SÜNNET DÜŞMANLIĞI
Sünnet nedir?
Sünnet, İslam peygamberlerinin söz, davranış ve sükutlarıdır.
Efal-i mükellefinin 3. sü İslam’ın dört kaynağının 2. sidir.
Cenab-ı Allah Muhammed (as) ,bütün insanlığa rahmet olarak, önder, rehber ve son peygamber olarak göndermiş “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım“ buyurarak ona “Habibim“ demiştir. O’nu diğer peygamberlerden üstüm kılmış ve O’na şefaat etme hakkı vermiştir: O’na miraç nasip etmiştir.
Dünya O’na koşarken müslüman olup O’nun önünde eğilip O’na hayran olurken, son zamanlarda peygamber (as)’ın mucizelerini inkar eden ve O’nun sünnetine itibar etmeyen sapıklar türedi.
Sapık mutezile mezhebi gibi “Bize Kur’an Yeter” diyerek müslümanları ve peygamberlerden ve sünnetten uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Eğer Kur’an bize yetseydi, Cenab-ı Allah peygamber (as)’ı göndermez ve “Ona uyun” buyurmazdı.
Şimdiye kadar misyonerler, İslam düşmanları sünnete dolayısıyla peygamber (as) saldırıyorlardı. Şimdi kendini veya birilerini peygamber (as)’ın önüne geçiren sapıklar türedi.
Muhammed suresinin 33. Ayetinde: “Allah’a ve Resulüne uyun ki amellerinizi boşa çıkarmayın” buyuruluyor. Buna göre boşuna çabalıyorlar ve sapıttıkları insanların da vebalini yükleniyorlar.
Şeytan, Allah’ın Peygamberine secde etmedi. Allah’ın buyruğuna uymadı, lanetlendi huzurdan kovuldu.
Bu düşmanlık niye? Size de peygamber (as)’ın sünnetini yaşamak zor mu geliyor?
Anladık, Hristiyan dünyası ve Ebucehil, Ebu Leheb torunları peygambere düşman. Size ne oluyor? Sizin peygamber (as)’a ihtiyacınız yok mu? Yaptığınız iş, sizi peygamber(as) dan uzaklaştıracaktır. Sizin dininiz ne? Hangi peygamberin ümmetindensiniz?
Peygamber(as)’ın mucizelerini inkar, sünnetini inkar, insanı küfre götürür. Sünnet düşmanlığı fitnedir.
Sünnetsizlik, nasipsizliktir. İslam inancın da değil sünnetler, nafileler bile terk edilmez.
Müslüman farz ve vaciplerinden sorumlu olduğu gibi, sünnetten de sorumludur. Nafilelerde onun eksiklerini tamamlayacaktır.
İmanın şartında, İslam’ın şartında Muhammed (as) yok mu?
Birini inkar eden iman etmiş olur mu?
Peygamber’e karşı olmak, Allah’a karşı olmaktır. Peygamberin sünnetini terk etmek, Allah’ı terk etmektir. Kur’an’da onlarca ayette peygambere uyunuz, itaat ediniz emri vardır. Yani peygamberin sünnetini işlemek Allah’ın emridir.
Ebucehil Ebu Lehep öldü diyorlar. Onlar ölmedi onlar yaşıyor. Onlar değil miydi peygamber(as) a inanmayan. Bugün peygambere karşı olanların, insanları peygamber sünnetini terk ettirenlerin onlardan ne farkı var? Bakın Cenab-ı Allah Kur’an’da Müslümanlara ne emrediyor:
Birkaç örnek:
‘’O’nun konuşması vahiy iledir.’’(Necm:3)
“Peygamberiniz ne getirdiyse onu alın. Sizi neden men ederse, ondan uzak durun.’’(Haşr:7)
‘’Peygambere itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.’’(Nisa:80)
‘’Allah’a ve peygambere başkaldıran muhakkak sapıtılmıştır.’’(Ahzab:36)
‘’Allah’la peygamberin arasını ayırmak isteyenler, kafirlerdir.’’ (Nisa:150)
Bu konuda Allah Resulü ne diyor birkaç örnekte onun ağzından verelim:
“Kıyamet günüde ümmetimden bazılarını şefaat ederken zebaniler, aralarından bazılarını çekip alıp cehenneme götürecekler ben rabbime diyeceğim ki:
Ya Rabbi! Onlar benim ümmetimden rabbim bana diyecek ki:
Onların senden sonra ne bid’atler işledikleri bilsen.”
“Sünnetimin dışına çıkan bazı kimseler gelecek, görüntüsü insan kılığında fakat kalpleri şeytan kalbi olacak”(büyük hadis külliyatı:5/9792)
“Sünneti uymamak bitattır. Bitatta sapıklıktır.” (Tirmizi, ilim :16)
“Sünnetime azı dişinizle yapışır gibi yapışın.” (Ebudavut, sünnet:15)
“Dileyenler cennete gidecek istemeyenler hariç sahabe: Kim istemez ya Rasulullah! Allah Rasulu: Sünnetime uymayan “(Riyasüz-Salihın:158)
“Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Bana itaat etmeyen
Allah’a isyan etmiş olur. ”(Buhari, ahkam: 1)
Müslümanın hayatında sünnetin yeri çok önemlidir.
Beyazıt-ı Bistami’nin talebeleri :”falan yerde alim biri varmış diye, çok met ediyorlar, yanına gidip ziyaret etsek” diye ısrar ediyorlar. Peki diyor, gidiyorlar o zat, evinden camiye gidiyormuş kıble tarafına tükürmüş Beyazıt Bistami Hazretleri kıble tarafına tükürmeyiniz “Hadisini zikredip geri döner. ”Allah Rasulunun hadisine itibar etmeyenin Allah ve Peygamber(as) yanında hiç değeri yoktur” diye ilave eder.
Bir Allah dostu camiden çıkarken nasılsa sol ayakkabısını önce giymiş hafiften bir ses:
“Öküz” demiş. Allah dostu düşmüş bayılmış.
“Hayrola ne oldu ?“ demişler.
Allah Rasulunun bir sünnetini sehven terk ettik adımız öküze çıktı. Vay benim halime!
“Onun için bayıldım” Demiş.
Kuran sünnetsiz anlaşılamaz onun açıklamasını Peygamberimiz yapmıştır
Sünnetsiz İslam yaşanmaz.
Rabbimiz Kur’an’da “fesalli”:
“Namaz kıl” diyor. Allah Rasulu’nun sünnetini bir tarafa bıraktınız hadi gelin işin içinden çıkın. Ne zaman, ne kadar, nasıl namaz kılacaksınız?
Bir grup yeni müslüman olmuş Bir grup Hz Ömer (ra)’a gelip:
“Biz yeni Müslüman olduk Kur’an’a baktık nasıl namaz kılacağımızı bulamadık” derler.
Hz. Ömer(ra): ”Peygamber (as) beni nasıl namaz kılar görürseniz sizde öyle kılın” dedi der.
Allah Rasulu’ndan gördüğü ve duyduğu gibi anlatır bunun üzerine “şimdi oldu” derler ayrılırlar.
Allah Rasulu’nun emin koyma yetkisi vardır mesela Kur’an’da eşek etinin haramlılığı yoktur. Mesela katil öldürdüğüne mirasçı olmaz, midyenin haramlılığı yoktur. Sünnette vardır insanlığın son peygamberinin tebliğine ihtiyacı vardır. O, Müslümanın hayatında ölçüdür. Örnektir rehberdir. O’nun dışındaki yollar sapıklıktır. Geçmişte ona uymayanlar sapıklaşmıştır.
İnsanlığa her şeyi Allah Rasulu öğretmiştir. O cahiliye devrini kapatmış, Müslümanlar Asr-ı saadet yaşatmıştır.
İslam fıkhında kural, bir mesele, Kur’an’da bulunamaz, çözülmezse, sünnete başvurulur.
Peygamber(as)’ın son vasiyeti nedir?
Veda hutbesinde: ”Size iki şey bırakıyorum onlara uyduğunuz müddetçe sapıtmazsınız.
Onlara uymazsanız sapıttınız gittiniz demektir. Onlar; Kur’an ve sünnetimdir” buyurmadı mı?
Sünnet düşmanlığı, İslam’a zarar vermek peygamberden
Kur’an’dan ve İslam’dan Müslümanları uzaklaştırmaktır.
Bu oyun misyoner oyunudur nasibsizlerin oyunudur.
Bugün kelime-i şahadet, kelime-i tevhid Muhammedsiz olmuyor.
Peygambersiz, sünnetsiz Müslümanlık olmaz ona inanmayan ve uymayanlar helak olmuştur.
Peygamber (as), tarihin akışını değiştiren. Çağ açıp, çağ ka-
patan, tarih te en etkili kimsedir. Onun büyüklüğüne özenen niceleri taklide yönelmiştir.
Niceleri Peygamber (as)’ı istismar ederek menfaat toplamıştır.
Samimi olarak ona uyanlar ise itikat bozukluğu yaşamamışlardır.
Cenab-ı Allah: ”Ancak Allah’a ve peygambere itaaate eden kurtuluşa erer.” Buyurur. (Ahzap:71)
Bugün farza yakın sünnetler vardır onun için sünnetsizlik büyük yanlışlıktır.
“Sünnetimi beğenmeyen ben den değildir”(Buhar-i nikah:1)
“Benden sonra yaşayanlar çok ihtilafa düşecekler. İşte o zaman sünnetime uyun ona tutunun, hem de azı dişinizle tutunur gibi” (Ramuz El-el ehadis:157/5) buyurmuştur. Eğer eh-i sünnet olursak eh-i ümmet olma şansımız olmaz.
Peygambere uymayanların sonu iyi olmamıştır. Düşmanlıklarında ona hiçbir zarar verememiştir. Ebu ehiller’e ebu Lehemler’e ne oldu .
Mescid kuşu Salebe’ye ne oldu?
Ya Hz. Sevban’a ne oldu. Peygamberimiz birkaç gün Medine’den ayrılmıştır. Onu görmeyen Hz. Sevban sararmış solmuştu. Ona hasretinden hastalar olmuştu. Ahirette ayrı kalma endişesi onu perişan etmişti. Peygamber (as) onu: şöyle teselli etti: Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyururdu. Hz Sevban’ın üzüntüsü tam gitmemişti şu ayet nazıl oldu. (Nisa:69)
“Kim Allah’a ve Rasulune itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerini lütuflarda bulunduğu Peygambeler, Sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”