Türbelerle İlgili Hurafeler

Firavun mezarları gibi mezarlar yapmak, buralara aşırı ilgi göstermek, dua yeri, namaz yeri, yardım istenilen yerler yapmak, içinde yatana ezadan başka bir şey değildir.

Türbe ziyaretleri sanki dini bir vecibeymiş gibi düşünülmemelidir. Unutulmamalıdır ki türbelerde yatanlar beşer üstü bir varlık değildir. Onları Cenab-ı Allah ile arada bir aracı olarak kabul etmek, büyük hata olur.

Derdi olan, isteği olan türbelere koşuyor; dua edecek soluğu türbede alıyor. Hasta olan geçimi bozulan, işini kaybeden, çocuk isteyen, evlenmek isteyen türbeye gidiyor. 

Türbeleri dolduran insanların hepsinin isteği var. Kadınlar Zilli Baba’nın etrafında dolaşıyor: “al sana bir göbek, ver bana bir bebek” diyor, çocuk istiyor.

O türbede yatan Fatiha bekler, hayır dua bekler. Ondan bir şey beklemek İslâm inancı ile bağdaşmaz. Türbede yatanların dünya ile tasarrufu bitmiştir. Fayda da veremezler, zamanda veremezler. Yunus’un dediği gibi: “ Ne söylerler, ne bir haber verirler.” 

Kişinin makamı, ünvanı ne olursa olsun onun için Gavs (sığınak), Gavs-ı Azam (Büyük sığınak) Ekber, Âzam gibi sıfatlar kullanılamaz.  Çünkü Cenab-ı Allah’ın sıfatlarını başkasına yakıştırmak şirktir.

Türbeler tapınılır gibi ziyaret edilmez. Türbenin eşiği, kapısı, pencereleri öpülmez. Dua etmek için türbeye gitmeye gerek yoktur. Türbedeki, Allah ile arada vasıta olamaz. Veya türbede yatandan bir şey istenmez.

Bir insan: “Yatıra gittim, dua ettim, duam kabul oldu.” derse, bu küfre götürecek bir davranıştır.

Türbeler dua yeri değildir. Dua ibadettir, dua Allah’tan başkasına yapılmaz. Dua ibadet olunca bu ibadetin türbede yatana yapılması şirk olmaz mı?

Kur’an’da: “Allah’la birlikte kimseye yalvarmayın.” Cin:18  

-Rasûlüm! De ki: Allah’ı bırakıp da başkalarına yalvarmayın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne giderebilir, ne de değiştirebilir. İsra:56  

-“Onların yalvardıkları bu varlıklar, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar. O’nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı sakınılacak bir azaptır.” –İsra:57 buyrulur. 

Türbelerde namaz kılınmaz. Ancak ayrı bölüm varsa, orada kılınır. Peygamber (as): “Allah’ım! Kabrimi tapınılan yer yapma.” diye dua etmiştir.-R.Salihın:1799 

Türbeler yardım isteme yerleri de değildir. “Yardım Allah’tandır.” –Al-i İmran:126  Türbede seslenmek, çağırmak, imdat demek, yetiş demek, bir şey istemek şirke götüren davranışlardır. “ Ey falan benim şu işim var hallet” denmez. “Falan türbeye gittim işim oldu, duam kabul oldu. Falana adak adadım, adağım oldu.” demek bir Müslümanın yapabileceği bir iş olamaz. Hatta bana yardım eder mi, etmez mi? diye düşünmek bile “Falan türbenin yardımı oluyor.” demek bile şirk kokan sözlerdir.

Kur’an’da:

-“ Dikkat et, halis din yalnız Allah’ın. O’nu bırakıp kendilerine birtakım dostlar edinenler: Onlara bizi sadece Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola iletmez.” –Zümer:3

-“Allah’ı bırakıp da kıyamete kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar bunların tapmalarından habersizdirler.”-Ahkaf:5

Peygamber (as)da şöyle buyuruyor: 

-“Kim Allah’tan başka birine tutunursa, kendisi ona bırakılır.” (O versin, ona git, o kurtarsın… denir.) – (Ramuz el-Ehadis: 413/3)

Şair: “Güvenirsen Allah’a güven,          Murat almaz yüz çeviren” der.

Kabir, ölümü düşünmek, ölümden ders almak, ahrete hazırlık yapmak için ziyaret edilir. Topraktan geldik toprağa döneceğiz denir. Ölenlerden ders alınır. Peygamber (sav): “ Kabirleri ziyaret edin. Size ahreti hatırlatır, sizi gafletten uyandırır.” buyurmuştur.-Tirmizi Cenaiz:60   

Türbelerde yapılan taşkınlıklar ve İslâm dışı davranışlar bolca yapılmaktadır. Bazı kabirler ağlama duvarı haline getirilmiş, şikayet yerleri olmuştur.

Piyangodan yüksek ikramiyenin kendilerine çıkmasını isteyenler türbelere koşup dua etmektedir. İkramiye bileti, toto kuponları türbelerin duvarlarına, eşiğine sürülmektedir.

Sınava girecek öğrenciler türbelere akın etmektedir. 

Meryem Ana evinin bahçesi dilek kağıtları, bez parçaları ile dolmaktadır. 

Türkiye’de mum yakanlar, türbelere çaput bağlayanlar, türbelerde dua edip istekte bulunanlar, türbenin kovuklarına kalem, anahtar sokanlar, istek kağıdı koyanlar, türbelerde diz çökenler, türbe eşiğine yüz sürenler, türbeden geri geri ayrılanlar… bu davranışların hurafe olduğunu bilmelidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uyarı levhaları asılmıştır. Bu levhalarda şunlar

yazılıdır: 

  • Para atılmaz.
  • Adak adanmaz. – Mum yakılmaz.
  • Kurban kesilmez.
  • El-yüz sürülmez.
  • Bez, çaput bağlanmaz.
  • Taş, para yapıştırılmaz.
  • Türbelerin içinde yatılmaz.
  • Yiyecek şeyler bırakılmaz.
  • Eğilerek, emekleyerek girilmez.
  • Türbe ve yatır etrafında dönülmez.
  • Türbe ve yatırlardan medet (şifa) umulmaz.

* Ölüler için işlenen bazı bid’at ve hurafelere bakalım:

            Son anlarında üzerinde kul hakkı var mı, yok mu? Sorulmuyor. İbadet borçları, vasiyeti olup olmadığı sorulmuyor, bid’at ve hurafeler başlıyor.

  • Yüzünü kıbleye çevirin deniyor. Hayatında kıbleye dönmediyse ne fayda? 
  • O gelsin, bu gelsin cenaze bekletiliyor.
  • Üzerine bıçak, ekmek, demir konuyor.
  • Fotoğraflar, çelenkler, bandolar, konvoy oluşturularak arabalar hazırlanıyor.
  • Nutuklar atılıyor, sloganlar, tekbirler, el çırpmalarla cenaze taşınıyor.
  • Sela verilirken “….eşrafından” diye veriliyor. 
  • Ağlamalar, sızlamalar, taşkınlıklar isyan derecesine varıyor.
  • Ölüden saçından, sakalından hatıra alınıyor.
  • Kabre cenazesi ile beraber bir şeyler konulmak isteniyor. 
  • Kabre “ Yanın boş kalsın” denirse yakın zamanda bir yakını ölmezmiş.
  • Evde köpek ulur veya baykuş öterse o evden yakında cenaze çıkarmış.
  • Ölü için su ısıtılan kazan iş bitince ters çevrilirse o evden yakın zamanda ölü çıkmazmış.
  • Kabrin üzerine bulgur, pirinç, buğday koymak.
  • Dişi ağrıyan mezar taşını ısırırsa ağrının geçeceğine inanmak.
  • Hasta mezarlıkta veya türbede yatarsa, şifa bulacağına inanmak.
  • Hastanın çamaşırları türbeye konursa, şifa bulacağı inancını taşımak.
  • Sınava girecek öğrencinin özel eşyaları bir gece türbede kalırsa, başarılı olacağına inanmak.
  • Türbe duvarına, kapısına sahip olmak istediği ev, araba, çocuk gibi şeylerin resmini çizmek.
  • Türbeye yiyecek konursa bereket olacağına inanmak.
  • İsteğin olması için türbede hayvan, horoz kesmek.

İnanıyorum bu yanlışlıklar mezarda yatanların kemiklerini sızlatıyordur.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir