ŞEYTANIN HAKİMİYETİ

            Şeytanın aldatma, tuzak kurma, kandırma gücü vardır. Allah’ın korumasına sığınmayana, şeytana kapı aralayana, şeytanî işler yapıp davet edene, bir de Allah’ın terk ettiği kimselere zarar verir.

            Bilhassa yeni islâma yönelen, ibadete başlayan tesettüre girenleri caydırmak için onlarla çok uğraşır. Azim ve kararlı davranış karşısında; ya ümidini kesip çeker gider, ya da sapıtıncaya kadar uğraşır.

            İnançsız ibadetsiz, istediklerini yapıp duranı şeytan ne yapsın? Ne diye onunla uğraşsın? O zaten teslim olmuş…

            Şeytan haram yiyenlerden kaçınmayandan çok hoşlanır. Abdest gusül bilmeyen, şeytanın sevgili dostudur.

            Hayızlı, nifaslı kadınlara ve çocuklara çok yaklaşır. Aklî dengesi bozuk olanlara hep fısıldar, onları kullanır. Dinî bilgisi az olanla, imanı zayıf olanları yanlıştan yanlışa götürür.

            Şeytan, itikadı düzgün, ameli güzel, besmeleli hayat yaşayan ve Rabbine sığınanlara zarar veremez.

            Şeytan, istese de insanın imanını yok edemez. İmandan uzaklaştıracak iş yaptırır. Bunu da zorla yaptıramaz.

            Şeytan, Allah’ın izni olmadan zarar veremez. Allah’a sığınanı Allah korur. Allah insanı, şeytanın eline bırakıvermemiştir. Yani insan şeytana mahkûm değildir.

            Şeytan, istemeyene, ümitlendirip davet etmeyene, hoşlanacağı iş yapmayana zarar veremez.

            Bu ifadelerimizle ilgili Kur’an âyetlerine bir göz atalım :             -“Âd ve Semûd’u helâk ettik. Onların başına gelenler, oturdukları yerlerden bellidir. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Halbuki onlar bakıp görebilecek durumdaydılar”. (Ankebut Sûresi : 38).

            -“Biz şeytanları inanmayanların dostları kıldık.” (A’raf Sûresi : 27).

            -“Kullarım üzerinde şaytanın hakimiyeti yoktur. Ancak azgınlardan ona uyanlar müstesna” (Hıcr Sûresi : 42).

            -“Kim beni anmaktan yüz çevirirse onun sıkıntılı bir hayatı olur.” (Tâhâ Sûresi : 124).

            -“Müşrikin arkadaşı şeytan der ki : Rabbim! Ben onu azdırmadım. O kendi derin bir sapıklık içindeydi.” (Kaf Sûresi : 27).

            -“Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. İman edip de yalnız Rabbine tevekkül edenler üzerinde şeytanın bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah’a ortak koşanlaradır”. (Nah Sûresi : 98-100).

            -“Şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” (Nisâ Sûresi : 76).

            -Kıyamet günü şeytan diyecek ki : Benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sizi inkâra çağırdım. Sizde benim davetime koşuverdiniz. Siz suçu kendinizde arayın.” (İbrahim Sûresi : 22).

            -“Muhakkak ki, benim ihlâslı kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. Onları koruyucu olarak Rabbin yeter” (İsrâ Sûresi : 65).

            -“Kim Rahmanı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.” (Zuhruf Sûresi : 36).

            -“Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça mü’minlere hiçbir zarar veremez. Mü’minler, Allah’a dayanıp güvensinler.” (Mücadele Sûresi : 10).

-“Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı şüphe içinde kalandan ayırt edip bilelim diye ona bu fırsatı verdik. Rabbin gerçekten herşeyi koruyandır.” (Sebe Sûresi : 21).

            -“Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar günaha, iftiraya düşkün olanların üstüne inerler.” (Şuara Sûresi : 221-222).

            Görülüyor ki, şeytan her istediğine zarar veremiyor. Onun gücü de, hilesi de zayıf. Bazı insanlar onun işini kolayştırıyor. O da onlara musallat oluyor.

            İ. Azam, Fıkhı Ekber adlı eseri de : “Şeytan zorla insanın imanını yok edemez. Kul imanda zaafiyet göstermedikçe, imanı yok edemez. Kul imanda zaafiyet göstermedikçe, imanı bırakmadıkça şeytan onu imandan edemez” der. (Terc. Fikri Yavuz S.177).

            Hz. Peygamber de şöyle buyuruyor :

            -“Bir zaman gecek şeytanlar onların evlatlarına ortak olacaklardır.

            -Bu da olacak mı? Denildi. Hz. Peygamber:

            -Evet, buyurdu.

            -Peki bizimkilerle onları nasıl ayırt edebiliriz? Diye sorulunca Allah Rasulü şu cevabı verdi.

            -Hayâ ve merhamet azlığından.” (Ramuz el-Ehadis : 504/4).

            -“Şeytan insanın kurdudur. Koyunun kurdu gibi. Kurdun sürüden ayrılan koyunu yakaladığı gibi, oda cemaatten ayrılanı kollar. Çokluk arasında bulunun. Mescide devam edin. Ayrılığa düşmeyin. (Ramuz el-Ehadis : 102/11 + 216/16).

            -“Şeytan bir kişiye kasdeder, iki kişiye kasdeder. Ama üç kişiye kasdedemez.” (Ramuz el-Ehadis : 217/2 + 103/1).

            -“Muhakkak şeytanın insanın kalbi üzerinde yönlendirici etkisi vardır. Kişiyi kötülüğe sevk eder, hakkı yalanlatır. Meleğin etkisi hayra ve hakkı tasdik etmeye yönelik vaadlerle olur. Kalbinde kötülük tarafına çekmeye çalışan tesir hisseden kimse, şeytandan ve şerrinden Allah’a sığınsın.” (Tirmizi Tefsir : 2 + Dr. Adem Ergül, Kuran ve Sünnette Kalbi Hayat:. S. 317).             Bu hadislere göre şeytanın zarar vermesinden korunabilmek için utanma ve acıma duygusunun azlığına dikkat edilmelidir. Bir de alnız ve başına buyruk yaşamamak gerekir. Yoksa şeytan, istediği zaman ve istediğine zarar veremez. Allah insanı şeytanın hakimiyetine bırakıvermemiştir.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir