TERBİYE NE ZAMAN BAŞLAR?
Terbiye ana karnında başlar, beşikten mezara kadar devam eder. Terbiyede devamlılık esastır. Bir çiçeğe bile bir ara su vermeyi ihmal ederseniz kurur gider.
Bir kadın hocaya sormuş:
- Çocuğumu ne zaman terbiye edeyim?
- Çocuğunuz kaç yaşında?
- Beş.
- Beş yıl gecikmişsiniz, derhal eve koşun, geçmişi telafi edin, demiş.
Çocuk Allah’ın emanetidir. İyi korunmalı iyi yetiştirilmeli, ölünce yerin, yaşadığı müddetçe de elin beğeneceği evlat olmalı. Ana babanın yüz akı ve cenneti olmalıdır. Ana baba için lanet okuyan değil rahmet okuyan bir insan olmalıdır.
Hayırlı evlat, ana baba için sadaka –i cariyedir.
Emanet iyi korunmazsa, helakına sebep olunur ki, bunun da vebali büyüktür. Çocuğa küçük yaşlardan itibaren doğrular öğretilmelidir. Yanlışlıklar da küçükken düzeltilmezse hayat tarzı oluverir.
“Daha yaşı küçük” deyip terbiye geciktirilmemeli, şımarık hareketlerine de göz yumulmamalıdır… Yapıcı müdahale olmalıdır.
Sadece insanlara karşı kibar, edepli yetiştirip Allah’a karşı nasıl davranacağı unutulmamalıdır. Rahmetli hocam: “Benim karşımda nasılsan, unutma her an Allah’ın huzurundasın” demişti. O günden bu güne Allah’ın huzurunda ayak ayak üstüne atmam.
Kötü huylar edinmeden çocuk eğitilirse, çocuk kolaylıkla iyi bir insan olur.
Atalarımız: “Ağaç yaşken eğilir”, “Demir tavında dövülür” demişlerdir.
Çocuğa sadece yıkıcı şeyler, düşeceği yerler öğretilmemeli her türlü iyi ve her türlü kötü anlatılmalı, öğretilmelidir. Sorumluluklar küçük yaşta öğretilmeli evde hafif görevler verilmelidir.
“Çocuk” deyip geçilmemelidir. Erken terbiyenin önemi büyüktür. Çünkü çocuk, küçükken daha çabuk şekil alır. O pişmemiş hamur gibidir, donmamış beton gibidir. Vakti geçirirsek, şekil veremeyiz. Döveriz boşuna, söyleriz boşuna, öğüt veririz boşuna olur. İstediğimiz olmaz.
Önemli bir husus da; “Bir bebek bir köpek” denmemeli, çocuk köpekle bir arada büyümemelidir. Kutatgu Bilig de: “Arslan yanında köpekler arslanlaşır, köpek yanında arslanlar köpekleşir” denmiştir.
Diğer bir konu da arkadaş konusudur. Analar babalar çocuklarını arkadaş seçimi konusunda iyi yönlendirmelidir.
Atalarımız: “Körle yatan şaşı kalkar” demişlerdir. İnsanı rezil de eden vezir de eden arkadaşıdır.
Suçlu çocukları genellikle suça iten arkadaşıdır. Çocuk, en büyük desteği ve cesareti arkadaşından alır. Onun için çocuğun iyi arkadaş edinmesinde yönlendirmeyen ana baba da üzülür. Kusurlar hatalar çocukla beraber büyür, sonunda çocuk da üzülür.
İbni Sina şöyle der:
“Okulda çocuk, terbiyesi güzel, alışkanlıkları iyi olan çocuklarla arkadaşlık etmelidir. Zira bir çocuk, diğer bir çocuk için daha çok telkin ve etki gücüne sahiptir.
Çocuklar bir çok şeyi arkadaşlarından öğrenir.”
Cenab –ı Allah: “Mü’minler mü’minleri bırakıp kafirleri dost edinmesin.” (Ali imran: 28) buyurmuştur.
Kötülükleri yönünden helak olanların “Yazıklar olsun bana (beni sapıtan) falanı dost edinmeseydim” (Furkan: 28) diye pişman olacağı haber verilmiştir.
Yavrularımızı kötü huylar edineceği, kötü yönde etkileneceği çocuklardan korumalıyız.
Meşhur bir söz vardır: “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” diye. Üç beş kuruş para kazanalım derken yavrularımızı kaybediyoruz. Göz göre göre helak olmasına sebep oluyoruz.
Peygamberimiz: “Kişi dostunun dini üzerinedir. Öyle ise her biriniz dost edindiği kimselere dikkat etsin.” Buyurarak arkadaşın önemi belirtilmiştir. Hatta Gazali: “Terbiyenin aslı, esası çocukları kötü arkadaşlardan korumaktır” der. Çünkü çocuk, sigaraya, içkiye, kumara, sekse, uyuşturucuya, hırsızlığa ve bunun gibi her konuda arkadaş etkisi ve arkadaş baskısı altındadır. Kötü çevreler, ateri salonları, kafeler, diskolar çocuğa cazip gelir, çocuğu mıknatıs gibi çeker. Buralar kötü son, kötü gidişat için zemin hazırlar.
Çocuğu korumanın en iyi yolu, milli manevi değerlere bağlı çevre bulmaktır. İnançlı kardeşlerimizin özel okulları, yurtları, bir çocuğun yetişmesi için en güzel ortamlardır.
Meslek hayatımda çocuğunu kaybeden ana babalar “Keşke çocuğumu falan okula, falan yurda verseydim” diyerek odamda ağladıklarını çok gördüm.