TEDBİRSİZLİĞİN SONU İNTİHAR OLUR MU?

  • Bir kimse kalp, tansiyon, şeker gibi bir hastalığa tutulmuş, yemesine içmesine dikkat etmez, ilacına dikkat etmez, kasti hareket eder ve ölürse, intihardır, intihar etmiş olur.
  • Hız sınırını aşar, yolun kenarını bırakır, ortadan yürürse, intihardır. Yani tedbirsizlik ölüme neden olmuşsa, intihardır.
  • Hapları çocuktan uzak tutmayan, çocuğu ateşten korumayan da ölüme sebep olmuştur. Öldürme günahı kazanır.
  • Sigara, alkol ve uyuşturucudan ölen de intihar etmiş olur.

            Durkheim: “Ölüme götüreceğini bilerek, olay kurbanı tarafından girişilen olumsuz bir eylemin doğrudan doğruya yada dolaylı olarak meydana getirdiği her ölüme intihar denir” diyor.

  • Tehlikeli oyunlar, gösteriler, her şeyi bırakıp zevk için dağcılık, kayak için tehlikeye atılmak.
  • Boğaların önünde zevk aramak bile bile lades olur. Ölen intihar etmiş sayılır.             – Yani ölümü davet etmek, tehlikenin üzerine gitmek ve tedbir almamak intihardır.

ÇÖZÜM NE?

            İntihar etmek hiçbir sorunu çözmez. İntihar çare değil, kaçmaktır. Kendini mahvettiği gibi yakınlarını da bir sürü problemle baş başa bırakmaktır. Yani onların başına çorap örmektir.  

            İntihar edenlere bakacak olursak; manevi değerleri zayıflayanlar daha çabuk ve daha çok intihar ediveriyorlar. Hele dinsiz olmak, intihar için en önemli faktördür.              İntihara çözüm, maneviyata dönüştür. Bir çok ilim adamı çareyi Allah’a ve ahirete imanda görüyor.

            İlaçla tedavi belki geçici bir rahatlık sağlayabilir, ama çare değildir. Nedir çare? Çare, bizi yaratan, yaşatan, bizi bilen ve her yönü ile tanıyan Allah’ın gönderdiği reçetedir.

            Mesela, Ankebut Suresinin 45. ayetinde “namaz her türlü kötülükten korur” buyrulur. Evet namazda huşu, huzur vardır. Namaz kılanın huzura ereceği Mü’min suresinin 1. ayetinde haber verilmiştir. “Gerçekten Mü’minler kurtuluşa ermiştir” denilmiştir.

            Fransız İlahiyatçı, filozof ve paleontolog (1881-1955 yılları arasında yaşamıştır) Teilhard de Chardin, 20.yüzyılın insanının “intihar ile ibadet” arasında tercih yapma durumunda kalacağını söylemiştir.

            Sadece namaz değil, bütün ibadetler insan için huzur kaynağıdır. Huzur arayanları İslam’a çağırıyoruz. Gelin, görün…

Önlemi “intiharı önleme merkezleri” kurmakta görmek yanlıştır. “İmdat” diyene zamanında yetişmezseniz, cenaze kaldırırsınız. Yangın bittikten sonra gelen itfaiye, ne kadar yardımcı olabilir? Biz, yangın çıkmasın istiyoruz. İntihar noktasına gelinmesin istiyoruz. Onun için İslam diyoruz.  

            İntiharın panzehiri nedir?

  • Olayları büyütmemektir.
  • Beterin beteri olduğunu akıldan çıkarmamaktır.
  • “Allah beni imtihan ediyor” diye düşünmektir.
  • Kendinden üsttekilere değil, kendinden aşağıdakilere bakıp haline şükretmektir.
  • Bu da geçer deyip, olayları savuşturmaktır.
  • “Allah bir kapıyı kapatırsa, başka bir kapıyı açar” demek Allah’a dayanıp güvenmektir.
  • Yüz kızartıcı, utandırıcı, pişmanlık veren davranışlardan uzak durmaktır.
  • Evet, panzehir İslam’dır.

            İnançtan sonra sevgi ve ilgi gelir. Bunu da asr suresinde görürüz: “Mü’minler birbirine hakkı, sabrı tavsiye edecekler, Salih amel işleyeceklerdir”.

            Özün özü, çare İslam’dır. Çünkü Allah’a ve ahirete inanan, imansız ölmekten korkar, kendine ve çevresine asla kötülük yapmaz. Kötü duruma düşürmez. Sıkıntıya sokmaz. Çünkü İslam, insanı kötü duruma düşürecek şeyleri, pişman olacağı işleri, yüzünü kızartacak davranışları yasaklamıştır.

            Büyüklerimiz hep “hüsnü hatime” (güzel bir son) için dua ederlerdi.  

            Bugün başı sıkışan ölmek isteyebilir. Ama nasıl ölecek? İntihar ederek mi? Bu yolla iyi gidilmez, hayat iyi bir şekilde noktalanmış olmaz. Yani imanla gidilmiş olmaz.              Allah hepinize hayırlı bir ömür versin. Müslüman doğduğunuz gibi Müslüman olarak ölmek, Allah’a kavuşmak nasip etsin, inşallah…

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir