UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE

Uyuşturucu, sakinleştiren, bazı problemleri unutturan, insana güç, güven verip sakinleştiren ve mutlu eden bir madde olarak görülmemelidir.

Uyuşturucu hakkında yapılan olumsuz propagandalar önlenmeli, bunların aldatıcı olduğu yalan dünya cenneti vaadettiği anlatılmalıdır.

Gençleri uyuşturucuya yönelten problemlere çözüm getirilmelidir.

Gençler bilgilendirilmek suretiyle merak ve özentileri yok edilmelidir. Bir felaket olduğu, merak edilecek ve özenilecek bir şey olmadığı anlatılmalı, ikna edilmelidir. Bunun için konferanslar verilmeli, uyuşturucudan zarar görenlerin resimleri gösterilmeli, ölenlerin hayat hikayeleri ve perişan ölümleri gözler önüne serilmelidir. Ayrıca ders konusu olmalıdır.

Sadece polisiye tedbirleriyle önleneceğini düşünmek yanlış olur. Mücadelede en etkin ve masrafsız yol olan inanç değerlerini kazandırmak gerekir. Çünkü uyuşturucu bağımlılarının inancı tanımayan, dinle tanışamamış kesimlerden olduğu unutulmamalıdır. Gençler inanç boşluğundan kurtarılmalıdır. Karnı doyan insanın beyni doymazsa istenmeyen şeyler olur.

Çevre ve arkadaş grubuna dikkat edilmelidir. Kötü maksatla kurulan eğlence yerleri sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Uyuşturucuya götürecek alkol, sigara gibi alışkanlıkların önüne geçilmelidir. Medya tahrik, teşvik ve kötü yönlendirme yerine, üzerine düşün görevi yapmalıdır.

Sosyal aksaklıklar giderilmeli, insanların önü karanlık gösterilmemelidir. Kimlik kişilik bunalımına düşmemesi için gençlere şahsiyet kazandırılmalıdır.

Aileler çocuklarını başı boş bırakmamalıdır. Devamlı ilgi göstermelidir. Bugüne kadar korunmamız ve bazı kesimlerde uyuşturucunun yaygın olmaması, aile yapımızın sağlam oluşu ve dinimizin koruyucu özelliğindendir.

Bugün ailelerin çoğu çocuğu ile ilgilenmiyor. Ne zaman ki çocuk suç işledi, ceza gördü veya kötü bir duruma düştü o zaman uyanıyor. O zaman geç kalmış oluyor.

Aileler, çocuklarının yakın arkadaşı olmalı, çocuğunun bir grup içine girmesini önlemelidir. İyi arkadaş edinmelerini sağlamalıdır.

Eğer çocuk uyuşturucu kullanıyorsa gerçek suçlu ailedir.

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun yaptığı bir araştırmada, ailenin uyuşturucu maddelere karşı olan tutumunun gencin davranışlarını belirlemede çok etkili olduğu, dolayısıyla ailelerin bu konuda çocuklarına örnek olacak davranışlar sergilemeleri gerektiği kaydedildi. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı’nın “Uyuşturucu madde kullanımının aile üstüne etkisi” konulu araştırmasına göre, aile ilişkileri kişinin toplumsal yaşamının belirlenmesinde büyük rol oynuyor. Ailenin uyuşturucu maddelere karşı olan tutumunun da, gencin davranışlarını belirlemesinde çok etkili olduğu ifade edilen araştırmada, “Ailenin madde bağımlılığını önlemede pek çok rolü var” deniliyor.

Önlemler şöyledir:

Araştırmada, anne – babalara çocuklarını uyuşturucu madde bağımlılığından uzak tutabilmeleri için şu tavsiyelerde bulunuluyor:

  • Sigara, alkol, kafein gibi maddeler kullanmayarak çocuğunuza örnek olun – Anne – baba, çocuk için eğitim ve bilgi kaynağıdır. Çocuğunuzu yasal olmayan maddeler, bunların etkileri ve sonuçları hakkında bilgilendirin.
  • Anne – babalar aile içi kuralları koyan, ailenin alkol ve madde konusundaki politikasını belirleyen kişilerdir. Dolayısıyla bu konuda bazı kısıtlamalar getirin ve bunları uygulayın.
  • Eğlenceli aile etkinliklerinin düzenleyicisi ve katılımcısı olun. Böylece sıkıcılığa, alkol ve diğer maddelerin kullanıldığı etkinliklere alternatif oluşturun.
  • Çocuklarınızı arkadaş baskısı ile nasıl başa çıkabilecekleri konusunda eğitin.
  • Çocuğunuzun nerede olduğunu bilin.
  • Diğer aileler ile iş birliği yaparak çocukların madde kullanmasını engelleyin.  
  • Madde kullanımını teşhis eden kişiler olun.
  • Çocuğunuzun madde kullanımına müdahale edin ve yönlendirin.
  • İyileştirici etkinliğe yardımcı olmak için kendi duygularınızı da yönetin.

Aileler uyuşturucu kullanan çocukları nasıl tanıyabilirler:

Çocuğunuzun uyuşturucu kullanıyor olmasından şüpheleniyor, ancak emin olamıyorsunuz. Acaba uyuşturucu kullanan genç nasıl anlaşılır?

Uyuşturucu madde kullanan gençte gözlemlenebilecek değişiklikler şunlardır:

  • Eski arkadaş çevresi ile birlikte olmak yerine yeni bir çevreye girmeyi tercih ederler. Yani arkadaş çevreleri değişir.
  • Gözlerde kanlanma olabilir.
  • Ağız kuruluğu, sık sık terleme, bulantı ve kusma başlıca değişikliklerdir.
  • Vücutta iğne ve yara izleri görülür.
  • Enerji ve kilo kaybı olur.
  • Ev içinde yalnız olmayı tercih eder.
  • Dikkat eksikliği başlar.
  • Sürekli bir yorgunluk ve uykusuzluk görülür.
  • Psikolojisinde değişimler ve ruhsal dengesizlikler görülebilir.
  • Madde ihtiyacı hissettiğinde çeşitli davranış değişiklikleri gözlemlenebilir.

Yukarıda sıralanan özellikleri çocuğunuzda gözlemliyorsanız, herhangi bir yargıda bulunmaksızın, çocuğunuzla konuşup onu anlamaya çalışın. Ayrıca bir uzmanla görüşüp çocuğunuzun yardım almasını sağlayın.

Her aile çocuğunu korumak uğruna uyuşturucuyu ve uyuşturucuya götüren şeyleri tanımak zorundadır. Tanımadan yapılacak olan mücadele fayda yerine zarar getirir.  

Bugüne kadar bilinçsiz kampanyalar, uyuşturucuyu hep azdırmış, daha çok yayılmasına neden olmuştur. Ana babanın zorla çocuğunu karşısına alıp bilgisiz ve hazırlıksız olarak nasihat etmesi, yarar yerine zarar verecektir. Öğrencileri zorla salonlara toplayıp konferans dinletmek istediğimiz zaman öğrenciler dinlemeyecektir. Sigarayı, alkolü bırakma kampanyaları hep böyle olduğu için bir netice alınamamıştır.  

Şöyle bir haber nakledelim: “İstanbul’da 18 bin taksi ve minibüs gençleri beyaz zehire karşı uyarmak için dört gün “Uyuşturucuya Hayır” pankartı ile gaza basacaklar.” (10/09/2004. Yenişafak)

Ne kadar, nasıl faydası olur bilemem…

Hatice Güldiken hanımefendi valiliğin halk gününe katılmış “Oğlumu uyuşturucu belasından kurtarın” diye yalvarmıştır. Çaresiz ve acılı anne evdeki eşyaları satıp uyuşturucu kullanan oğlu için valilikten yardım istemiştir. (17/07/2003.

Yenişafak)

Bu annenin çocuğu kurtarılabilir mi bilemem…

Bugün okulların etrafında uyuşturucu almış kızlı erkekli gençleri görüyorum. 12 – 13 yaşlarında Leyla gibi dolaşıyor. Birbirinin koluna girmiş, kimse umurunda değil, ne yaptığının, ne söylediğinin de farkında değil. Belki biraz sonra derse gidecek. Belki de sevgili anne babacığının yanına gidecek…

Çocuğunuz uyuşturucu kullanıyorsa ne yapmalısınız?

Doç. Dr. Ögel, madde kullandığı tespit edilen çocuklarla kurulacak iletişimi dört aşamaya ayırıyor.  

1- Hazırlık aşaması

  • Bırakın duygularınız yatışsın. Sakinleşin ve olaylara sağduyu ile bakar hale gelin. Yeterli gözlemi yapın ve veri toplamaya çalışın.
  • Kendinizi suçlamayın. Bu duygunuz öfkeye dönüşebilir ve sorunun çözümüne hiçbir katkıda bulunmaz.
  • Konu hakkında iyice bilgilenin. Bilmediğiniz şeyler hakkında fikirler ileri sürmeyin.
  • Önyargılardan arının. Her birey farklıdır. Sizin çocuğunuz da diğer uyuşturucu kullananlardan ve bağımlılardan farklı özelliklere sahiptir.
  • Ailenin diğer üyelerinden gerekirse fikir alın. Ancak bu durumu herkesin duymasından kaçının.

2- Durumun saptanması

  • Çocuğunuz gerçekten madde kullandı mı? Öncelikle bundan emin olun. Son günlerini bir gözden geçirin. Yeterli bilgi edinmek için sağlık kuruluşlarına başvurabilirsiniz.  
  • Eğer madde kullandıysa hangi maddeyi ne kadar süreyle ve ne miktarda kullandığını araştırmaya çalışın.  
  • Okul öğretmenleri ya da arkadaşlarıyla görüşün. Ancak bunu yaparken çocuğunuzu zora düşürmemesi için çok dikkatli olun, başkalarının anlamayacağı tarzda yapın.

3- Konuşma aşaması

  • Gencin madde etkisi altında olması konuşmayı güçleştirir ve yararsız olur. Bu nedenle madde etkisinin geçmesi veya etkisinin azalması gerekir.
  • Bu konuyu konuşmaktan korkmayın. Korkularınızı ve kuşkularınızı onunla açıkça yaklaşın.
  • Konuşurken onu korkutmamaya özen gösterin. Tamamen gerçekçi samimi ve yalın olun.
  • Amacınızın ne olduğunu üstüne basarak vurgulayın. Ona yardımcı olmak istediğinizi anlatın. Her zaman onun yanında olacağınızı hatırlatın.
  • Onun düşünce, yaşantı ve korkularını anlamaya çalışın.
  • Genellikle insanlar madde kullandıklarını inkâr ederler. Eğer inkâr ederse çok fazla ısrar etmeyin. Bu konuda konuşmak isterse onu dinlemeye hazır olduğunuzu belirtin. Bir dönem onu gözleyin. Aradan zaman geçtikten sonra bu konuyu gündeme getirebilirsiniz.
  • Madde kullanmasından dolayı onu suçlamayın. Ancak bunun sonuçlarına kendisinin katlanacağını hatırlatın.

4- Yönlendirmek:

Yardım ve bilgi alabileceğiniz tedavi kurumlarını öğrenin.

  • Genelde bu gençler tedavi kurumlarından çekinirler. Bu nedenle onu tedavi için cesaretlendirin. Eğer bir tedavi kurumuna gitmek istemiyorsa en azından danışmanlık için başvurmasına yardımcı olabilirsiniz. Bu durumu ona “Bir gidip öğrenelim. Ne yapmak gerekiyor? Ona göre karar verelim. Danışmanın hiçbir zararı yoktur” biçiminde açıklayabilirsiniz.
  • Genç tarafından söylenen olumlu düşünceleri onun ardından siz de onun sözleri ile yineleyin.
  • Sık sık mesajlarınızı yineleyin
  • Tüm bu desteklerinizin yanında ondan bu maddeyi kullanmamasını isteme hakkınız vardır. Bırakma konusunda yardıma hazır olduğunuzu belirtin.
  • Onun sorumluluğunu onun yerine üstlenmeyin. Onun kendi sorumluluğunu üstlenmesine yardımcı olun.
  • Birkaç kez madde kullanımıyla bağımlılık gelişmeyebilir. Bu dönemde daha ağır uyuşturucular kullanmasını ve denemesini önlemeye çalışın.  
  • Ancak unutmayın hiçbir zaman kişinin isteği dışında maddeyi bıraktırmak ve tedavi etmek mümkün değildir.
  • Eğer o madde kullanımını bırakmak istemiyorsa böyle bir durumda ona destek olamayacağınızı belirtin. Karşılaştığı zorlukları onun yerine siz aşmayın. (Örneğin okulla ilgili yada yasal sorunlar) Kendi kararlarının sonuçlarına katlanmayı öğrenmek zorundadır. (01/10/2002. Zaman)
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir