UYUŞTURUCUYA NİÇİN BAŞLANIYOR?

Uyuşturucu alışkanlığı özellikle gençlerde daha çok görülen toplumsal bir yaradır.  

Uyuşturucu bağımlılığının bir çok sebebi vardır. Bunlar arasında, başta yabancılaşan, maddi ve manevî değerlerini yitirenler, kişiliğini geliştiremediği için genellikle alkol veya uyuşturucu bağımlılığına sığınmaktadırlar.

Diğer faktörlerden bazıları da: kişilik bozukluğu, güvensizlik ve güçsüzlüktür, irade zayıflığıdır.

Bir başka neden de; gelecekle ilgili kaygılardır. Eğitim, meslek ve iş bulma endişesi önemli bir etkendir.

Bu arada arkadaş baskısı, medyanın kötü örnek sergilemesini de göz ardı etmemek lâzımdır. Çünkü insan hiçbir kötü alışkanlığa tek başına başlamaz. Kötü arkadaş, kötü bir ortam her şeyi kolaylaştırıverir.

Hiçbir kötü alışkanlık, ihtiyaçtan veya gerekli oluşundan dolayı başlamaz ve yayılmaz. Çoğu yavrularımız arkadaşının etkisi ve merak gibi nedenlerle ilgi duymaya başlar.

En önemli husus da geleneksel ve manevi değerlere karşı çıkmanın bir yansıması olarak uyuşturucu alışkanlığı başlar.

Uyuşturucunun baş sebebi özentidir. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı tarafından 10 okulda yapılan araştırmaya göre gençler uyuşturucu kullanmaya özenti ile başlıyor. Yapılan ankette 204 öğrenci ve 201 öğretmen katılmış, özenti ile başlama yaşının 15’in altında olduğu ortaya çıkmıştır. (11/01/1996. Türkiye)

Uyuşturucu alışkanlığının yayılmasında birinci derecede medyanın tutumu yatmaktadır.  

Bazı televizyon kanalları kurulduğu günden bu yana aralıksız güzellik yarışması düzenliyor. Genç kızlar teşhir ediliyor. Popstar yarışmaları düzenleniyor. Programlarda gayr-i meşru ilişkiler en ince noktasına kadar yayınlanıyor. Sapıklıklar cazip gösterilerek özendiriliyor. Aile hayatı kabul etmeyenler, insani ve ahlaki değer tanımayanlar örnek gösteriliyor. Gençliğin hayatında idealinde bunlar oluyor.

Erken yaşlarda başlanan alkol ve alkol katkılı maddeler uyuşturucuya sevk ediyor.  

Bir önemli etken de sigaradır. Sigara alışkanlığı da önce alkole sonra da uyuşturucuya, bunun devamında da fuhşa götürüyor. Bunun da ötesi intihar ve ölüm.  

Gençliğin en önemli hastalıklarından biri de çağdaş yaşama hastalığıdır. Çoğu bu çağdaş bataklığında boğulmaktadır. Bazı ölçü ve sınır tanımayan, sanatçı denilen kişiler örnek gösteriliyor. Bu yola sevk edilen gençler onlar gibi yaşamayı hedefliyor. Şöhret ve para sahibi olabilmek için aileden kopuyor, ar haya sınırını aşıyor. Onlar gibi yaşamaya başlıyor. Artık alkolün, uyuşturucunun ve fuhşun pençesine düşmüş oluyor.

Modern dünyanın örnek sanatçı, örnek insan olarak gösterdiği Afife Jale’ler, Burçin Bircan’lar uyuşturucu bataklığında acınacak şekilde ölmüşlerdir.  

Uyuşturucuya daha çok içinde manevi boşluk olanlar çabuk başlıyor. Hele böyle alışkanlıkları olan arkadaş çevresine düştüyse, kendini koruması çok zordur.

Bugün şu bir gerçek ki her kötü alışkanlık, özenti ve arkadaş etkisiyle başlamaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre sonuç şöyledir:

Uyuşturucuya başlama sebepleri:

Arkadaş: % 30,0

Merak  : %21,7

Deneme: %4,3

Çevre   : % 2,9

Kendi isteği : % 2,9

Değişik : % 13,0

(Herhangi bir cevap bulamayanlar ise % 26,1)

Uyuşturucu bağımlığına giden yollardan biri de uçuculardır. Tiner, çakmak gazı, benzin, uhu, bali gibi maddelerdir. Fakir semtlerdeki çocuklar bu maddeleri kullanarak uyuşturucu batağına düşmektedir. Ayrıca kokulu silgi, kokulu yapıştırıcılar da çocukların uyuşturucu kullanmasını kolaylaştırmaktadır. Bu konuda öğretmenlerin ve ailelerin dikkatli olmasında fayda vardır.  

Bu konuda herkesin duyarlı olması lâzımdır. Çocuklara ve gençlere uyarıcı  bilgiler verilmeli ve koruyucu tedbirler alınmalıdır. En önemli şey “bir defa” “Bir defadan bir şey olmaz” sözleridir. Bu başlangıç olmaktadır. Aileler bir de eğlence, gezi, yaş günü partileri, mezuniyet geceleri gibi tuzaklara karşı uyarıcı olmaları ve gençleri bilgilendirmeleri şarttır. Bir çok alışkanlık erken yaşta başlamaktadır.

İstanbul Emniyeti’nin 1000 uyuşturucu bağımlısı üzerinde yaptığı araştırmaya göre, en büyük risk grubu olarak tespit edilen gençlerin yüzde 43’ü merak ve özenti ile, yüzde 36’sı ise arkadaşla çevresinin etkisiyle zehir batağına sürükleniyor. Sonuçlar, Narkotik Şube’nin “Öğretim Yılında Uyuşturucu Sorunu ve Mücadele Stratejileri” konulu toplantısında açıklandı. Burada konuşan İstanbul Emniyet Müdürü

Hasan Özdemir, zehir ticaretinin teröre maddi destek veren organize bir suç haline geldiğini söyledi.  

Özdemir, sadece İstanbul’da gerçekleştirilen 622 operasyonda, bin 800 kişinin 3 ton 650 kg uyuşturucu madde ve 75 adet silahla birlikte ele geçirildiğini bildirdi. Özdemir, 1991 yılından beri İstanbul’da 150 kişinin uyuşturucudan hayatını kaybettiğini vurguladı. Narkotik Şube Müdürü Ferruh Tankuş da ankete göre uyuşturucuya başlamanın temel nedeninin “Ben bağımlı olmam” “Bir kere denemekle bir şey olmaz” düşüncesi olduğunu açıkladı. (18/09/1998. Zaman)

Eğer anne adayı uyuşturucu kullanıyorsa, o zaman uyuşturucu bağımlılığı anne karnında başlıyor. Çocuğun genetik yatkınlıkla uyuşturucuya erken yaşlarda ilgi duyduğu yetkililerin ifadesidir.  

Kız – erkek kafelerde, diskolarda, düzenlenen eğlencelerde uyuşturucuda diğer alışkanlıklarla birlikte yayılma imkânı buluyor. Zaten çoğu yakınlıklar ve arkadaşlıklar uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucu ticareti üzerine kuruluyor.  

Uyuşturucu alışkanlığında çevrenin önemi çok büyüktür. Gençler, uyuşturucu kullanmaya, arkadaşları ile eğlence yerlerinde başlıyorlar. Bu yüzden aileler evlatlarını dikkat etmelidir. Kiminle nerede olduklarını her an takip etmelidir. Gençlerin uyuşturucu ile ve uyuşturucu kullanan, pazarlayan ve sunan kimselerle ilk temaslarının önlenmesi, çok önemlidir.  

Büyük şehirlerimizde öğrencilerin % 60’ı sakinleştirici haplardan, sigaradan, biradan, işe başlıyor. “Bir sigaradan bir şey olmaz” “Bir biradan ne çıkar” telkinleri ile başlıyorlar. Başın mı ağrıdı? Alsana hap bu yol, gençleri daha büyük daha kötü alışkanlıklara, uyuşturucu bağımlılığına götürüyor.

Bilhassa bulüğ çağındaki gençler, kendilerini ispatlamak için değişik davranışlar gösteriyor. Bazen kendilerini ispatlamak bazen de merakları nedeniyle kafelere, diskolara, buna benzer yerlere gidiyorlar, değişik eğlencelere katılıyorlar, yediklerinin, içtiklerinin içine azar azar konulan uyuşturucunun farkına varamıyorlar. Kısa sürede o yerlere bağımlı halen geliyorlar, oralara gitmeden edemiyorlar. Artık okul etkiliyor.

İradesi, inancı zayıf olan gençlerde çevrelerinin etkisi, televizyondan ve medyadan gördükleri özenti ile uyuşturucuya başlıyor. Bazıları da bir defadan bir şey olmaz düşüncesi ile uyuşturucu müptelası olup çıkıveriyor. Çünkü her şey ilkle başlıyor. birle başlayıp çoğalıyor. Böylece uyuşturucu bağımlılığı patlama noktasına geliyor.

Uyuşturucu alışkanlığının başlamasında pazar arayanların, taşıyıcı isteyenlerin veya gençlerin cinselliğinden yararlanmak isteyenlerin etkisi ve rolü de unutulmamalıdır.

Okullardaki kokulu kalem, kokulu silgi ve yapıştırıcı gibi maddeler, daha ilkokul çocuklarını ilerde uyuşturucuya kolayca yaklaşacağı konusunda ilim adamlarının uyarıları vardır. Ayrıca boya incelticileri, tiner, çakmak gazları, benzin gibi maddelerin de uyuşturucu alışkanlığında etkili olduğu unutulmamalıdır.  

Bir de masum kozmetiklerin uyuşturucu bağımlılığı yaptığı açıklanmıştır: “Akdeniz Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sunar BİRSÖZ, parfüm çeşitleri, sprey ve deodorantların uzun süreli kullanılması halinde uyuşturucu bağımlılığına yol açabileceği söylenmiştir.  

Ayrıca Birsöz: “Kahve, kolalı içecekler, sigara gibi keyifle tüketilen maddelerin aşırı alınmaları uyuşturucu bağımlılığına zemin hazırlıyor” demiştir. (23.09.1995 Zaman)  

08.10.1995 tarihli Zaman gazetesinde yayınlanan açıklamaya göre; “Resmi istatistiklere göre uyuşturucu kullananların % 37’si meraktan dolayı uyuşturucu almaya başlıyor. Genç kitle üzerinde yoğunlaşan uyuşturucu merakının, uygulamaya dönüştürüldüğü yerler ise genel olarak disko, kafe, bar, pavyon gibi yerlerdir. Eğlence yada dinlenme amacıyla disko ve kafeleri seçen gençliği buralarda bekleyen en büyük tehlike uyuşturucu tacirleridir, kötü arkadaştır.  

Denetimden uzak disko ve kafeler orta ve lise öğrencilerinin başlıca uğrak yerleridir. Buralarda kendilerine masum adımlarla yaklaşan uyuşturucu satıcıları, başlangıçta para dahi almadan gençleri uyuşturucuya alıştırıyor. Mübtela olan genç, uyuşturucu alacak para bulamayınca, hırsızlık, gasp ve cinayet gibi olaylara karışıyor. Gerekirse vücudunu pazarlıyor.

Ayrıca İzmir Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürü Fatih Özkan: “Disko ve kafe gibi yerlerin uyuşturucu kültürünün filizlendiği yerler olduğunu, uyuşturucu kullananların ahlak değerinin sıfıra indiğini belirtmiş ve pahalı bir madde olan uyuşturucunun temin edilebilmesi için, mübtelaların her türlü kötülüğü yapabileceğini

belirtmiştir.”

Bir haberde 09.10.95 tarihli Zaman gazetesinden: “Alkol, uyuşturucuya sevk ediyor: Gençlerin uyuşturucuya başlamasının altında; çekingenlik, yetersizlik, uyumsuzluk, başarısızlık yatmaktadır. Bir çok genci, yalancı cennetin bataklığı, uyuşturucuya itiyor. Ailedeki uyumsuzluk, geçimsizlik, ailede alkol kullanan birinin varlığı, çocukları uyuşturucunun kucağına itiyor.”

Bu konuda ailelere çok büyük görevler düşmektedir. Çünkü herkesin çocuğu uyuşturucu ile tanışabilir. Bu konuda kimse emin olmamalıdır. Tehlike uzak değil. Benim çocuğum yapmaz dememelidir.

Analar babalar her zaman çocuğunun tavırlarına dikkat etmelidir. Kiminle vakit geçirdiğine dikkat etmelidir. Verdiği harçlığa, çocuğun harcamasına dikkat etmelidir. Bir de kuryelerle teması önlenmelidir.

Uyuşturucuya başlayan gençlerin:

  1. Enerjisi azalır, derslerdeki başarısı düşer.
  2. Sık arkadaş değiştirir. Temiz arkadaşlarından uzaklaşır.
  3. İçine kapanır, etrafıyla ilişkiyi keser.
  4. Dikkati dağılır, durgun, içine kapalı bir hal alır.
  5. Birden sevinir, birden üzülür.
  6. Odasına kapanır.
  7. Kendine bakmaz, temizliğe dikkat etmez.
  8. Ölçüsüz para harcar.
  9. İşini, derslerini, okulunu aksatır.  
  10. Geleceğe iat her hangi bir planı olmaz, ideal taşımaz.
  11. Elleri titrer, aşırı bir şekilde terler.
  12. Yatar uyuyamaz, uykusuzluk çeker. Yani herşey alt üst olur, düzen bozulur.   
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir