SELÂMIN ÖNEMİ

Müslümanlığın güzel nişanelerinden biri de selâmlaşmadır. Selâm, her dinde her toplumda vardır ama bizdeki kadar güzel, bizdeki kadar etkili değildir.

İnancımıza göre selâm, müslümanın müslüman üzerinde bir hakkıdır. Müslümanın müslüman kardeşi üzerinde 5 hakkı vardır. 

1- Uygun olan davetine icabet etmek, 2- Öğüt ve nasihat isterse, öğüt vermek,

3- Aksırınca “Şükür elhamdülillah” derse “Yerhamükellah” demek, 4- Hasta olursa ziyaret etmek, ölürse cenazesini defnetmek, 5- Karşılaştığında selâm vermek.

Kur’an’da selâm verenin iyiliğine şehâdet edileceği bildirilmiştir. (Nisa:94) “Size selâm Verne mü’min değilsin demeyin!” buyurulur.

Peygamber (as) şöyle buyurur:

-“Biriniz kardeşi ile karşılaştığı zaman Ona selâm versin. Eğer aralarında bir taş yahut duvar veya ağaç girip engel olurda sonra onunla yine buluşursa, tekrar selâmlaşsın.” -Büyük Hadis Kül:4/7682

Dinimiz selâmlaşmaya o kadar önem vermiştir ki, kavuşunca selâmlaşılacaktır. Ayrılırken de selâm verilecektir. Peygamber (as): “Bir topluluktan ayrılan selâm versin, öyle ayrılsın” buyurmuştur.

Toplumumuzda selâm vermeyen için “selâm bile vermedi” selâmı almayan içinde “selâm bile almadı” denir, kınanır. Demek oluyor ki selâm, bazı şeylerin ölçüsüdür.

İnsanımızın bugün toplum ilişkileri çok zayıf, hatta felç. Altlı-üstlü oturan, karşı karşıya oturanların bile ilişkileri istenildiği gibi değil. Değil açlığından tokluğundan, cenazesinden bile haberi olmuyor.

İyi olmayan ilişkilerin düzelmesi için toplumumuz Allah’ın selâmının vereceği sıcaklığa, muhabbete ihtiyacı vardır. Diyebilirim ki, bugünün insanı bir selâmlık ilgiye muhtaç.

Selâm vermek, karşı tarafa itibar etmek, değer vermek demektir.

Selâm, iyi niyet ifadesidir.

Selâm asla küçümsenmemeli, hafife alınmamalıdır. Selâm korkuyu giderir, güven sağlar. Allah’ın selâmı diğer selâm şekilleri gibi değildir. Verildiği zaman dikkat çeker ve ilgiyi uyandırır.

Yusuf İslam, müslüman olmadan biri O’na “Es-selâmü aleyküm” der selâm verir. Yusuf İslam, anlayamaz. Yakın birine “Bu ne demek?” diye sorar, O da bu şekilde selâmın manasını anlatır. Ondan sonra Yusuf İslam, İslam’a ilgi duymaya başlar. Araştırır ve müslüman olur.   Şereflendiği İslam’ı da ad olarak benimser.

Selâmı vermek de duadır, almakta duadır. Yani selâmlaşan insanlar birbirine dua etmiş olurlar. Denilebilir ki selâm, duadır, ibadettir. Selâm, vereni de alanı da rahatlatır. İnsanları birbirine yakınlaştırır. Kırgınlıkları, dargınlıkları bir anda kesip atar. Aradaki kini, düşmanlığı ve buz dağlarını eritir, yok eder.

Bundan başka selâmlaşmanın bir çok faydaları vardır.

Selâm sadece tanıdığına verilmez. Tanıdık olsun, olmasın herkese verilir. O zaman tanışma, kaynaşma kolaylaşır. İşler daha kolay görülür. Selâm verenle alan arasında güven hasıl olur, arada ilgi artar.

Ayrıca selâm, Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olur. Çünkü selâm veren ve alan Allah’ın emrini yerine getirmiş, Peygamber işi işlenmiş olur.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir