SÜNNET NEDEN TERK EDİLİYOR?

Geçmişte Peygamberlerinin sünnetini terk edenler, Peygamberlerini unutmuş, hatta O Peygamberin getirdiği dinleri kaybetmişlerdir…

Bugünkü gayretlerin ardında, Peygamberi devreden çıkarıp, Kur’an’ı anlaşılmaz hale getirmek yatıyor.

Bugün batı, özellikle Mevlâna’ya, Yunus’a, Hacı Bektaşi Veli’ye sahip çıkıyor ; haftalar, aylar ayırıyor, ayırtıyor ki, Hz. Muhammed arka plana düşsün, diye.

Hz. Peygamber şöyle demiştir :

“Bir zaman gelecek bir grup benim sünnetimden başka yollara tabi olacaklar ve ümmetimi başka yollara götürecekler.”(Müslim :1847)

Bugün sünneti reddederseniz, İslâm’ın ayakta durma şansı olamaz, diğer dinler gibi yaşanılır din olmaktan çıkar. Bugün hadisleri bir tarafa bırakırsak, kaç Müslüman var ; Kur’an’ı açıp, okuyup, onunla amel edecek ? Okuyamayana, anlayamayana, Kur’an  ne der ? ne mesaj verir ?  

Hadisler, Kur’an’ı açıklayıcı durumdadır. Hiçbir hadiste, Kur’an’a zıt bir şey yoktur.  

Devir, fitne devri. İslâm’a yönelişe paralel olarak yıkıcı faaliyetler arttı.Dün yavaş yavaş konuşanlar, bugün yüksek sesle konuşuyor, kanal kanal dolaştırılıyor, gazetelerde yazdırılıyor, konferanslar verdiriliyor.Bunların söylediği sözler, Hz. Peygambere azıcık saygısı, sevgisi olan bir kimsenin söyleyebileceği sözler değildir.

Sünnet bağlayıcıdır.Çünkü Allah Kur’an’da, Peygamberi sevmemizi,saymamızı, O’na uymamı-zı ve O’nu örnek almamızı emrediyor. Peygambere isyan etmememizi öğütlüyor.(Haşr :7 Nisâ : 65-Ahzab :21)

Kişi Sevdiği İle Beraberdir.

Hz. Peygambere yönelik bazı faaliyetler, O’na olan sevgiye de zarar veriyor.1995 yılında Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle İzmir İlâhiyattan konuşmacılar gelmişti.İlk sözü alan kişi : ”Peygamber de bizim gibi bir insandı.”diyerek söze başladı, küçültme gayreti imajını vermişti…Evet ama O, insanların en üstünü, en şereflisi…

“Muhammed kadar İsa’ya da saygı duyarım” diyen misyoner mantığı ile konuşanlar oluyor.

Bazı gençler, Peygamber “Sağ elle ye, demiş” diyerek , sol elle yemek, soldan başlamak ve Peygamberle alay etmek sevdasına kapılıyor.

Bazıları Hz. Peygamberi, yeterince anlayıp sevemiyor.Halbuki Allah Rasûlü ,bizi canından çok sevmiş, ne yaptıysa bizim için yapmış,nelere katlandıysa bizi düşünerek katlanmış,hayatını insanlığa adamış.Diğer peygamberlerin nefsî nefsî diyeceği kıyamet gününde, “ümmetî ümmetî” diyeceğini bildirmiştir.

Dünya O’na hayran, insanımız O’na âşık. Dünyada O’nun kadar sevilen bir başka insan olmamıştır.

Allah O’nu sevmiş, Habibim, demiş. Adını adı ile beraber anmamızı istemiştir.Ahzab Sûresi’nin 56. ayetinde :

“Allah’la melekleri, Peygambere salât ederler. Ey inananlar ! Siz de O’na salât edin.” buyrulmuştur.  

Kişi sevdiğiyle beraberdir, demiş âlemlerin Sultanı. Evet, kim kimi severse kıyamette onunla beraber olacaktır.Sizde Ahirette  kiminle olmak isterseniz, onu seviniz.

Furkan Sûresi’nin 27. ve 28. ayetlerinde Peygamberi, dünyada sevmeyenlerin ahirette ellerini çırparak, “Keşke Peygamberle birlikte yol alsaydım.”diyeceği, “Eyvah ! Keşke falanı dost edinmeseydim.”diye, pişman olacağı bildirilmiştir.

Cenab-ı Allah, kıyamet günü insanları önderleri ile beraber çağıracak, Firavun, adamlarına dünyada önderlik yaptığı gibi Ahirette de önderlik yapacak.

Yunus, O’na kurban olmuş, Mevlâna “ayağının tozuyum” demiş,Hacı Bektaşi

Veli, O’na yanmış, İmam-ı Azam, Peygamberin mezarına doğru ayağını uzatmamış, İmamı Şafi Medine’de atına binmemiş, Ahmed Yesevi, her bakımdan Peygambere uymaya o kadar önem vermiş ki, 63 yaşına bastığı zaman, Peygamber bu yaştan sonra ki hayatı yaşamadı deyip, geri kalan ömrünü yeraltında hücrede geçirmiştir.

Ashab-ı Kiram ise, o kadar işkence ve eziyete rağmen Peygamberi yalnız bırakmamıştır. “Devenin yavrusuna düşkünlüğünden daha çok Allah Resulüne düşkündük” demişlerdir.Her biri canları pahasına Peygamberin kılına dokunulmasına, ayağına diken batmasına bile razı olmamışlar-dır.Yeryüzünde Ashabının O’nu sevdiği gibi hiçbir kimse başka birini sevmemiştir.

Hubeyb (ra)’ın As isimli bir müşrikte alacağı vardır.Bir türlü alamaz.As bir gün kendisine :

“Peygamberi inkâr edersen, ödiyeceğim”der. Bunun üzerine Hubab :

  • Ne sağlığımda, ne  ölümümde, nede dirili-ğimde inkâr edemem”cevabını verir.Alacağından vazgeçer.

Hubeyb (ra) ve arkadaşları, düşmana esir düşer.Arkadaşları, işkence ile gözünün önünde öldürülür.Sıra Hubeyb’e geldiğinde, “Senin yerine Muhammed’in olmasını ister misin ?” derler.Hiç tereddüt etmeden onlara şu cevabı verir :

  • Değil benim yerime Muhammed’in öldürül-mesi, O’nun ayağına bir dikenin batmasına bile razı olmam.”

Hazreti Sevban, Peygambere yakın olanlar-dandı. Sevban’ın sararıp solduğunu gören Peygamber ona :

  • Sana ne oluyor Sevban ? demiş. Oda :
  • “Ahireti düşünüyorum.Burada sana yakı-nım. Orada ise uzak kalacağım. O ayrılığın üzün-tüsünü çekiyorum.”cevabını verir.

Peygamber, ona :

  • “Üzülme, kişi sevdiği ile beraberdir.” dediyse de üzüntüsü azda olsa devam eder.Bunun üzerine Cenab-ı Allah :”Kim Allah’a ve Peygambe-re itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetlendirdiği Peygamberler, doğrular, şehitler ve salihlerle beraberdirler.Onlar ne güzel arkadaştır-lar.” (Nisâ 69) âyeti ile Sevban’ı teskin etmiştir.

Hz. Enes nakleder :”Bir Arabi geldi, Peygambere :

  • Ay Allah’ın Elçisi ! Kıyamet ne zaman kopacak ? diye sordu.Namaz vakti geldiği için, cevap verilmemiş, namaza geçilmişti.Namazdan sonra Resulüllah :
  • Kıyameti soran nerede ? diye sordu.

Arabi ortaya çıkıp :”Benim Ya Resulüllah” dedi.Peygamber Arabi’ye :

  • Kıyamet için ne hazırladın ? Arabi cevap verdi :
  • Fazla bir hazırlığım yok. Ne fazla oruç tutabildim, nede fazla namaz kılabildim.Fakat Allah Resûlünü çok seviyorum.dedi.  

Bunun üzerine Peygamber :  

  • İnsan sevdikleri ile beraberdir, müjdesini vermiştir. (Müsned : c.3,s.104)

Dikkat edin, dünyada kimi severseniz, ahirette onunla olacaksınız.Yani Ahmed’i seven Ahmed’le, Mehmet’i seven Mehmet’le olacak. Muhammed

Aleyhisselâmı seven O’nunla beraber olacaktır.  

İsrailoğulları zamanında iki yüz sene yaşamış bir adam vardı.Öldüğünde bu adamı İsrailoğulları beğenmeyip ölüsünü çöplüğe attılar.

Bunun üzerine Cenab-ı Hakk ;Musa (as)’a emretti :  

  • Git, o adamın namazını kıl ve usulünce defnet !  

Musa Aleyhisselam :

  • Ya Rabbi !dedi. İsrailoğulları iki yüz sene yaşayan bu adamın sana isyan ettiğini söyleyerek çöplüğe attılar, doğru değil mi ?

Cenab-ı Hakk, şöyle buyurdu :

  • Doğrudur ! Fakat o adam Tevrat’ı her açtığında orada gördüğü Muhammed ismini öper, yüzüne gözüne sürer, O’na salâvat okurdu.Ahir zaman Peygamberine gösterdiği bu sevgi ve hürmetten dolayı onu bağışlıyorum.

Sen onu usulünce defnet, çöplükten kurtar…  

İşte İsrailli ihtiyarı kurtaran sevgi…

Sonuç

Biz Peygamberi umursamazsak, O da bizi umursamaz. Kıyamette tek şefaat hakkı olan Allah Rasûlü, yüzümüze bakmaz.

İnsan Allah Rasûlünü tam sevememiş olabilir, tam olarak O’nun yolundan gidememiş olabilir.Ama Allah Rasûlünü ve sünnetini inkâr yoluna gidilmediyse şefaat ümidi vardır.

Cenab-ı Allah :”Ey inananlar ! Allah’a ve Peygamberine karşı hainlik

etmeyin.”(Enfal :27)  

Başka bir ayette de :”Allah’a ve Peygambere baş kaldıran şüphesiz apaçık şekilde sapmış olur.” (Ahzab :36) buyuruyor.

            İnsanlık Peygamberlerle kurtulmuştur. İsrailoğulları, Musa Peygamber sayesinde Firavun’un zulmünden, Lût  kavmi, Nûh kavmi gibi cahiliye insanı da Peygamberimiz (SAV) sayesinde kurtulmuştur.

            İnsanlık,Peygamberin getirdiğine her zaman muhtaçtır.  

            Peygamberin sünnetini reddedenler, Peygambere düşman olanlar, Allah’ında düşmanıdır. Eğer Peygamberi bırakır bunlara uyarsak kendimi-ze yazık etmiş oluruz.

            Her şey bizim için imtihandır.

            Bize empoze edilen sünnetsizliğe, ancak Peygambere uyarak ve onun sünnetini harfiyen yaşayarak karşı koyabiliriz. Sünnet, kurtuluş reçetesidir, Allah’ın razı olduğu hayat tarzıdır. Dünyamızı ve ahiretimizi ancak Allah Rasülünü örnek alarak düzene koyabiliriz.  

            Bazılarımız istediğini kolaydan, zahmetsiz elde etmeye, dini kolay yönü ile anladığımız manada yaşamaya alışmışız. Yalan yanlış söylenen şeylere çabucak inanıveriyoruz.

            Bugün maksatlı olarak ileri geri konuşanlara bakarsak, onları dinlersek, her gün bir şeyler üreteceklerdir, onlara yetişemeyiz. Bizi saptırırlar, sapıklıklar, nefsimize hoş gelmeye başlar.  

            Kur’an’da kâfirler istemese de Allah, nurunu tamamlayacağını bildirmiştir.  

            İnanıyorum ki, bu sinsi oyunlar geri tepecektir. Bu güne kadar nice düşmanlıklar geri tepmiştir. “Eşeğim Müslüman olsa da ben Müslüman olmam” diyen Hz.Ömer, Müslümanlara yapılan zulüm karşısında Müslüman olmuştur.  Salman Rüşti: “İslâm’da kadın hakları yoktur” demiş, konuyu araştıran 3000 İngiliz kadın Müslüman olmuştur. Teslime Nesrin, İslam peygamberine dil uzatmış, kendi köyü toptan Müslüman olmuş, tapınaklarını camiye çevirmişler-dir. Başörtüsüne gizli ve açık saldırı, örtünenlerin sayısını arttırmıştır. Bu, peygamber ve sünnet düşmanlığı da insanımızı dinine bağlayacaktır.

            Rusya ataist okullarla bir yere varamamış, Rus imparatorluğu dağılmıştır.  

            Bizde de din ve peygamber düşmanları büyümemiştir. Aksine küçülmüşler, ufalmışlar, milletten şamar yemişlerdir.

            Hz. Peygamberin şöyle bir müjdesi var: “Rab olarak Allah’ı, din olarak İslâm’ı Peygamber olarak Muhammed’i seçip beğendim, diyen kimse, Cennet’i hak etmiştir.” (Nese-i Cihad:18)  

En büyük rütbe, Allah’a kul, Muhammed Aleyhisselama ümmet olmaktır.  

Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sıkıca sarılırsanız, yolunuzu şaşırmazsınız; sapıklığa düşmezsiniz. Onlar, Allah’ın kitabı Kur’an ve benim sünnetimdir.” demiştir.

Ya Rabbi! Bizi peygamberimizin sünnetinden ayırma ve bizi onun şefaatinden mahrum etme. AMİN.

Allah bizi peygamberden, peygamberi bizden uzaklaştırmasın.  

Konu ile ilgili bazı ayetleri şöyle zikredebiliriz:  

  1. “ Rasûlüm! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya:107)
  2. “ Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr:7)
  3. “Senin verdiğin hükme aynen kabullenmedikçe iman etmiş sayılmazlar.” (Nisa:65)  
  4. “Kim Allah’a ve Rasûlüne itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu Peygamberler, Sıddıklar, Şehitler ve Salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır.” (Nisa:69)
  5. “Doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygambere karşı çıkar ve mü’minlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir.” (Nisa:115)
  6. “Allah’ı ve Peygamberini inkâr edenler ve Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isteyip, “Bir kısmına inanır bir kısmına inanmayız” diyenler iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenlerdir.” (Nisa:150)
  7. “Rasûlüllah sizin için güzel bir örnektir.” (Ahzab:21)
  8. “Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab:36)
  9. “Allah ve melekleri peygambere çok salâvat getirirler. Siz de ona salâvat getirin… ” (Ahzab:56)
  10. “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın” (Muhammed:33)
  11. “Kıyamet günü kendine zulmeden kimse, pişmanlıktan ellerini ısırıp şöyle der: Keşke Peygamberle birlikte yol tutsaydım, falanca sapığı dost edinmeseydim.” (Furkan:26-27)
  12. “Her insan topluluğunu önderleriyle birlikte çağıracağız. ” (İsra:71)
  13. “Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları çekip ateşe götürecektir. Varacakları yer ne kötü yerdir.” (Hud:98)
  14. “Onlardan ölmüş olan hiç birine asla namaz kılma! Çünkü onlar, Allah ve Rasûlünü inkâr ettiler ve fasıklar olarak öldüler.” (Tevbe:84)
  15. “And olsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız, O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir ” (Tevbe:128)

GÜL MUHAMMED MUSTAFA (S.A.S)

Tek şefaat dilenecek,  

Ol Muhammed Mustafa’dır…

Peşi sıra gidilecek,

Yol Muhammed Mustafa’dır…

Bu dert benim, benim bu yük,

Çilem kutlu, davam büyük,

Aşk ağacımda en büyük,

Dal Muhammed Mustafa’dır…

Mekke’de temeli atan,  

İlk direnişi başlatan,

Bütün âlemi kuşatan,

Kol Muhammed Mustafa’dır…

Bütün beşer toplanacak,

Neyin varsa yoklanacak,

Ömür boyu koklanacak,

Gül Muhammed  

                     ALİ PARLAK (OZAN TÜRKMEN)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir