TAKVİMİN İCADI

Zamanın tayinini, olayların tesbitine yarayan takvimi bulan ve kullanan Türklerdir.

Türklerin kullandığı takvim, on iki hayvanlı Türk takvimi idi. Bu takvimi Türkler, İslam’ı kabul edinceye kadar kulandırlar. On iki hayvanlı Türk takviminin başlangıcı Zeki Veli Togan’a göre M.Ö. 2000 yıllarına kadar dayanır.

Türklerde çocuklar hangi hayvan yılında doğmuşlarsa o hayvanın adı unutulmaz, bir yere kaydedilir ve doğum yılı böylece bilinirdi.

Orhun Abidelerindeki olayların tarihleri ile beraber kaydedilmiş olması Türklerin o zamanlarda tarih ve takvim kullandıklarının delilidir.

Bahaeddin Ögel’e göre : “Türklerde dört unsur, üçerden 12 bölüm meydana getiriyordu. Bu 12 bölümde, bir takvimve zaman biriminden başka bir şey değildi.” (12)

Türkler, Müslüman olduktan sonra da takdirle karşılanan çalışmalar yapmışlardır. Çünkü Kutsal Kitap Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor ve yol gösteriyordu.

“Güneşi ziyalı, ayı nurlu yapan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (ayın hareketlerine çeşitli) menziller tayin eden O’dur. Allah bunları (boş yere değil) sabit bir gerçek (bir faide) olarak yaratmıştır. O, düşünen bir toplum için ayetlerini böylece birer birer açıklar.” (13)

“(Ey Muhammed) Sana yeni doğan ayları sorarlar. Deki: O, insanların menfaati için, bir de hacc için vakit ölçüleridir.” (14)

Romülüs takviminde bir yıl 304 gün, 10 ay olarak tesbit edilmişken, Batlamyus bir seneyi 260 gün olarak hesaplarken, El Battani ise bir seneyi 365 gün, 5 saat, 46 dakika ve 47 saniye olarak hesaplamıştır.

Bu konuda sözü fazla uzatmaya lüzum yok “Ömer Hayyam’ın taksim reformu Gregoryen takvimini fersah fersah geçer.” (15)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir