ŞİRK NEDİR?
Şirk, inanç hastalığıdır. Kur’anda 170 yerde geçer.
Şirk, ortaklık demektir. Ortak koşmaktır.
Dinen şirk, Allah’a ve Onun tasarrufunda ortaklık tanımaktır. Allah’tan beklenileni başkasından beklemek, Allah’a yapılanı başkasına yapmaktır. Allah’ın sıfatlarını başkasına yakıştırmaktır.
Peygamberimiz(sav): şirki şöyle tarif ediyor:
-‘Şirk, düz taşta, gece karanlığında karıncanın ayak sesinden daha gizlidir.’ (Ramuz el-Ehadis:215/16) En basitinden şu ifadelere dikkat edelim:
-Beni koru, kurtar, yardım et!
-Ey falan yetiş, imanla gitmemi sağla!
-Falan bizi görün, halimizi bilin! denmemelidir.
Hocama biri elini öpmüş: ‘Ahirette bana yardım edermisin efendim?’ demişti. Hocam çok sinirlendi: ‘defol, beni de günaha sokma!’ demişti.
-‘Benim işimi falan gördü, o beni kurtardı. Falan olmasaydı halim ne olurdu’ gibi sözlerden kaçınılmalıdır. ‘Falan doktor beni iyileştirdi’ denmez. Doktor vasıtadır.
-‘Allah işime karışmazsa yaparım, gelirim’denmemelidir.
-Allah’tan başka yaratıcı kabul etmek,
-Rızkını onun bunun elinde aramak,
-Ecelini onun bunun elinde aramak,
-Falcıya, büyücüye bir şeyler sormak, ona inanmak,
-Allah’la arada aracı kabul etmek (Arapların putlara bizi Allah’a yakıştırsın diye taptıkları gibi)
-Teslis inancında olduğu gibi Allah’a çocuk isnat etmek,
-Allah’ a yer isnat etmek, şekil belirtmek,
-Allah’tan başkası için ibadet etmek,
-Allah’tan başka tanrı edinmek,
-Gaybı bilirim, biliyor demek,
-Uğur, uğursuzluk aramak,
-Şeytana tapmak,
-Tabiatı yaratıcı kabul etmek, ‘tabiat ana’ demek, -Darvinizme inanmak,
-Puta tapmak, ateşe tapmak, güneşe tapmak,
-Riya ve gösteriş için ibadet etmek,
-‘Allah gibi’ demek,
-Türbelerden medet beklemek, -Kişilere, kabirlere kurban kesmek, Kur’anda:
-‘Fesalli Lirabbike venhar =Namaz kıl, Rabbin için kurban kes’ (Kevser suresi)
-‘Deki Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.’ (Enam:162) Bir gün peygamberimiz şöyle dedi:
-‘Bir sinek yüzünden biri cennete, biri cehenneme girdi.’ -‘Ey Allah’ın resulü nasıl oldu?’diye sordular.
Allah resulü şöyle anlattı:
-‘Adamın putu vardı. Ona kurban sunulmasını zorlardı. İki kişi geldi. Onlara da kurban sunmasını istedi. Adam bir şeyinin olmadığını söyledi.
-‘Bir sinek de olsa bir şey sun’denildi. O da bir sinek kurban sundu, cehenneme girdi.
Diğerine ‘sen de sun’ dendi. O adam:
-‘Ben Allah’tan başkasına kurban sunmam’dedi. O da cennete girdi. (Musannef 33028)
Riya şirktir. Amelleri boşa çıkarır. Yapılan bir işin teşhiri, Allah rızasının dışında başka maksatlarla yapılması, insanlar görsün diye yapılması, amele riya karışmış olur.
İnancımıza göre riya karışan amelin mükâfatı da yoktur. Allah ona, kıyamet gününde:
-‘Amelini kimin için yaptıysan, git mükâfatını o versin’diyecektir.
Riyada gösteriş vardır, övünme vardır, imrendirme vardır, yalan vardır. En kötüsü de ortak koşma vardır.
Biri Peygamberimiz’e
-‘Malımızı şöhret için ihtiyaç sahiplerine versek, Allah bize mükâfat verir mi?’diye sorar. O da:
-‘Hayır’der. O zat:
-‘Hem Allah rızası hem de şöhret için versek?’der. Peygamberimiz ona:
-‘Allah yalnız kendi rızası için yapılan işleri kabul eder’buyurur. (Bunun üzerine Zümer Suresi 2-3 ayetleri nazil olmuştur.)
Bir başkası da Peygamberimiz’e:
-‘Ey Allah’ın elçisi, ben Allah’ın rızası için savaşa katılıyorum, fakat insanlar takdir etsinler de istiyorum, ne dersiniz?’diye sorar. Peygamberimiz ona cevap vermedi. O sırada ayet indi:
-‘Kim Rabbine kavuşmayı arzularsa, doğru dürüst iş işlesin.
Rabbine ibadet ederken, hiçbir kimseyi ona ortak tutmasın’
(Kehf:110)
Savaşta ‘Kuzman şehit oldu Ya Resullullah!’ denildi. Peygamberimiz:
-‘Kuzman şehit olmadı. O kahraman desinler diye savaşıyordu’buyurdu.
Bir hususu hatırlatmak istiyorum. Kur’an okunduktan sonra, dualardan sonra ‘şunun için, bunun için, hassaten Allah rızası için Fatiha’denmemelidir. Çünkü bir şey ya Allah içindir ya da başkası içindir. Eğer Allah içinse, başkası için olmaz. Başkası için olursa Allah için olmaz. Olur denirse bu ortaklık olur, paylaştırma olur.
Ana baba hakları kitabında Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, buna
‘şirktir’der.
Peygamberimiz şöyle demiştir:
-‘Elimden gelse amelimi Kiramen Kâtibi’nden gizlerdim.’