SAATİN İCADI
Bu konuda kaynaklara baktığımız zaman çeşitli isimler ve çeşitli tarihler görürüz. “İlk dişli saat 14. asırda Milano’ da yapıldı.” “1540’da ilk saat Almanya’da yapıldı.” “1650’de Christion Huygens, rakkaslı saati yaptı.” “Kusursuz işleyen ilk saat, 1728’de Jon Harrison tarafından yapıldı.”… Bunlar ansiklopedik bilgilerdir. Bakınız bir saat için ne kadar çok adam kaşif olmuş…
Her şeyi başkalarına mal etme akışkanlığı burada da kendisi göstermektedir. Halbuki
Avrupa’dan asırlar önce Müslümanlar saati biliyor ve kullanıyorlardı. Mesela; “Harun Reşid’in gönderdiği duvar saati Charlemagne’ı hayran bırakmıştı.” (1) “Harun Reşid tarafından Charlemagne’a hediye edilen duvar saati bakır ve deriden yapılmıştı… Zamanı metal süvariler vasıtasıyla bildirirdi. Bunlar her saat başında bir kapıyı açarak saat sayısı kadar bilyayı bir simbalin üzerine düşürüyor sonra çekilerek kapıyı kapatıyorlardı.” (2)
Bugün bile insanları hayrette bırakan saatler ve bu saatleri yapan Müslümanlardan kaynak eserlerde hayranlıkla bahsedilmektedir. “Keskin zekalı Müslümanlar, bilhassa çeşitli ve güneşin saatlerinin icadına da itina gösterdiler. Kürevi trigonometri ve güneşin gök yüzünde bulunduğu yer nazarı itibara alınarak, hesaplanan cetvellerin de yardımı ile , günün zamanlarını böylece daha doğru okumaya muvaffak oldular. Onların bu sahadaki en orijinal icadı, silindir şeklinde taşınabilen bir güneş saati idi. Böylece bir güneş saati Reichenau’da kendisine ulaşan Hermannus Contractus, eserinde onun ustaca yapısını etraflıca açıklamıştı. Bu ilk güneş saati idi. Böyle bir güneş saatinin örnekleri, bir müddet sonra Batı’da daha sık ortaya çıkarlar.
Güneş saatlerine şekil vermede bilhassa bu saatlerin su, civa,yanan mum veya ağırlıkların yardımıyla çalışmalarında; “İslam oyuncakçılığı” kesif bir faaliyet sahası kazanmıştı. Müslüman alet yapıcıları bu arada zil vasıtasıyla her tarafa öğle zamanını hatırlatan çalar güneş saatlerini, bir madeni kupanın içine her saat başı, küreler düşüren su saatlerini; Zodyaklar sayesinde gezegenleri izleyen veya ayın yarım geçişini mütevali parıldamalarla belirten devran aynaları buldular.
Halife Harun Reşid’in elçilerinden Abdullah isimli bir Müslüman 807 yılında Aachen’de Kayzer Büyük Karl’a, Müslümanların harikülade aletlerinden birini sunar. Kayzer’in tarihçisi Einhard kaleme aldığı Salnamesinde : Saatin pirinçten yapıldığını hayrete sayan bir hünerle monte edildiğini” bildirir ve devamla : “Bu su saati on iki saatin geçişini hesaplıyor ve saat başlarında olmak üzere on iki kürecik düşürüyordu. Her bir kürecik alttaki zile çarpınca etrafa ses aksediyordu. Açılan kapılardan aşağı düşen kürecikler, bir saatlik zamanın tamamlanması ile dışarı fırlıyorlardı. Bu sıçrayanların sonunda 12 kapıda teker teker kapanıyordu.” Der (3)
Saati Avrupalılardan asırlar önce Müslümanların icat ettiği muhakkaktır. 1205 tarihinde Türk bilgini Eb-Ül-İz’in Gazneli Mahmut için yazdığı eserinde saatten uzun uzun bahsetmesi, (4) bu iddiayı kuvvetlendiren diğer bir delildir.
Büyük bir kabiliyet ve dehanın mahsulü olan bu icadı da diğerleri gibi ucuza satmışız.
- Fernand Grenard, Asyanın yükselişi ve Düşüşü Sh.212,1000 Temel Eser
- Will Durant, İslam Medeniyeti Sh.37, 1001 Temel Eser
- Dr. Sigrid Hunke, Avrupanın Üzerine Doğan İslam güneşi,Ter.Servet Sezgin Sh.116177
- Bakınız, Tarih – turizm – Edebiyat Dergisi, sayı : 5-1969