UYUŞTURUCU NASIL YAYILIYOR?

Son zamanlarda uyuşturucuda patlama yaşanıyor. Kullanılanlarda büyük artış var, operasyonlarda tonlarla rakamlar zikrediliyor. Uyuşturucunun verdiği zarar ve artan hastalıklar endişe verici boyutlara yayılıyor.

Birkaç gazete haberi:

  • “8 ayda 11 ton uyuşturucu ele geçirildi.” (28/08/2004. Yenişafak)
  • “Uyuşturucu yaşı 11’e düştü.” (16/07/2004. Yenişafak)
  • “Dağ köyler geçimini hayvancılıktan değil esrar üretiminden sağlıyor. Köy evleri esrar üretim merkezi haline geldi.” (16/11/1995. Türkiye)
  • “Her on lise öğrencisinden biri uyuşturucu kullanıyor.” (16/07/2004. Türkiye) Uyuşturucu trafiğinde korkunç artış var. Bu ne demek? Tehlike yayılıyor demek. Eskiden büyük şehirlerde görülen uyuşturucu, son yıllarda ilçelere hatta köylere kadar ulaşmıştır.

Bunun sebebi nedir?

  • Başta devletin baş örtüsüne olan duyarlılığı kadar bu konulara ilgi duymamasıdır.
  • Medya özendirici, yönlendirici ve yanlış örnekler sergiledikten sonra eğitici programları geç saatlere vermesi ve hep kötü örnekler sergilemesidir.
  • Kız erkek arkadaşlığının yaygın oluşu, cinselliğe dayanmasıdır.
  • Ailelerin dağılması ve ilgisizliği.
  • Gençlerin eğitimsizliği ve bilgisizliği.
  • Toplumda sevgi azlığı.
  • İnsani ve ahlâkî değerlerin korunamaması, pişmanlık veren, yüz kızartan olayların artması.
  • Pop müzik çılgınlığı.
  • İnanç ve değer yargılarının kazandırılamaması gibi nedenlerdir.

Bugün kafeler, diskolar uyuşturucu tarlası gibi. Uyuşturucu kültürü buralarda filizleniyor, buralarda yeşeriyor. Ondan sonra ahlâkî değerler sıfıra iniyor. Uyuşturucu temin edebilmek için her türlü kötülük çekinmeden yapılabiliyor.

Bir başka yol da uyuşturucu için internetin kullanılmasıdır. Bir gazete haberi şöyleydi:

“Uyuşturucuyu internet patlattı: İnternetteki yetersiz denetimler sonucunda uyuşturucu maddeler üretimden pazarlamaya kadar sanal alemde kendine yer buluyor. Kullanılan şifreleme teknikleri yüzünden haberleşmeler izlenememektedir.” (28/02/2002. Türkiye)

En son tüyler ürperten haberlerden biri:

  • “Uyuşturucu kullanma yaşı 11’in altına indi. Hazırlanan raporda uyuşturucunun Türk toplumunu tehdit edici noktaya ulaştığı, uyuşturucu ve madde bağımlılığının 11 yaşın altına indiği belirtilmiştir. Bebek denecek yaşlarda yüzlerce çocuğun uyuşturucu ve madde bağımlısı olarak kayıtlara geçtiği açıklanmıştır.”

Raporda özet olarak verilen rakamlar şöyle:

  • Bin 911 kız, 18 bin 781 erkek çocuk olmak üzere toplam 20 bin 692 sigara bağımlısı.
  • 144 kız, 2 bin 577 erkek olmak üzere toplam 2 bin 721 alkol bağımlısı.
  • 2 kız, 683 erkek olmak üzere toplam 685 çözücü bağımlısı.
  • 12 kız, 328 erkek olmak üzere toplam 340 uyuşturucu bağımlısı.
  • 40 kız, 548 erkek olmak üzere toplam 588 hap bağımlısı.
  • 11 – 18 yaş arası uyuşturucu ve madde bağımlısı çocukların sayısı 26 bin 398 olurken, 11 yaş grubunun altındaki 328 bağımlı çocuk sayısı da eklenince bu sayı 26 bin 726’ya yükseliyor. (09/11/2004. Yenişafak)

Bir ürkütücü sonuç da şöyle:

  • “Liseliler uyuşturucu ve alkol ablukasında” başlığının altında, Uyuşturucu Türkiye’yi bir ahtapot gibi sardı. Yapılan bir araştırmaya göre tüm öğrencilerin % 32’si esrar, % 22’si hap, % 6’sı morfin gibi uyuşturucu kullanmıştır. Bu araştırmaya sağlık bakanlığı tarafından 7 ilde yapılmıştır.” (08/12/2004. Yenişafak)

Buna karşılık ilgisizlik de tehlikeyi büyütüyor.

Bugün genç neslin bataklıklara sürüklenmesi için her şey yapılmaktadır. İşte size bir örnek:

“Mavi yıldız” adıyla anılan bir tür dövme (cilde yapıştırılan çıkartma) öğrencilere satılmaktadır. Bu dövme, üzerinde mavi yıldız taşıyan küçük bir kâğıt parçasıdır. Kalem ucundaki silgi büyüklüğünde olan bu kâğıtlardaki yıldızlara L S D 

(uyuşturucu) emdirilmiştir. BU UYUŞTURUCU KAĞIT ELLENDİĞİNDE DERİ YOLUYLA KANA KARIŞMAKTADIR. Bundan başka parlak renklerde ve posta pulu görünümünde, kâğıt dövmeler de satılmaktadır.

Süpermen, Mik-Mause, Palyaço, Disney karakterleri, Bart simpson ve keleb gibi BU RESİMLERDEN HER BİRİ FOLYO KAĞIDINA SARILMIŞ DURUMDADIR. BU, KÜÇÜK ÇOCUKLARA HİTAP EDEREK ASİT SATMANIN YENİ BİR YOLUDUR. Çocuğunuz bunlardan herhangi birini alırsa, bu resmi elletmeyin, ellemeyin. Bu asitlerin çok suretle reaksiyona girdiği bilinmektedir ve bazıları da STRİKNİN ihtiva etmektedir.  

Çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü küçücük yavrular, gencecik çocuklar, uyuşturucu mafyası tarafından evvela küçük dozlarla uyuşturucuya başlatılıyorlar, sonra da alıştırıyorlar. Artık çok paralar gerekmeye başlıyor. Bulunamadığı zaman kanun dışı işler yapılıyor, yaptırılıyor. Genç kızlar satılıyor. Harçlık vermeyen ana baba dövülüyor, öldürülüyor.

Uyuşturucu yüzünden her şeyini kaybetmiş bir gencin feryadı şöyle:

“Beyoğlu’nda bir restoranda garsonluk yapıyordum. İranlı iki samimi arkadaşım vardı. Birlikte onların kaldığı otele gittik. Küçük naylon poşetin içerisinden beyaz bir toz çıkardılar, “Al bunu çek bütün dertlerini unutursun” dediler. Ne olduğunu bile anlayamadan burnuma çektim. Arkası geldi, ikinci, üçüncü gün derken. Küçük naylon poşetteki zehirin esiri olduğumu anladım.  

Çok samimi bildiğim arkadaşlarım, işte o andan sonra gerçek yüzlerini gösterdiler. Daha önceki ikram ettikleri eroini parayla satmaya başladılar. Onların beni eroine alıştıran uyuşturucu tacirleri olduğunu o zaman anladım. Eroine olan bağımlılığım beni öyle hale getirdi ki, önüme milyarları ve eroini koyup birini tercih et deseler, gözümü kırpmadan eroini isterim.  

Bir kez tedavi oldum, hastaneden çıktıktan sonra kendimle mücadele ediyordum. İçmeyecektim. Eroin bağımlısı arkadaşlarım kahvemin içine gizlice eroin karıştırmışlar. Bu benim için ikinci yıkım oldu. Eroine tekrar başladım. Cihangir’e takılıyordum, oradaki zencilerden bu maddeyi temin ediyordum. Sonumun eroinin pençesinde ölüme gitmek olduğunu biliyorum ama, bir şey yapamıyorum.”

Dikkat edilmesi gereken bir husus da parçalanmış aile çocuklarıdır. Sokakları kendilerine ev edinmiş bu çocuklar, tüketici veya taşıyıcı tuzağına çabuk düşerler.

Misafirliklerde baş ağrısı çekenlere bir hap uzatılması, eczanelerin reçetesiz hap satması, gençlerin içtiği meşrubatın içine, yediği tostun arasına konulması, uyuşturucunun yayılmasını kolaylaştırmaktadır.

Aileler, “benim oğlum, benim kızım içmez, kullanmaz, yapmaz, etmez” dememelidir. Dikkat edilmezse, tehlike çok yakındır. Umulmadık bir şekilde, beklenmedik kimseler tarafından tuzağa düşürülebilir. Bir gazetede şöyle bir haber vardı: Olmaz olsun böyle dede, diye. 69 yaşındaki Nezir dede okul öğrencilerine uyuşturucu satarken yakalanmış, tespit edilerek emniyete getirilen gençler arasında 17 yaşındaki torunu da varmış. Dede para kazanabilmek için başta torununa ikram etmiş. Sonra da uyuşturucu bağımlısı müşterisi olmuş. (25/11/1995. Türkiye)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir