TELEVİZYON AİLE YUVALARI YIKIYOR

TV aileden biri, ama dostluğu sorgulanması gereken biridir…

TV eşe çocuğa tercih ediliyor, bu da ailede huzuru bozuyor. Ailede sıcak ortamı, eşler arasındaki yakınlığı zedeliyor. Programlar ailedeki huzuru olumsuz etkiliyor. Ailedeki iletişim yolunu kapatıyor. İşinden dönen eş, eşi ve çocukları ile konuşmuyor. Aile yuvasını yıkan şeyler ekranla evlerin içine giriyor. Newyork’ta bulunan dünya milletlerini tanıma enstitüsü, TV lere üç hedef göstermiştir: Genç, İslâm ve aile.

TV yayınları aile müessesesini tehdit ediyor. Son yıllarda milletimizi ayakta tutan aile müessesemiz, yıkıcı güçler tarafından hedef seçilmiştir.

Bugün TV lerin hedefi ailedir. Çağdaş adı ile aile yapısını bozma ve aileyi temelden sarsma, Batı’nın parçalanmış, kokuşmuş aile yapısını yerleştirmeye çalışılmaktadır.

Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Çakmaklı, televizyonlardaki seks ve şiddet programlarının aile yapısını olumsuz yönde etkilediğini, kişiliği henüz olgunlaşmamış gençler üzerinde zararlı etki yaptığını ve çocukları resmen hasta ettiğini söylemiştir. Ayrıca ailenin sahipsiz kaldığını, zayıflayan aile yapısında, televizyonun başı boş kalan çocuklara daha fazla etki yaptığını, zayıflayan ailenin problemlerle baş edemediğini ifade etmiştir. (18/11/1994. Zaman)

Psikiyatri Uzmanı Dr. Celal Tuna da: “Televizyona aşırı ilgi, ailedeki sıcak ortamı ve eşler arasındaki yakınlığı zedeliyor. Akşamları evine dönen erkekler hemen televizyonun başına geçiyorlar. Bu durumda, anne ve çocukların gücüne gidiyor. Nihayetinde ailede soğukluk baş gösteriyor” demiştir. (21/09/1994. Zaman)

Türk aile düzeni, ailede saygı – sevgi bağını tahrip edebilmek için bütün silahlar aileye çevrilmiştir. Gençleri aileden koparma, ana babalarına isyan ettirme, kadını aslî görevlerinden uzaklaştırma, eşleri birbirine ihanet ettirme gayretleri ön plândadır. Bilhassa kadın her vesile ile kışkırtılmaktadır. Özgürlük, çağdaşlık, hak adına tahrikler yapılıyor. Kadına seviyesiz yayınlarla hitab ediliyor. Kocalarını aldatan fahişelerin filmleri, dizileri ve hayat hikayeleri sık sık ekrana getiriliyor. Metres hayatı yaşayanlar, evlenip evlenip boşananlar, sık sık ekrana getiriliyor. Böylece nikah ve evlilik gereksiz gibi gösteriliyor, evlilik dışı ilişkiler övülüyor.

Batıda dağılan aileyi toparlamak için TV ler kurtarıcı olarak ön plâna çıkmıştı. Bu olmadı. TV, aksine aileleri tamamen çökertti. Aile fertleri arasına girdi. Aileleri kısırlaştırdı. Çocuk yerine köpek sevgisini aşıladı. Her tarafa sapık ilişkiler ve şehvet kokusunu yaydı.

En büyük tahribatlardan biri de kuşaklar arasında çatışmayı, sürtüşmeyi körüklemesidir. Çocuklar TV başında aptallaşmıştır. Erken aldığı bilgilerle kafası karışıktır. Kimlik, kişilikle daha tanışmamıştır.

Diğer bir husus da aileler arası ziyaret, sohbet, ilgi dayanışma ve sorumluluklar bitmiştir. Aileler yabancı kültürlerin ve ahlâk dışı yayınların tehdidi altındadır. Aile yuvalarının ayakta kalabilmesi için, acil tedbirler alınmalıdır. Türk ailesi yıkılmazsa, Türk toplumu yıkılmayacaktır.

Temiz bir medya, temiz ekran istemeliyiz. Sesimizi yetkililere duyurmalıyız. Yoksa ailelerimize nasıl sahip çıkacağız?

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir