UYUŞTURUCU FELAKETTİR

Uyuşturucu kullanan aklını ve mantığını kullanamaz. Uyuşturucu öyle bir felakettir ki, kullananları aptallaştırır.

Bugün bilhassa gençliğin etrafında dolaşan tehlikeler ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bugün dünya gündeminin ilk sıralarını oluşturmaktadır.

Uyuşturucu belâsı, kullananları hem ruhsal hem de fiziksel açıdan olumsuz etki yapmakta ve çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Uyuşturucu kullananın ne dünyası vardır ne de ahreti vardır. O hayal aleminde yaşamaya başlar. Hiçbir şeyin onun için önemi yoktur.

Bugün kullananların sayısının kat kat artması, hatta ilk öğretime kadar inmesi, hepimizi ciddi olarak düşündürmelidir.

Üzerinde yeterince durulmaması, genç beyinlerin uyuşmasına neden oluyor. Uyuşturucu kullanımı, Avrupa’yı ve Amerika’yı neredeyse yakalamıştır. Operasyonlarda artık kilolarla yakalanmıyor, tonlarla yakalanıyor. Tırlarla yakalanıyor.

Gençlerimizin kendisi için, ailesi için ve milleti için harcayacağı enerjiyi bitirmek ve beyinleri uyuşturmak için plânlı ve programlı bir şekilde çalışıldığı görülmektedir. İnsanlar sadece para kazanmak için kendilerini bu kadar riske atmaz. İşin içinde başka şeylerde vardır.

Aynı zamanda uyuşturucudan başka bir şey genç nesli bu kadar hayattan, ideallerden koparıp saf dışı edemezdi.

Şer güçlerin maksadı bedeni beyni uyuşmuş, insani ve ahlaki duyguları körelmiş bir nesil oluşturmaktır. Böyle bir nesilden hiçbir şekilde hayır gelmez.  

Tarihin hiçbir döneminde, hiçbir felâket yeni nesli ve aziz milletimizi bu kadar tehdit etmemiştir. Çünkü; sadece uyuşturucuya bağımlılıkla kalınmıyor, arkasından bütün topluma, aileye yönelen felâketler söz konusu oluyor.

Başlangıçta genç sadece merakını gidermek ister, denediğini zanneder. İlk anlarda kendini çok cesur ve güçlü hisseder. Kısa sürede esaret başlar her şeyini kaybeder, sağlığı da bozulur. Beyninde kalıcı bozukluklar oluşur. Ruhi problemler başlar, cesaret gider yerine korkular gelir, ölümcül hastalıklar onu tehdit eder. O artık yaşayan ölü olur. Tedavi çoğu zaman imkânsızdır.

Uyuşturucu her şeyi yıkar, mahveder; kişilerin dünyasını yıkar, iş hayatini mahveder, aile düzenini bitirir. Toplum hayatını da alt üst eder.

Bir annenin ibret verici şu sözü ne kadar manidardır: “İki oğlum ölseydi bu kadar üzülmezdim uyuşturucuya alıştılar, her şeylerini kaybettiler ve sürünüyorlar. Onları görmek benim için dayanılmaz bir işkence oluyor. Bir de onların benden zorla para isteyişleri var ki, buna hiç dayanamıyorum.”

Uyuşturucu dünyasında para varsa, uyuşturucu vardır. Hemen vardır. Para yoksa, ahlak, namus ve insanlıktan vazgeçilerek, uyuşturucunun temini mümkündür.  

Uyuşturucu batağına düşenlerde ve ülkelerde hiç de huzur ve mutluluk falan yoktur.

Felâket vardır, acı vardır, üzüntü vardır. Böyle yanlış propagandalara kanılmamalıdır. Gençliğin aldanmasına ve aldatılmasına müsaade edilmemelidir.  

Uyuşturucu ile çaresiz hastalıklar arasında yakın bir ilişki vardır. Uyuşturucu ve AIDS ikisi de tüyler ürperten çağın belâsı… Çünkü uyuşturucu fuhşu davet ediyor. Damardan vurulan iğne de AIDS’i davet ediyor. Sebebi de genellikle aynı enjektör paylaşılıyor.

Uyuşturucu intihardır, azar azar intihardır. Sonu adım adım ölümdür. Kullananı başta sahte dünya, sahte mutluluk ve sahte cennet sunan uyuşturucu, her gün kullananı adım adım ölüme götürüyor. Yetkililerin açıklamasına göre vücuda giren bir gram uyuşturucu, beyinde bir milyon hücreyi götürüyor. Uyuşturucunun 1-2 defa kullanımı bile bağımlılık yapmaya yetiyor.  

Uyuşturucu kullananlarda ruhsal çöküntü meydana geliyor. Ahlâk dışı davranışlar görülüyor.

Bazı ilim adamları uyuşturucunun adına “Zeka zehri” demektedir. Çünkü insanda ne akıl bırakıyor. ne de mantık. Uyuşturucu bağımlılığı namus sattırır, ev sattırır, çocuk bile sattırır.  

Uyuşturucu çok şiddetli beyin zehridir. Zeka zehri olduğu yetkililerin ifadesidir.  

Uyuşturucu insanı uyuşturuyor. Her şeyini elinden alıyor.

Gazetelerde yayınlanan bir olayı nakletmek istiyorum:

“Eroin dünyasının kendisine güzelliğinden dolayı “Prenses Banu” dediği ama sonunda değil güzellik insanlıktan bile çıkardığı Banu’yu dinleyelim:

“Genç bir kızdım, zengin bir ailem vardı. Her istediğim yapılıyordu. Ben arkadaş gruplarıyla diskoteklere alıştım. Önce müzik tutkusu, sonra uyuşturucu alışkanlığı…

Kusmalar, hayaller… Pencereden inekler, kızılderililer gördüm. Bize ok atıyorlardı, sandalyeyi cama fırlattım. Ellerim ölü eli gibi çekildi. Eklem yerlerimde sancı, ter, titreme… Ben onun pençesine düştüm. Allah başka gençleri, başka aile çocuklarını korusun o canavardan. Çok mutlu, çok rahat bir aile düzenim vardı. Annem, babam üzerime titrerdi. Bir mühendisle evlendim. Bir oğlumuz oldu. Ama benim o zehire alıştıktan sonra ne yuvamı, ne çocuğumu görür halim vardı. Kocam benden ayrıldı…” (17/01/1983. Hürriyet)

Basına yansıyan bir haberi birlikte okuyalım:

“İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) dün görülen bi davada uyuşturucunun insan hayatını ne denli olumsuz etkilediği gözler önüne serildi. “Teşekkül halinde uyuşturucu ticareti yaptığı” iddiasıyla hakim karşısına çıkan Feridun Metin Gönenç, uyuşturucu bağımlılığı yüzünden her şeyini, hatta ailesini bile kaybettiğini söyledi. Hamza Çetin ise “Eşimi bu illetten kurtarmak için çok uğraştım; ama olmadı. Ben kullanmadığım halde eşim için eroin temin ediyordum.” dedi. İstanbul 6 nolu DGM’de görülen duruşmada eroin ve kokain sattığı iddiasıyla hakim karşısına çıkan 36 yaşındaki Feridun Metin Gönenç, uyuşturucu yüzünden her şeyini kaybettiğini söyledi. 13 yıldır bağımlı olduğunu söyleyen Gönenç, 16 kez tedavi girişiminde bulunduğunu; ancak başarısız olduğunu belirtti. Gönenç “Uyuşturucu yüzünden kuyumcu dükkanımı ve ailemi kaybettim. Bir evim vardı, en sonunda onu da sattım.” dedi. Gönenç, 13 yıldır uyuşturucu kullandığını; ancak ticaretini yapmadığını söyledi. Eroin bağımlısı olduğunu kabul eden Demet Çetin ise 8 yıldır eroin kullandığını, krize girdiği zaman eşinin ona uyuşturucu temin ettiğini söyledi. Demet Çetin ile iki yıldır evli olduğunu belirten Hamza Çetin, eşini bağımlılıktan kurtarmak için çalıştığını; ama başaramadığını belirterek, “Tedavi olması için 6 kez hastaneye yatırdım. Ben kullanmadığım halde eşime kriz dönemlerinde uyuşturucu temin ediyordum.” diye konuştu. (14/12/2002.

Zaman)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir