SORU SORMAK AYIP MI?

Soru sormak, bilgi edinmeyi ve öğrenmeyi sağlar. Soru sormak meraktan veya öğrenme isteğinden kaynaklanır. Soru sormasa insan birçok şeyi öğrenemez. 

Cenab-ı Allah: ‘’ Bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun’’ (Enbiya:7) buyurarak öğrenme maksadıyla sormamızı emretmiştir. Yani bilmeyen bilene soracaktır, öğrenecektir.

İnsan niçin sorar?

-Öğrenmek için sorar.

-Mahçup etmek için sorar.

-Kendi yaptığını meşrulaştırmak için sorar. Hatasına yanlışına kılıf aramak için sorar.

Soru nasıl, kime sorulur?

-Anlamadan soru sorulmamalı,

-Yanıltıcı soru sorulmamalı,

-Dinin açık hükmü varsa, o konuda sorulmamalıdır.

-Soru, bilene, itikadı inancı düzgün olana sorulmalıdır. 

-Gözle görülemeyen konularda soru sorulmamalıdır. -Yapılan yanlışa kılıf aramak için soru sorulmamalıdır.

* * *

Soru sormak ayıp değildir. Bazı insanlar soru sormaktan çekinirler. Bu yaşa gelmiş daha bilmiyor kınamasından çekinirler. Bu doğru değildir. Sormak bir eksiklik değildir. Soru sorarak eksiklikleri gidermek, yanlışı düzeltmek gerekir. Aklı başında normal bir insan kınamaz. Niye kınasın? Bu ve bunu gibi nedenlerle bilmediğini sormayan, bilgi edinemez ve yanlışlarını düzeltemez. 

Bu gün sorarak öğrenmek daha kolay; telefonla, internette istenilen soru sorulup bilgi alınabilir. 

Herhangi bir mazeret beyan edip sormamak ayıptır, bilgisiz kalmak ayıptır, sormak değil. Bir önemli husus da soruyu eksik ve yanlış başka maksatla sormamaktır. Cevabı da tersinden anlamamaktır. 

Hani ne derler: ‘’Fare un çuvalının ağzı açık olsa da tabanından deler.’’

Şöyle anlatırlar: ‘’Adam eşeğini kaybetmiş. Su eşekte olduğu için teyemmüm abdesti almış, namaza duracakken tam o sırada eşek anırıvermiş. Adam: ‘’Eşek anırdı abdest bozuldu’’ demiş. Orada bunu duyanlar: ‘’eşek anırınca abdest bozulur’’ demiş, falan söyledi diye de sağlam kaynak göstermişler. 

Bir olayda şöyle:

Bir Cuma vaazında hoca efendi abdest konusunu anlatırken ‘’Abdestin sonunda üç yudum su için sünnettir, sevaptır’’ demiş. 

Ramazan sonrası hoca efendi tekrar o köye gelmiş konuşmuş ve: ‘’Nasıl 

ramazan geçirdiniz?’’ diye sormuş. Köylüler: ‘’Allah senden razı olsun hocam sık-sık abdest aldık rahat bir ramazan orucu tuttuk’’ demişler…

Cevap eksik ve yanlış anlaşılırsa, ameller boşuna gider. 

D-ÇOK SORU SORMAK

Sormak, öğrenme yollarından bir yoldur. Bir insan bir konuda sormadan ‘’bana göre böyle’’ diyerek kendi kafasına göre yapamaz. Eğer sorumluluk taşıyan bir yetkiliye sorduktan sonra yanlış yapsa da umulur ki, Allah affeder. Fakat sormadan yanlış yapanın vebali kendisinindir. 

Öğrenmek için bilene sorulacak, ama olur olmaz her şeyde sorulmaz.

Peygamber (as) bir hadislerinde ‘’her işittiğini söylemek kişiye günah olarak yeter’’ (Ebu Davud, Edip:80) buyurmuştur.

-Bir hadislerinde de: ‘’Bir kimsenin kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, iyi

Müslüman oluşundandır.’’ Demiştir. (Tirmizi Zühal:11)

Peygamber efendimize göre kişi ‘’Ya hayır söyleyecek ya da susacaktır.’’ (Buhari, Edep:31) Demek ki bir Müslüman faydasız, kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk edecektir. Bir defasında peygamber (as) ashabına şöyle buyurur: ‘’Dedikoduyu, çok soru sormayı ve malı telef etmeyi terk edin’’ demiştir. (Ramuz el-Ehadis: 284/11) Peygamber (sa) çok soru sormayı da yasaklamıştır: 

-‘’Sizden öncekiler sorularının çokluğu yüzünden helak olmuşlardır. Ben sizi bir şeyden men mi ettim, niçin neden diye sormadan ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiği kadar soru sormadan yapmaya çalışın.’’ (Müslim, Hac:412) Sorunun yanıltmak için değil, öğrenmek için sorulması konusunda da şöyle buyurur: -‘’İnsanların şerlileri bir şey öğrenmek için değil insanları yanıltmak için olur olmaz konularda soru soranlardır.’’ (İ.Canan, Hadis Ans:7/2235)

-‘’Sizden biri birine bir şey sorduğunda öğrenip anlamak için sorsun. Onu imtihan için sormasın. (Ramuz el-Ehadis 58/5) buyurmuştur.

Kendisine soru sorulanda o konuda bilgisi varsa onu gizlemeyecek, soru soranı aydınlatacaktır. Bu konuda şöyle buyrulur:

-‘’Bir kimseye soru sorulsa, o da ilmini gizlese, Allah ona kıyamet gününde ateşten bir gem vurur.’’ (Age:423/1)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir