UĞUR – UĞURSUZLUK ARAMAK

Birçok insan bazı şeylerin uğruna koşarken, bazı şeylerinde uğursuzluğundan kaçıyor. Akla gelmeyecek şeylerde uğur-uğursuzluk arıyor. 

            Cenab-ı Allah’ın yarattığı şeylerde uğur-uğursuzluk olmaz. Uğursuzluk insanın kendisindendir. (Yasin:18) İnsanın tedbir alıp almamasına, doğru karar verip vermemesine, çaba sarf edip etmemesine bağlıdır.

            Her sabah bazı esnafımız birilerinden uğur parası almaktadır. İlk alışverişinde aldığı parayı yere atıp sonra kasasına koymaktadır. 

            Uğur getirsin diye üzerinde bir şeyler taşıyanlar oluyor. İlkel insanlarda boyunlarına, bileklerine kemik, hayvan dişi gibi şeyler takarlardı. Bu tür şeylerin kaynağı Romalılar ve Putperest Arapların davranışlarıdır.

            İnsanda, hayvanda, günde, sayıda, renkte, parada, boncukta, uğur-uğursuzluk aramak günlük işleri ya aksatıyor veya mani oluyor. Hatta başarı, başarısızlığın sonucu bile uğur-uğursuzluk sayılan şeyde aranıyor.

               İnancımızda uğur-uğursuzluk aranmaz. Hayra yorulur. 

            Kur’an’da Yasin Suresi 18.-19. ayetlerinde uğur-uğursuzluğun olmadığı, Neml: 47. ayette uğursuzluk Allah katında yazılı olduğu, Enbiya: 35. ayette Cenab-ı Allah’ın hayırla şerle insanları imtihan ettiği bildirilmiştir. 

            Peygamber (as) buyuruyor ki: “Sayılardan renklerden hüküm çıkaran bizden değildir.” 

            – Uğursuzluk inancı bir Müslümanı yolundan alıkoymasın yaptığınız işlerden hoşlanmadığınız bir şey görecek olursanız şu duayı okuyunuz; “Allah’ım hayrı ancak sen verebilirsin, şeri de ancak sen def edebilirsin. Güç ve kuvvet ancak sendedir.” buyurmuştur. (Ebr Davut Tıp:24/3923)  

            Peygamberimiz uğursuzluğu reddederdi. Hiçbir şeyi kötü ve uğursuz görmezdi.

Herhangi bir şeyden uğursuzluk çıkarmayı sevmezdi. Her şeyi iyiye yorardı, herkesin iyiliğine dua ederdi. Peygamberimize göre uğursuzluk yoktur. Güzel söz vardır, güzele yormak vardır. “Uğursuzluk inancı, sizi yolunuzdan alıkoymasın.” derdi. (Prof.Dr.İ.Canan Hadis Ans. 11/208)  

               -“Uğursuzluk çıkarmak şirktir.” (Tirmizi Siyer 47) (B.Hadis Kül.4/200)

 -“Ne sirayet (bulaşma) ne de uğursuzluk vardır. Benim güzel söz hoşuma gider.” buyurmuştur. (Buhari Tıbb:44)  

-“Kim uğursuzluk sayıp işinden kalırsa, Allah’a şirk koşmuş olur.” (B.Hadis Kül:4/200)

Bir gün de Peygamber Efendimiz  (sav) bileğine sıra halka geçirmiş birini gördü. Ona:

               -“Bu nedir?” diye sordu. Adam:

 -“Uğurumdur. Bana cesaret verir. Kuvvetimi arttırır.” dedi. Peygamberimiz ona:  -Çıkart onu at! O senin ancak aczini arttırır. O üzerinde iken ölürsen iflah etmezsin.” demiştir.

               13 sayısı uğursuz kabul ediliyor. 13 sayısının diğer sayılardan ne farkı var?

            Bazı otellerde, binalarda 13. oda yoktur, 13. daire yoktur. Uçakta 13 nolu koltuk yoktur.

            Misyonerlik kafa karıştırmak için dağıttıkları ve dağıtılmasını istedikleri yazılarda kız, 13 yaşındadır. 13 gün sonra zengin olur. Ceza gören 13 gün sonra ceza görür.  13 gün sonra işini kaybeder. Yazı 13 kişiye gönderilecektir. Değilse 13 gün sonra felakete uğranacaktır. 

               Ölenin ardından 7. 40. 52. günün takip edilmesinin hiçbir önemi yoktur.

            Son zamanlarda evde 7 biblo ve 7 filin şans getirdiğine, mutluluk verdiğine inanılıyor, evler puthaneye çevriliyor. Bunun putperest Araplardan ne farkı var. Onlar da evlerinde put bulunduruyor, onarlın şans getirdiğine ve koruduğuna inanıyorlardı. 

               Bir hurafe de evde ayna kırılırsa, 7 yıl kısmetin bağlanağına inanılmasıdır.

            Peygamber (as): “Renklerden, sayılardan, hüküm çıkaran bizden değildir.” buyuruyor. İnancımızda sayıların, renklerin, hayvanların birbirinden hiç farkı yoktur. Orada burada uğur-uğursuzluk aramak İslâm’la bağdaşmaz

               Peygamberimi(sav): 

            “Kuşun ötmesinden uçmasından bir şeyler çıkarmak, taşlarla fal açmak, kuma çizgiler çizmek bunlardan geleceğe ait bilgiler çıkarmak sihir, kehanet nevindedir.” (Riyazüs Salihın:1702) diyerek bu tür davranışları yasaklamıştır. 

            Bugün halk arasında yaşanan bid’at ve hurafelerin kökü dışarıdadır. Meselâ baykuşun ötmesi ölüm, felaket habercisi, uğursuzluk sayılır. Baykuşlarla ilgili bu düşüncenin kaynağına indiğimiz zaman, Romalılarda baykuşu ölüm, felaket ve uğursuzluk habercisi kabul ettiği görülür. Baykuş ne fayda verir ne de zarar. Onun diğer kuşlardan ne farkı vardır? 

 İlkel insanlarda uğur-uğursuzluk aramış, bazı şeylerin uğruna koşmuş, onlara ait ne varsa takmış takıştırmıştır.

            Baykuş ötmesinde, horozun ötüşünde, kedide, tavşanda, kargada, leyleğin görülmesinde, köpeğin ulumasında, örümcekte, ölüm, uğur-uğursuzluk arayan ilkel insanların bu inançları aynen günümüzde de yaşatılmaktadır.

            Hayır, şer, ölüm hayvanların elinde olabilir mi? kuş, hayvan bela ve musibetin habercisi, davetçisi olabilir mi?

Uğur-uğursuzluk olduğuna inanılan bazı hurafe ve inançlar şunlardır: 

  • Paslı çivi bulmak, uğursuzluk getirir.
  • Merdiven altından geçmek,
  • Tuzun dökülmesi,
  • Terliğin ters dönmesi,
  • Süpürgenin çiğnenmesi,
  • Kara kedi görmek,
  • Evde örümcek görmek,
  • Bacadan dumanın eğri çıkması, 
  • İki bayram arası nikah,
  • Gece dikiş dikmek, tırnak kesmek, aynaya bakmak,
  • Gece sakız çiğnemek, temizlik yapmak,
  • Elden ele bıçak, sabun vermek,
  • Bardak, tabak kırılması,
  • Cuma çamaşır yıkanması, Salı günü işe başlanması,
  • Akşamdan eve acı, turşu sokmak,
  • Sırtta iken düğme, sökük dikilmesi,
  • Gece vakti horozun ötmesi,
  • Ezan okunurken köpeğin uluması, 
  • Sol gözün seyirmesi, sol kulağın çınlaması… vb.

İnanç ve düşünceler Müslümanları asla meşgul etmemelidir.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir