Yalnız Allah’a kul olmak gerekir
İnsanın kendini yaratan, yaşatan, öldürecek ve sonra da diriltip hesaba çekecek olan Allah’a kulluk etmesi gerekir.
Bir kutsi hadiste Cenab –ı Allah şöyle buyuruyor:
- “İnsanları ben yaratıyorum, fakat onlar benden başkasına kulluk ediyorlar. Onları ben rızıklandırıyorum, fakat benden başkasına şükrediyorlar.”
Kur’an-da şöyle buyuruyor:
- “Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat: 56)
Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
- “Bir zaman gelecek ümmetim beş şeyi sevip beş şeyi unutacaktır:
- Dünyayı sevip, ahireti unutacaklar.
- Hayatı sevip, ölümü unutacaklar.
- Sarayları, köşkleri sevip, kabirleri unutacaklar.
- Malı sevip hesabı unutacaklar.
- Yaratılmışları sevip, yaratan Allah’ı unutacaklar.
İnsan, unutan ve isyan eden bir varlıktır. Bugüne kadar bir çok insan Allah’a isyan etmiş ve helak olmuştur.
Allah a imandan sonra Allah’a kulluk göreviyle görevlendirilen insan, hayatını Allah’a kullukla şekillendirmezse, Allah’ın korumasından çıkar. Allah da onu kulluk defterinden siler, artık o hayatının sonuna kadar kendini ilgilendirmeyen şeylerle, boş ve manasız işlerle uğraşır durur.
Kulluk, hakimiyetin sadece Allah’ın olduğunu bilmektir. Mülkün yalnız Allah’a ait olduğunu bilmektir.
Kulluk, Allah’tan razı ve o’na teslim olmakla olur. Allah’tan razı olmadan Allah kuldan razı olmaz.
Keramet havada uçmak, denizde yürümek değildir. Bunu kuşlar ve balıklar da yapar. Öyleyse keramet nedir? Keramet, yüce Allah’a kul olmaktır.
Kul, imanı bir lütuf bilmelidir. İman Allah’ın bir lütfudur. Kul, amelsiz imandan, kafire benzemekten korkmalıdır. İman, teslimiyeti ve kulluğu gerektirir. Kur’an-da:
- “İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekat veren var ya onların mükafatları
Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de çekmezler.” (Bakara: 277) buyrulur.
Emekli bir Müslüman, arkadaşı ile beraber İngiltere’de bir ev kiralıyorlar. Bir ay kadar sonra ev sahibi kapıyı çalıyor ve soruyor:
- Siz hangi dine mensupsunuz?
- Müslümanız!
- Peki ama sizin dininizde hiç ibadet yok mu?
- Nasıl yani?
- Sadece Müslümanız demekten mi ibaret dininiz?
- …..
- Bakın biz her Pazar kiliseye gideriz. Siz niye hiç camiye gitmiyorsunuz? Sizin dininizin hiç mi emri yok?
Bu sorularla kendine gelen Müslüman diyor ki: “O günden sonra namaza başladım.”
Bir zamanlar kulak misafiri olmuştum. Adam birine:
- Sen huzur istiyorsan ibadetlere sarıl, hazırlan hacca git, vasiyetini hazırla, vb.
Orada dinleyenlerden biri:
- Sen bunları yaptın mı?
Adam bir az düşündü, şaşırmış hali ile:
- Ben söyleyiciyim, cevabını verdi.
Okuyucu olmak, dinleyici olmak ve sadece söyleyici olmak insanı kurtarmaz. Yaşayan ve yaşatan olmak gerekir.