TOPLUMUN TEMEL TAŞI AİLE
Son zamanlarda kutsal olan aile yuvalarını çok ihmal ettik. Aile her şeyimizdi. Sildik attık. Başta aile reisi, ardından yuvayı yapan dişi kuş, ardından da kanatlanan yavrular yuvayı terk etti.
İnsanları bir arada tutan, birbirlerine karşı sorumluluklar yükleyen dini, milli değerlerimiz zayıflatılıp yıkılınca; bey bir tarafa, hanım bir tarafa, varsa çocuklar kendi halinde bir tarafa gitti.
Güven sarsıldı, ihanetler kendini gösterdi. Arkadaş, dost, sevgili derken aile unutuldu.
Nefis ve şehvet fırtınası ile yuvalar yıkıldı. Koca çekti gitti, hanım çekti gitti.
Kur’an ne diyor:
- “Mü’min kadınlar ve erkekler birbirlerinin velileridir.” (Tevbe:71)
- “Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz.” (Bakara:187)
Ayrıca şöyle dua etmemizi istemiyor mu?
- “Rabbim bize gözümüzün nuru olacak evlatlar ver.” (Furkan:74)
Peygamberimiz de şöyle diyor:
- “Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.” (Buhari, Cuma:11)
Sözün özü sorumluluklar unutuldu. Ahde vefa kalmadı, sadakat sözleri nikah masasında kaldı.
- * *
İçerden ve dışarıdan aileyi yıkma gayretleri devam ediyor. Dur demeye niyetli olan yok. Başta evlilik anlayışı değişti. Evlilikler televizyona havale, sokakta evlilik kararı veriliyor. Anlaşırsak devam ederiz düşüncesiyle evleniliyor. Evli olanlar, ikinci evlilik düşünüyor. Eşlerden isteyen istediği zaman yeni bir eş bulup çekip gidiyor. Çocuk köpekle, kedi ile beraber büyütülüyor. Gençler iyiliğe yönlendirilmiyor.
Evlilikler pazarlık usulü, şartlı yapılıyor. Evlilik kararları aşka dayanıyor, akla, mantığa değil. Eşler arasında ne sevgi var, ne de saygı.
Medya tarafından eşlere sen ben kavgası yaptırılıyor:
- Kadın erkek eşitliği,
- Özgürlük tartışmaları,
- Cinsel özgürlük istekleri,
- Dizilerdeki kötü örnekler,
- Namustan, edepten nasibi olmayanların programları, öğütleri ve örnek olarak sürülmesi, aileleri toz duman ediyor.
Dışarıda, güçlü Müslüman Türkiye istemeyenlerde boş durmuyor.
Siyonizmin gizli tamimine göre:
- “Genç nesilleri ahlaka aykırı telkinlerle ifsat ediniz.”
- “Aile hayatını yıkınız.”
- “Sanatı zayıflatınız. Edebiyatı müstehcen ve şehevi bir hale sokunuz.”
- “Türk milletini ahlak, milliyet, din ve gelenekleri bakımından çürütünüz; zinayı ve ahlaksızlıkları teşvik ediniz.” (İhanet Planları – Kemal Yaman) (Gizli Devlet ve Fesat Programı – Cevat Rifat Atilhan)
Mustafa Necati Özfatura’nın bir makalesinde okumuştum. “Siyonizmin yan kuruluşu olan ve merkezi New York’ta bulunan Dünya Milletlerini Tanıma Enstitüsü’nün 1987 Genel Kurulu’nun Türkiye’deki sağlam aile yapısını yıkmak için medya ve bilhassa TV yayınlarıyla Türk ahlakının çökertilmesi kararı alınmıştır. Ve bu karara basın, film, tiyatro ve bilhassa bazı özel TV’lerce icra edilecektir.”
Mehmet Akif şöyle diyordu:
- “Biz ki her mevcudu yıktık, gayesiz bir fikir ile yıkmadık bir şey bıraktık… Sade bir aile.” Şimdi o da elden çıktı.
- * *
Aile nedir? Nasıl bir aile kurulmalıdır? Aile hayatı nasıl devam ettirilebilir?
Bunların bilgisini gençlere vermiyoruz. Büyükler olarak ailenin devamını sağlayacak katkı ve destek vermiyoruz.
Aile kurulmadan maddi manevi hazırlık yapılmıyor. Gençler yuvayı ayakta tutacak şekilde yetiştirilmiyor.
Ev çocuktan önce köpek barınağı oluyor, gururla her gün köpek gezdiriliyor. Evde her şeyin israfı yapılıyor. Ev günah evi, isyan evi. Eve müstehcen basın dışında bir şey girmiyor.
Eve helal kazanç girmediği için eşler arasına kara kedi giriyor.
Evde eşler anlayışlı, faydalı olmadan, ibadetle ve güzel davranışlarla süslenmeden, mutlu bir aile hayatı olmaz.
Ev kabir gibi ise, içindekiler manen ölmüş ise o yuva nasıl zevk verir? Evlilik nasıl tat verir?
* * *
Aile yuvasında genç evlilerin kendi sorumluluğu nedir? Eşine nasıl davranmalıdır? Görevleri nedir? Bunları bilmedikleri için düşman kesiliyorlar, kedi köpek gibi kavga ediyorlar.
Aile yuvasının devamı ve mutluluğu için eşlerin birbirlerine görevlerini noksansız yapmaları gerekir.
- Ortak Görevler:
- Karşılıklı sevgi, saygı, itaat,
- Birbiri ile istişare, Kaba, kırıcı olmamak,
- Yalandan uzak durmak,
- Küçük düşürücü davranışlardan kaçınmak,
- Birbirine yardımcı, dert ortağı olmak, paylaşmak,
- Çocukları beraber büyütmek,
- Birbirlerinin anası babası olmak,
- Eşler Birbirlerinden Ne Bekler? Sadakat, güven bekler.
- Ciddiyet ister.
- Kendisini aşağılamamasını ister.
- Güvenin sarsmamasını, şüphe vermemesini bekler.
- Saygı bekler.
- İçki, kumar ve fuhuş ile evin düzeni bozulmasın ister.
- Asık suratlı olmamayı ister.
- Başkaları ile kıyaslanmamak ister.
- Sırrını başkalarına yaymamasını ister.
- Görevini aksatmamasını ister.
- Yersiz kıskançlık yapmamasını ister.
- Uyumlu Bir Aile Yuvası İçin Şartlar:
- Eşler arasında denklik,
- İnanç, ahlak anlayışı,
- İyi muamele,
- Görev ve sorumlulukların aksatılmaması,
- Güven ve sadakat,
Kısacası kurallara uyulursa nikâh da korunur, namus da korunur, yuva da korunur.
- Kocaya Düşen Görevler Nelerdir?
Aslında sorumluluk iki taraflıdır. Bir hadislerinde peygamber (as): “Koca, ailenin çobanı olup ailesinden sorumludur. Kadın da evinden ve evladından sorumludur,” buyurur.
(Buhari, Rikak:17)
- Allah’ın emrine göre erkek, eşinin koruyucusudur. (Nisa:34) Kadınlarla iyi geçinmelidir. (Nisa:19) Koca eve helal rızık getirmelidir.
- Koca, hanımına şefkat ve merhametle davranmalıdır.
- Bir hadiste: “Müslüman, karısına buğz etmesin. Zira hoşlanmadığı huyları varsa, buna karşılık memnun olduğu huyları da vardır.” (Müslim Rada:4) buyrulur.
- Kadın Allah’ın emanetidir. Nikâhta Allah adına söz vererek alır. Onun için ona iyi davranmalı, onu ihmal etmemelidir. Güler yüzlü, tatlı dilli olmalı, kaba ve kırıcı olmamalıdır. Peygamber (as): “Kişinin ailesini ihmal etmesi, ona günah olarak yeter,” buyurur. (R.Salihin:293)
Allah: “Kadınlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz.” (Bakara:187)
Peygamber: “Kadınlar için Allah’tan korkun. Zira onlar size Allah’ın emanetidir. Sizin onlar üzerinde hakkınız vardır, onların da sizin üzerinde hakları vardır.” (Müslim Hacc:147) diyor.
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurur:
- “Kocası kendisinden razı olarak ölen kadın cennete gider.” (Tirmizi Rada:10)
- “Kadınlara hayırlı olmanızı tavsiye ederim.” (Müslim Rada:62)
- “En hayırlınız kadınlara hayırlı olandır.” (Tirmizi Rada:11)
Sudan bahanelerle insanın eşini dövmesi, İslam’da kınanmıştır. Peygamber:
“Kadınlarını döven erkekler, hayırlı adamlar değildir.” (R.Salihin:1/277)
- “Hem döveceksiniz, hem de akşam nasıl aynı yatakta yatacaksınız?” (Buhari Nikah:93)
- “Kadının kocası, yeme, içme, barınmasını sağlayacak ve yüzüne tokat atmayacaktır.” (Ebu Davut Nikâh:42)
- “En şerlileriniz hanımlarını dövendir. En hayırlılarınız da hanımlarına hayırlı olanınızdır,” buyurur.
İki taraf da birbirinin sırrını başkalarına açmamalı, birbirlerine lanet okumamalıdır.
Birbirini küçük düşürmemelidir.
- Kadına Düşen Görevler Nelerdir?
Ailenin reisi erkektir. Ailenin geçimi ona aittir. Aile içinde kadının görevleri farklıdır. Kadının yapısı da farklıdır. Erkek kadının yöneticisi ve koruyucusudur. (Bakara:228+Nisa:34) Bunun için kadın kocası ile özgürlük, eşitlik ve görev tartışmasına girişmemelidir. Böyle bir çekişme kadının hayrına değildir.
Ailenin mutluluğu daha çok kadına bağlıdır. Atalarımız: “Yuvayı dişi kuş yapar.”, “Kadın vardır çer çöpten aş yapar, kadın vardır pişmiş aşı taş yapar,” demişlerdir.
Peygamber (as):
- “Kocası razı olduğu halde ölen kadın cennete gider.” (Seçme Hadisler:191/93) “Kocasından uzak kalan, kendini uzak tutan kadına melekler lanet eder.” (Age:191/93) Kadın sabırlı, anlayışlı ve hoşgörülü olmalıdır.
- Hayelci olmamalı, idareci olmalı, müsrif olmamalıdır.
- Peşin hükümlü, inatçı, olmamalı, az ve yerinde konuşmalıdır. Küçük şeyleri büyütmemelidir.
- Yemeği özenle yapmalıdır.
- İtaatkâr olmalı, nankör olmamalıdır.
- Kadın kocası için süslenmeli, evde hizmetçi gibi giyinmemeli, eşine güzel görünmelidir.