
Hak gasbında yalan vardır, zulüm vardır, yemin vardır.
Hak sahibi gayri müslim de olsa, kul hakkı helal olmaz. Müslümanın hakkı ne ise her insanın hakkı da odur.
Bir gün peygamber (as) Ashabı ile sohbet ederken şöyle demiştir:
-“Ben sadece bir beşerim. Sizler bana yargılanmak üzere geliyorsunuz. Belki sizin biriniz delilini getirmekte diğerinden daha becerikli ve daha farklı anlatımlı olabilir. Ben de dinlediğime göre o kimsenin lehinde karar veririm. Kimin lehine kardeşinin hakkını alıp karar vermişsem, ona cehennemden bir parça ayırmış olurum.” (Riyaz’ü-s Salihın)
Ne yazık ki, bu durum çok oluyor. Kişi haksız olduğunu bile bile çeşitli yollara başvurup hak aramaya kalkıyor. Eğer mahkeme onun lehine karar verdiyse, “Ben haklı çıktım. İşte mahkeme kararı bu!” diyor. Onun cehennem ateşi olduğunu gerçek hak sahibinin Allah’ın huzurunda yakasına yapışıp hakkını alacağını hiç düşünmüyor.
Başkasının hakkına talip olmak, cehennem azabına talip olmaktır.
Hakim verdiği karardan sorumlu değildir, deniyor. Neden sorumlu olmasın? Herkes yaptığı işten sorumludur. Dosyayı okumadan, araştırmadan, delillere bakmadan, şahitlerin ifadelerine dikkat etmeden karar verdiyse neden sorumlu olmasın?
Eğer yapılması gerekenleri güzelce yaparsa, adaleti gözetirse sorumlu olmaz. Çünkü vazifesini yapmıştır. Bu durumda hak da doğmaz.