VASİYET HAZIR MI?

               Malımız oluyor, borcumuz oluyor, alacağımız oluyor. Ama vasiyet hazır olmuyor. Ölüm gelip çatıyor.

               Peygamberimiz (AS) şöyle buyurur:

               “Vasiyete değer bir şeyi bulunan Müslüman’ın vasiyeti yanında bulunmadan iki gece geçirmesi doğru değildir” (Buhari, Vesaya:1)

               Ölüm ensemizdedir. Aniden yakalayabilir. Onun için daha var, acelesi yok denmemelidir. Kefen almaktan, mezar satın almaktan vasiyet daha önemlidir. Nasıl olsa açıkta kalmasın. Çıplak da gömmezler. Çöpe de atıvermezler.

               Malı mülkü olan, borcu alacağı olan, ibadet, kefaret borcu olan… mutlaka vasiyet etmelidir. Ve zaman zaman da durum değiştikçe vasiyet de değiştirilmelidir.

               Olmayacak bir şey vasiyet edilmez. Uygun olmayan da edilmez.  

               Bir de vasiyette adaletsizlik olmaz. Hz. Peygamber:

  • “Herkese hakkını ver, varislerden biri lehine vasiyet yoktur” (K.Sitte: 16/185)
  • “Mirasçıya vasiyet yoktur” (Tirmizi, Vesaya:5)
  • “Kişinin vasiyeti yanında hazır bulunmalıdır” (Age:16/180)

              Kur’an’da da: “Sizden birine ölüm yaklaştığı zaman eğer ardında mal bırakacaksa, vasiyet etmek farz kılınmıştır. O kimse anne babasına ve akrabasına uygun şekilde vasiyet etsin” (Bakara:180)  

               Bir ayette de:

  • “Ölüp de dul eşler bırakan kimseler, o eşlerinin evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları için sağlıklarında vasiyet etsinler. Eğer o kadınlar kendiliklerinden çıkıp giderlerse, yaptıklarından size bir günah yoktur” (Bakara: 240) emri vardır.

               Vasiyet, ölmeden önce bir insanın öldükten sonra meşru olan bir şeyin yerine getirilmesini istemesidir.

  • Vasiyet maldan yapılacaksa, ancak üçte birinden vasiyet edebilir. Daha fazlasını vasiyet edemez.  
  • Vasiyetin meşru olan konularda yapılması lazımdır.
  • Vasiyetin değiştirilmeden aynen yerine getirilmesi gerekir.
  • Vasiyet yazılı olabileceği gibi, dürüst bilinen kişilere de sözlü yapılabilir.
  • Vasiyetin geciktirilmemesi gerekir. Bu konuda Peygamber (AS) şöyle buyurur: “Ölüm kapına gelinceye kadar vasiyeti erteleme” buyurur. (Buhari, Vesaya:7)
  • Mirasçıya vasiyet olmaz. O onun hakkıdır. Mirasçılar arasında biri lehine vasiyet olmaz. Bir de katile vasiyet yoktur. Vasiyet edeni vasiyet edilen öldürürse, o vasiyet de geçersizdir. Eğer mirasçı mal sahibini öldürürse, o da mirastan mahrum edilir.
  • Eğer geçerli bir sebep varsa vasiyetten dönülebilir.
  • Lehine vasiyet yapılan, dinden dönerse vasiyet geçersizdir.
  • Vasiyet eden bunamışsa, vasiyeti geçersiz olur. Çocuğun buluğa ermeden vasiyeti geçersizdir.
  • Vasiyet yerine getirilir. Böylece ölen sevindirilmiş olur, borçtan ve azaptan kurtarılmış olur. Eğer vasiyet yerine getirilmezse, getirmeyen sorumlu olur.

Neler vasiyet edilir?

  • Farzların yerine getirilmesi (Zekat, hac, oruç fidyesi, adak, yemin kefaleti gibi)
  • Hak sahiplerine olan borç vasiyet edilir, ödenmesi istenir.
  • Malın yoksul ve hayır kurumlarına verilmesi vasiyet edilir. Mevcut olmayan maldan vasiyet olmaz.
  • Mirasçı ihtiyaç sahibi ise ondan mal kaçırılmaz.
  • Hayır işlerinde ve yerinde harcanmayacaksa vasiyet edilmez.
  • Vasiyeti buluğa ermiş, aklı başında kimseler yapar. Bu da kendi rızası ve hür iradesi ile yapılırsa geçerli olur. Vasiyet açık ve anlaşılır şekilde yapılmalıdır. Dinen meşru olmayan konularda vasiyet yapılmaz. Vasiyet ölüm anına bırakılmaz, önceden yapılır.

Bazı vasiyet örnekleri:

İbrahim (AS) ve Yakub (AS)’ın vasiyeti:

  • “İbrahim de Yakup da oğullarına vasiyet etti. “Oğullarım! Allah sizin için İslam’ı seçti. O halde sadece Müslümanlar olarak ölünüz” dediler” (Bakara:132)

Ertuğrul Gazi’nin Osman Gazi’ye vasiyeti:

  • “Ertuğrul Gazi, Allah dostlarına ihtimam hususunda oğlu Osman Gazi’ye ve O’nun şahsında bütün haleflerinin ruhlarına yön verecek olan şu kıymetli vasiyette bulunmuştur: Bak Oğul! Beni incit, Şeyh Edebali’yi incitme! O bizim aşiretimizin maneviyat güneşidir. Terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel, O’na karşı gelme! Bana karşı gelirsen üzülür, incinirim; O’na karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz olur, baksa da görmez olur! Sözümüz Edebali için değil, senceğiz içindir! Bu dediklerimi vasiyetim say!…

Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye vasiyeti:

  • “Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana…Güceniklik bize; gönül almak sana…Suçlamak bize; katlanmak sana…Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana…Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana…Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana…

  Ey Oğul! Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana…Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize va’d edilen önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz”

   Akşemseddin Hazretleri’nin oğulları ve talebelerine vasiyeti:  

  • Her işe besmele ile başla.
  • Temiz ol.
  • Daima iyiliği adet edin.
  • Tembel olma.
  • Namaza önem ver!
  • Nimete şükür, belaya sabır et.
  • Dünyanın mutluluğuna mağrur olma.
  • Kendini başkalarına meth etme!
  • Namahreme bakma. Harama bakmak gaflet verir.
  • Kimsenin kalbini kırıp viran eyleme.
  • Düşen şeyi alıp, temizleyerek yersen; fakirlikten kurtulursun.
  • Edepli, mütevazı ve cömert ol!
  • Tırnağınla dişini kurcalama.
  • Elbiseni üzerinde dikmekten sakın.
  • Cünüp kimse ile yemek yemek gam verir.
  • Yalnız bir evde yatmaktan sakın.
  • Çıplak yatmak fakirliğe sebep olur.

Peygamber (AS)’ın vasiyeti:

  • “Size iki emanet bırakıyorum; Onlara uyarsanız yolunuzu sapıtmazsınız. Onlar Kur’an ve sünnetimdir”
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir