SİGARAYA NASIL BAŞLANIYOR?
Aslında bu alışkanlık zor kazanılabilecek bir alışkanlık. Güzel değil, tatlı değil.
Çokları alışabilmek için neler çeker neler. Bulantılara, öksürüklere rağmen alışmaya çalışır.
Başlangıçta yasak ilgiye götürüyor.
Toplumda “Kadın çocuksuz, erkek çubuksuz olmaz” gibi yanlış sözler, gençler üzerinde etkili oluyor. Bazı analar “Oğlum sigarayı telleyip püflemeyince, nara atıp sövmeyince, erkek demem” diyerek gençleri tahrik ediyor. Bunlar olumsuz etkiler yapıyor.
Kendisine sigara ikram edilen reddetmeyi bir eksiklik sayıyor. İçmeyen de evinde, cebinde sigara taşımaya başlıyor. Hele kızlı erkekli guruplarda içmemek eksiklik sayılıyor. Yakarken, tutarken ve izmariti atarken ki pozlar diğer gençleri özendiriyor.
Aile ilgisiz, büyükler kötü örnek oluyor.
Önce şu hususu açıkça belirteyim ki; hiçbir insan sigara alışkanlığına ihtiyaçtan dolayı başlamaz. Bunun için de sigara, içende üstünlük, içmeyende noksanlık değildir.
Bu alışkanlığın başlamasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Sigara daha çok küçük yaşlarda içilmeye başlandığı için ana babaların ilgisizliğini ve arkadaş etkisini ilk başta zikretmek gerekir. Hatta kırsal kesimde bazı ana babaların çocuğunun sigara içmesiyle gurur duyduğunu da söylemek gerekir.
- Önemli bir husus da günlük hayatımızda sigara, bazılarınca neşe kaynağı, bazılarınca da dert ortağı kabul ediliyor. Yani sevinen içiyor, üzülen içiyor. Hele biraz iradesi zayıf, problemli kişiler sigaraya tutsak olmaktan kendilerini kurtaramıyor.
- İnsan yanlışı ve hatayı bilmediği için yapar derler. Gençlerde sigara ile büyüme, varlığını ispatlama kanısının yaygın oluşu, sigara alışkanlığının başlamasında büyük etken olmaktadır. Genç, bir sigara yakıp gösteriş yapmayı, caka satmayı ve dumanını savurmayı marifet biliyor. Sigaranın kendini büyüttüğünü sanıyor. Bunu da daha çok sigaranın sağlayacağı iltifata muhtaç gençler yapıyor.
- Diğer önemli hususlardan biri de ikramcı toplum oluşumuz. Birbiriyle karşılaşan, bir araya gelen insanımız, selamla beraber “ buyur, yak!” diyor. Hemen ikinci sigarayı da karşı taraf ikram ediyor. Zorlanıyor. İçmiyorum, içmeyeceğim demek, içmemek sanki bir eksiklik olarak görülüyor.
- Büyüklerin kötü örnek olmalarını, gençleri özendirmelerini de unutmamalıyız.
- Süslü, çekici ambalajlar, aldatıcı reklamlar da insanımızı yanıltıyor. Halbuki insanımıza sağlıklı bilgi verilse, kimse bu illetin pençesine düşmeyecektir.
- Sigara alışkanlığı daha çok sigara içen ana babalardan doğan, yıllarca onların sigara dumanlarını teneffüs etmiş çocuklar arasında yaygındır. Ve sigaraya böyle çocuklar daha çabuk başlamakta, daha çabuk alışmaktadır.
İşte böyle başlanılan sigara kendisiyle kalmamakta, kısa zamanda içki ve uyuşturucu gibi alışkanlıkları da davet etmektedir.
Ayrıca dağılmış aile çocukları, gençlerdeki bunalım ve cehalet büyük etkendir.
Çocuğun bir defa sigarayı denemesi, başlaması için yeterlidir. Bunun için sokaklarda bedava sigara dağıtılmasının ardında sinsi planlar vardır. Yapılan planlar boşuna değildir. Reklamlarla sigara içmeyi cazip hale getirenlerin sonları şöyle olmuştur:
Marlboro reklamlarında gördüğümüz Wayne Mc Laren 1992 yılında 51 yaşında akciğer kanserinden öldü.
1950’li yıllarda ilk olarak 17 yaşında Lucky Strike sigaralarının reklamlarında daha sonra da Chester Field sigaralarının reklamında baş artist olan Janet Sackman akciğer kanseri olmuştu. Akciğerinin bir kısmıyla sesini büyük ölçüde kaybetmişti.
1981-1987 yılları arasında Winston sigaralarının reklamında başrolü oynayan David Goerlitz 35 yaşında felç oldu. Tatma duygusunu kaybeden sanatçı, vücudunun sol tarafını da kontrol edemez hale geldi.
Camell sigaralarının reklamlarında yer alan Will Thornbury, 1992 yılında 56 yaşında kanserden öldü.
Marlboro reklamlarındaki kovboylardan biri olan David Millar Jr. 1987 yılında sigara kullanmaktan dolayı yakalandığı anfizem hastalığından öldü.