ŞEYTANIN TUZAKLARI
Şeytan, insanın düşmanıdır. Hep insanın aleyhine çalışır. İnsanı mahvetmek için uğraşır. Bir bakıma bu onun görevidir.
Müslüman, nefsine ve şeytana karşı hep uyanık olmalıdır. Bunlar insanın koynundaki, yatağındaki yılan gibidir. Şeytanın insan için kurduğu tuzaklardan bazıları şunlardır:
- İnanmaması için çalışır, inananı inkâr ettirmek için çalışır.
- Allah’a isyan ettirir, peygamberden, sünnetinden ve Kur’an-dan uzaklaştırmak için kandırır.
- Dine uymayan işlere sevk eder.
- Kötülüğü emreder, onu cazip gösterir.
- Haramı, günahı güzel ve tatlı halde gösterir.
- İbadetten alıkoyar. Daha var, daha gençsin, hele bir emekli ol bakalım, der. İbadetten alıkoyamazsa geciktirtmeye çalışır.
- İbadetlerde, imanda vesvese verir.
- Kendi yapamadığını, insan şeytanlarına yaptırır. Onlar vasıtasıyla kandırır, aldatır.
Allah’ın sevgili kullarından Hatemi Asam, bir gün oturmuş, hayatını gözden geçirip, kalan günlerini daha verimli yaşamak için yollar ararken şeytan hemen ona:
- Ya dünyan ne olacak, nerede kalır, ne yer ne içersin, der.
O da: “Ölüm yiyeceğim kefen giyeceğim, mezar da yatacağım” cevabını verir. Ama her inanan bu cevabı veremez. Sebep? “Müslümanız” deriz, hayatımızda İslâm yok. Günde beş defa ezan okunur, duyup davete icabet etmeyiz. Meleğin sesine değil şeytanın sesine kulak veririz de ondan.
Kur’an-da:
- “Şeytan insana “inkâr et!” der.” (Haşr: 16)
- “Kim Allah’ın zikrinden gafil olursa yanından ayrılmayan şeytanı ona musallat ederiz.” (Zuhruf: 36)
- “Şeytan size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara: 169)
- “Şeytan söz verip, aldatır.” (Nisâ: 120)
- “Şeytan, yaptıklarınızı güzel gösterir.” (Enfal: 48)
- “Şeytan, gücünün yettiği kimseleri davetiyle şaşırtır. Vaatte bulunur. Aldatmadan başka bir şey vaadetmez.” (İsra: 64)
- “Şeytan, günaha, iftiraya düşkün olanların üstüne iner.” (Şuara: 220-221) * “Şeytan, düşmanınızdır. Onu düşman bilin sizi ateş ehlinden olmaya çağırır.” (Fatır:
6) diye uyarıyor.
Şu uyarılara da dikkat edilmelidir:
- “Şeytana tapmayın.” (Yasin: 60)
- “Şeytana uyanın cezası cehennemdir.” (İsra: 63)
- “Gerçek iman sahiplerine şeytanın hakimiyeti yoktur.” (Nahl: 99)
- “Şeytana ve dostlarına karşı çıkanlara şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” (Nisa: 76)
- “Şeytan, etkisi altına aldıklarını Allah’ı anmayı unutturur.” (Mücadele: 19)
- “Şeytan, bütün bunları yaptıktan sonra der ki: Ben onu azdırmadım. O derin bir sapıklık içindeydi.” (Kaf: 27)
Ne yapmamız gerektiği de gene Kur’an-da bildiriliyor:
- “Şeytanın fitlemesi seni dürterse, hemen Allah’a sığın.” (A’raf: 200)
- Deki: “Şeytanın kışkırtmasından Allah’a sığınırım.” (Mü’minun: 97)
- “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürterse, hemen Allah’a sığın.” (Fussılat: 36)
- “Şeytan Allah’ın izni olmadıkça mü’minlere hiçbir zarar veremez. Mü’minler Allah’a dayanıp güvensinler.” (Mücadele: 10) buyrularak çarenin Allah’a sığınmak olduğu bildirilmiştir.
Peygamberimiz(SAV)’de şöyle buyurur:
- “Şeytan, lânetlendiğinde: Ben zaten lânetlenmiştir, der. Halbuki ondan Allah’a sığındığın zaman: İşte şimdi belimi kırdın” der. (Ramuz el-Ehadis: 62/5)
- “Şeytan, ezandan, besmeleden kaçar.” (Age: 102/7-8)
- “Namaz şeytanın yüzünü karartır, sadaka belini kırar. Allah için sevmek şeytanın kökünü kazır. Bunları yaparsanız şeytan sizden çok uzaklaşır.” (Age: 218/8)
- Şeytan bütün insanları azdırıp saptırmak ve Allah’ı unutturmak için yeminlidir. Onun için şeytana fırsat vermemiz lâzım, yüz vermememiz lâzım, kapı aralayıp ümitlendirmememiz lâzım. Şeytanı memnun edecek, davet edecek, ümitlendirecek, şeytan işi pislikler karıştırmamamız lâzım. Ayağımızı kaydırmaması için sıkı durmamız lâzım. İçimizden, işimizden şeytanı taşlamamız lâzım.
- Günahları küçük görmemeliyiz, Allah’tan ümit kesmemeliyiz.
İlâhi uyarı ve ikâzlara kulak vermemeliyiz. Müslüman, ceza ile musibet ile yola gelmez. Müslüman hata edebilir, hatada ısrar etmemelidir. Kur’an-da: “Başınıza gelen bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şura: 30) buyrulmuştur.
Hz. Peygamber de: “İnsana isabet eden ağaç sıyrıntısı, ayak kayması, damar sıyrıntısı ancak bir günahı sebebiyledir.” (Ramuz el-Ehadis: 489/3)
- Şeytanın zarar vermesinden kurtulmak için peygambere uymak ve sünnetine sıkıca sarılmak gerekir. Peygamberi tanımayan insan, çobanı ve sürüyü terk eden koyun gibidir. Kurda, kuşa yem olur. Allah Kur’an-da: “Allah’a ve peygambere hâinlik etmeyin.” diyor.
(Enfal: 27)
Peygamberimiz: “Sözlerin en güzeli Allah’ın kitabıdır, yolların en doğrusu Muhammed’in yoludur.” (Buhari Edep: 70) Bir hadislerinde de: “Her amelin bir coşkusu, her coşkunun da bir gevşemesi vardır. Kimin coşkusu sünnetimden yana olursa, o mutlaka kurtulmuştur. Kimin de istek, arzusu ve rağbeti sünnet dışına yönelik olursa o, helâk olmuştur.” buyurmuştur. (Doç. Dr. İsmail Çakan, Hadislerle Gerçekler. Sayfa: 128)
- Şeytanın istediği müslüman tipi olmamak gerekir. Şeytan, özü sözü doğru, samimi müslüman istemez. O, nasıl bir tip ister:
- İnancını yaşamayan,
- İman konusunda şüpheleri olan,
- İslâm’ın şartlarını bildiği halde yaşamayan,
- Bütün derdi dünya olan, ahireti unutan,
- Harama, günaha kılıf bulan,
- Peygamberin sünnetine uymayan,
- Hak hukuka riayet etmeyen,
- Müslüman iddiasında, sözde müslüman olan ve günahkâr olmaktan korkmayanları şeytan çok sever. İsraf edenler de şeytanın yakın dostlarıdır.
- İnsan isterse ve gayret gösterirse, melekler derecesine ulaşır, melekleşir. Melekler ona gelir, onun için dua eder. Onunla masafaha yapar ve onu korurlar, yardım ederler. Peygamberimiz: “İçinizden hayra davet eden bir ses duyarsanız ona uyun, o meleğin sesidir. Şerre davet eden bir ses duyarsanız, o şeytanın sesidir. Ona uymayınız.” diyerek bizi uyarmış, şeytana uymamanın yollarını göstermiştir.
İnsan, hem Allah’ı hem de şeytanı birden memnun edemeyeceğinden dolayı müslüman, şeytana uymaz, şeytana tapmaz. Devamlı şeytanın tuzaklarına karşı uyanık olur.