UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI
Adı üstünde, uyuşturucu; beyinleri, bedenleri, nesilleri, aileleri ve milletleri uyuşturan, esaret altına sokan, düşmanın amansız tuzağı.
Başlangıç noktası, nanevî, ahlakî zayıflık ve kötü alışkanlıklardır. Gençlerin bügünkü yaşayış anlayışı, arkadaş ortamı ve eğlence biçimi uyuşturucuyu davet ediyor. Uyuşturucunun kaynağı da, başı boş gençlerin peşinde ve eğlence yerlerinde dolaşıyor.
Gençler, sigaradan, biradan, uyuşturucuya azar azar geliyor. Pazar arayanlar, taşıyıcı arayanlar başta gençlere ikram ediyor veya fark ettirmeden yiyeceğine, içeceğine azar azar koyuyor.
İlkokul sıralarında, kokulu kalem, kokulu silgi, yapıştırıcı, tiner, çakmak gazları çocukları uyuşturucuya itiyor.
Bir hususa dikkat çekmek istiyorum: Bir tür dövme oluyor, cilde yapıştırılan çıkartma şeklinde. Bunlara uyuşturucu emdiriliyor. Vücuda yapıştırılınca kana karışıyor. Ve yakın zamanda uyuşturucu mübtelası yapıyor.
Bir de kâğıt çıkartmalar var onlar da ellendiği ve yapıştırıldığı zaman etki yapmaktadır.
Yetkili bir ağızdan müthiş itiraf:
“Simitte uyuşturucu: okulların açılmasına az bir zaman kala bakan Işılay Saygın aileleri uyardı. Okul önlerinde satılan simitin üzerine uyuşturucu konulduğu uyarısında bulundu. Çocuklarınıza sahip çıkın. Benim çocuğum yapmaz demeyin. Nice mutaassıp ailelerin çocukları uyuşturucuya kurban gitmiştir” diye uyardı.
(10/09/1998. Zaman)
Uyuşturucu kullanım yaşının 11-12’ye düşmesinin nedenleri vardır. Yapılan açıklamalara göre;
- İlk olarak sigara içme yaşı ortalaması 11,
- Her gün sigara içme yaşı ortalaması 12,
- İlk kez sarhoş olma yaşı ortalaması 11,
- İlk kez uçucu madde kullanım yaşı ortalaması 12,
- İlk kez sakinleştirici hap kullanım yaşı ortalaması 11,
- Alkol kullanan öğrenciler içinde anne ve babasının ilişkisini kötü olarak değerlendirenlerin oranı yüzde 14 iken hiç madde kullanmamış olanlar için bu oran yüzde 7,5. (20/02/2002. Zaman)
Bu işin şakası yok. Kimse çocuğundan emin olamaz. Çünkü tehlike, tek bir kaynaktan gelmiyor. Baskılar çok. Bunun için her aile çocuğuna iyi bir aile ortamı hazırlamalıdır.
Çocuğun ruh ve beden dengesini kurmalıdır. Kötü örnek olmaktan kaçınmalıdır.
Çocuk sokağın ve bodrum katların, arka sokakların insafına bırakılmamalıdır. Ergenlik çağında cinsellikle başbaşa bırakılmamalıdır. Karnı tok sırtı pek felsefesinden vazgeçilmelidir. Yoksa çocuk zararlı şeylere ilgi duyuyor. Sonu üzüntü ve pişmanlık oluyor.
Ailenin sıcak ilgisiyle beraber en güçlü engel inançtır.
Dine ilgi her insanın fıtratında vardır. Bazı şeyler uygun bir şekilde dinen kötü, günahtır, haramdır. Allah soracak ve cezalandıracaktır şeklinde telkin edilirse caydırıcı olacaktır.
Sözün özü, gençlerin uyuşturucu alışkanlığından kurtulma şansı çok zayıftır. En iyisi uyuşturucuya başlamamasını sağlamaktır.
Akdeniz Üniversitesi Profesörlerinden Sunar Birsöz’ün açıklamalarına göre; parfüm, sprey ve deodorantların sürekli kullanılması, uyuşturucuya götürüyor. Ayrıca sigara, kahve ve kolanın aşırı alınması uyuşturucuya zemin hazırlıyor. (23/09/1995. Zaman)
İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün açıklamalarına göre; “Kafe, disko, bar ve pavyonlar uyuşturucu kültürünün filizlendiği yerler olmaktadır. Para yetmeyince de her türlü ahlaksızlık söz konusu oluyor.”
Her an çocuğumuz uyuşturucu ile tanışabilir; Her aile her genç uyanık olmalıdır. Çocuklar başı boş kalmamalıdır.
“Al bunu çek, bütün dertlerini unutursun” diyenler, dost değildir. Bir anlık zevk, ömür boyu köleliktir.
Milletleri yıkan şeylerin en etkilisi, fuhuş ve uyuşturucudur.
Bugün uyuşturucu kullanım yaşı, ilk okula inmiştir. Çünkü çocuk, tuzağa düşürülüyor. Ayranına, tostuna uyuşturucu konursa elbette böyle olur. Alkole, sigaraya erken başlayan, elbette uyuşturucuya da erken başlayacaktır.
Aman ne olur anne babalar, yavrularını takip etsin, iyi eğitsin. Gençler de dikkatli olsun.
Gençlik, paslanmış demir gibi için için çürüyor. Çünkü; cinsellik ön plânda, cinsi hayat erken başlıyor.
Uyuşturucuya ve fuhşa en büyük engel aile ve din engelidir. Bu iki gücü iyi kullanmalıyız.
Eğer çocuklarımızı böyle tuzaklardan ve bataklıklardan korumak ve kurtarmak istiyorsak inancını ve aile bağlarını güçlendirmeliyiz.