SIRAT KÖPRÜSÜNÜ NASIL UNUTURSUN?

Kıldan ince kılıçtan keskin, cehennemin üzerine kurulu köprüyü… Bazıları geçip gidecek, bazıları kurtlu armut gibi aşağıya düşecek… 

Köprünün üzerinde yedi durak var. Her ikisinde sorular sorulacak cevap veren geçecek veremeyenin vay haline!

  1. İman durağı,  inanmayana vay haline!
  2. Namaz durağı, kılmayanın vay haline!
  3. Zekat durağı, vermeyenin  vay haline!
  4. Oruç durağı, tutmayanın vay haline!
  5. Hac durağı, imkanı olup da gitmeyenin vay haline! 6-       Cünüp gezenin vay haline!

7- Ana baba hakkı durağı, sağlıklarına yetişip vazifesini yapmayanların vay haline! (Mehmet Zahid Kothu Ahkaid)

Dünya ahreti kazanma veya kaybetme yeridir. Cenab-ı Allah bizi uyarıyor:

-“Sakın dünya hayatı seni aldatmasın” diye 

Dünya ile ahret arasında denge kuran kazanır. Dünyaya, dünyada kalacağı kadar ahrete de orada kalacağı kadar hazırlık yapana ne mutlu!

Kur’an bizi uyarıyor:

-“ Ey iman edenler: Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı unutmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa , işte onlar zarara uğrayanlardır..” (Münafikun:9)

Peygamber (as) bir gün oğlak ölüsünü gösteriyor ve :

  • Bunu şu kadara alacak var mı? Ashab:
  • Hayır onu kim alır, ya Rasulallah ! diyor tekrar :
  • Şu kadara alacak yok mu? – …. – İşte dünya bunun gibidir diyor.

Biri mezarlıkta yatanların hepsi yalancı, o benim şu benim derlerdi, hani bir şey götürebilmişler mi? Neleri var? demiş.

Binide mezarlığın duvarlarının dibindeki insan dışkısını gösterip : “ işte dünya! Mezardakileri gösterip işte yiyenler “ demiş.

Mevlana şöyle anlatıyor:

Adam krala : “ insan nasıl bozulmaz? diye sorar. Kral kızmış gibi yapar ağzına kadar dolu yağ tulumunu getirilmesini ister.  Onu adamının kucağına verir ve eli kılıçlı adamına derki: bunu çarşı Pazar dolaştır bir damla yağ dökerse, kellesini uçur.

Adam kan ter içinde dökmeden dolaşır  gelir, Kral sorar: Döktü mü ?  – hayır cevabını alınca adama:

  • Çarşı pazarda ne gördün? Der adam:
  • Aman efendim ben nasıl göreyim dökmemek için gayret ettim gözüm tulum da idi “ der kral ona.
  • -Bak işte bozulmamasının yolu budur der 

Dikkat edin kucağımızda Kur’an  var ; emirler yasaklar var önümüzde ahret var … İslam avucumuzda kor ateş gibi.

  • Hayat geçici ve sınırlı. Bu dünyayı bırakıp gitmeyen var mı?

.

  • Hayat, iki ezan arasıdır. Beşikteki ezan musalla taşındaki ezan
  • Mezar taşında doğdu öldü arada bir çizgi var.
  • Dünyadan götürülen sadece kefen ve amellerdir.

                                     X                     X                     X

Kötü insanlar için Mevlana:

“Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok.

Nice elbiseler gördüm, içlerinde insan yok” der. Şair: Yılan mısın, kimi görsen sokuyorsun!

Baykuş musun nereye koysan yıkıyorsun” Şair: Ne kendisi eyledi rahat ne halka verdi huzur Göçtü gitti bu cihandan dayansın kubur.” Der.

Kötü olmanın kötülük yapmanın kötü yaşamanın manası yok.

Bir arkadaşıma namaz zamanı  “Haydi cumaya gidelim” derdim bana “daha var “ derdi zaman geçti bir Cuma günüydü, radyoya geldi ben gene: 

“Haydi cumaya gidelim dedim.”

Ağladı ağladı. Anam babam öğretmedi ben de ihmal ettim… “ ben de camiye gidecek hal mi var? Hocam dedi. Hidayet kapıları kapanmadan uyanalım.

Burada;

 1. Sorumlu  olduğumuz kimselere karşı tebliğ ve irşat görevini unutmayalım.

2-“ daha var sonra yapayım” deyip zamanı geçirmeyelim. sonraki pişmanlık fayda vermez. Ömür dediğin doğum ile ölüm arası.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir