ŞEYTANIN ZARARINDAN NASIL KORUNULUR?
Dikkatsizliğimiz yüzünden şeytandan zarar görürüz : “Gözü kör olsun” demekle şeytan kör olmaz. “Kahrolsun” demekle de kahrolmaz. Atalarımız : “sövmekle şeytanın sayısı artar” demişlerdir.
Aslında şeytanın yaratılmasında ve şeytanda kötülük yoktur. Kötülük, şeytanın yapılmasını istediği işlerde ve şeytana uymaktır. Yani insan şeytana uymazsa, şeytan insana zarar veremez.
Bir hocamız her zaman derdi : “Haydi gücü yetiyorsa şeytan gelsin zarar versin, veremez.
Bunu neden böyle diyorum? Allah Kur’anda şeytanın zarar veremeyeceğini bildiriyorda ondan. “Demek oluyor ki, şeytan, kendiliğinden zarar veremez. Ne zaman zarar verir? İnsan, açık kapı bırakırsa, şeytanı davet ederse ve şeytana uyarsa, o zaman zarar verir. Şimdi şeytanın zararından nasıl korunulur görelim :
a)Cenab-ı Allah insanı şeytanın önüne atıvermemiştir. Allah şeytana istediği mühleti
vermiş, “aldat aldatabilirsen” demiş, isanada korunma ve kurtulma yollarını göstermiştir.
Bunlardan en önemlisi, doğru bilgi ve kuvvetli bir imandır. İnsan inanır, inancını yaşarsa, şeytana değil Allah’a kul olursa, şeytan ona zarar veremez.
b)İnsan yalnız yaşamamalıdır. İyi insanlarla, iyi ortamlarda yaşamalıdır. Kur’an’da Allah : “doğrularla beraber ol” (Tevbe:119) diyor. Hz. Peygamber: “Koyunun kurdu gibi şeytan da insanın kurdudur. O da yalnız kalanı kollar…” buyurur. Şeytan daha çok yalnız kimselere musallat olur.
c)Abdestli bulunmak : Abdest mü’minin silahıdır. Abdestli olanlar için melekler dua eder, melekler korur. Şeytan abdestlinin peşine düşmez, düşsede tuzağına kolay kolay düşüremez. Çünkü; abdestli insan kolay kolay kötülük yapamaz. Bu halde şeytanın ümit kesmesine neden olur.
d)Besmeleli bir hayat yaşamak : Şeytanın kaçtığı şeylerden biri de besmeledir.
Besmele çekene, besmele çekilen işe şeytan müdahale edemez. Çünkü besmele çeken insan, kovulmuş şeytanın şerrinden yaratana sığınmış, Allah’ın adı ile başlamıştır.
Bildirildiğine göre; besmele ile oturulan sofraya şeytan oturamaz. Besmele ile kapatılan kapıyı şeytan açamaz. Peygamber (SAV) : “Şeytan sizin elbisenizden istifade eder. Sizden biri elbisesini çıkarınca, dürüp kaldırsın. Besmele ile dürülmüş elbiseyi şeytan kullanamaz” buyurmuştur. (Ramuz el-Ehadis : 216/13).
e)Namaz kılmak : Şeytan namazdan, ezandan, namaz kılandan, namaz kılınan yerden hoşlanmaz, oralarda da eğleşmez. Namaz kılan için “ah bir terk ettirebilsem” der. Namaz kılana da : “belimi kırdın” der. Vesvese gücünü daha çok namaz kılan için kullanır. Oyalar, namazı geciktirir, daha gençsin der kıldırtmaz. Kılana namazın oldumu, bakalım Allah kabul edecek mi, Allah’ın senin namazına ihiyacı mı var, senin kalbin temiz, namaz kılmasan da olur” şeklinde telkinlerde bulunur.
Şeytan namaza devam edene yaklaşamaz. Çünkü rükû ve secde hali, Cenab-ı Allah’a en yakın olunan zamandır.
Kur’an’da şöyle buyrulur :
“Şeytan içki, kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi? “ (Mâida Sûresi : 91).
-“Sana indirilen kitabı oku. Namaz kıl. Namaz kötülüklerden alıkor, hayasızlıktan alıkor. (Ankebut Sûresi : 45).
Buradan anlıyoruz ki, şeytan, tuzağına düşürebilmek için çeşitli yollarla namazdan alıkoymak ister. Bir de namaz, şeytan işi pisliklerden alıkor.
Hz. Peygambar : “Namaz, şeytanın yüzünü karartır, sadaka belini kırar. Allah için birini sevmek, şeytanın kökünü kazır. Bunları yaparsanız şeytan sizden şark ve garp kadar uzaklaşır.” Der. (Ramuz el-Ehadis : 218/8).
f)Dua etmek : Peygamberimizin bildirdiğiine göre; “Dua, müminin silahıdır.” Dua, Allah’a ilticadır, teslimiyettir. Dua, yardım istemektir.
Duayı terk eden, yalnız kalır ve Allah’ın korumasından çıkar.
g)Kur’an okumak : Şeytan, Kur’an’dan ve Kur’an sesinden, bir de Kur’an okuyandan kaçar. Kur’anla meşgul olanı şeytan, başka bir şeyle meşgul edemez. Onun için Allah, Kur’an okumamızı istemiştir. “Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın” diye emretmiştir. (Nahl Sûresi : 98).
h)Sadaka vermek : Sadaka veren, şeytanın telkininden uzaklaşmış olur. Çünkü sadaka,
şeytanın belini kırar. Sadaka ve Allah’ın kullarına yardım, insanı Allah’a yaklaştırır, Allah’ı hoşnut eder ve rızasını kazandırır.
ı)İnançsız olmamak : Şeytanın en çok istediği şey, inanmayanın küfrünün devam etmesi, inananın da inançsız hale gelemisidir. Bunun için insanı şirke düşürmeye çalışır.
İman edip Rablerine teslim olanlara şeytanın gücü yetmez. (Bak : Nahl Sûresi :99).
Cenab-ı Allah : “Şüphesis ki biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık” buyurmuştur. (A’raf Sûresi : 27).
i)Allah’a sığınmak : Tek güvenilip, dayanılacak, sığınılıp yartım istenecek tek varlık, Cenab-ı Allah’tır. Emaneti en güzel koruyan da yine Allah’tır. Ayrıca Kur’an’da kendisine sığınmamızı emretmiştir.
Kul: “Eûzu billahiminneşşeytanirracim, lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil Azım” derse Allah’a sığınmış olur.
Hz. Peygamber : “İçinden şerre davet eden bir ses duyan kimse, şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın” demiştir. (Tirmizi: Tefsir: 2).
Şeytandan emin olmanın yolu, Allah’a sığınmaktır.
Bir hadiste şöyle buyrulur :
-“Şeytan, lânetlendiğinde : “Ben zaten lânetliyim, mel’un olarak lânetlenmiştim” der. Halbuki ondan Allah’a sığınıldığı zaman, işte şimdi belimi kırdın” der. (Ramuz el-Ehadis : 62/5).
Bu konuda Cenab-ı Allah’ın bize talimatı şöyledir :
-“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın…” (Fussılat Sûresi : 36).
-“Deki : Rabbım! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım” Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbım!” (Mü’minun : 97-98).
-“Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın…” (A’raf Sûresi : 200).
“Deki : insanların kalplerine vesvese sokan, insan andığında pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbına, insanların sahibine ve insanların ilâhına sığınırım!” (Nas Sûresi : 1-6).
Bu ayetlere göre insan, şeytanın zarar vermesinden âlemlerin Rabbi olan Allah’a sığınacak, O’da onu koruyacaktır. Böylece şeytanın zarar vermesinden korunmuş olacaktır.