PUTPERESTLİK

İnsanlığın ilk dini tevhit inancına dayanır. Allah ilk insan Adem’i peygamber olarak görevlendirmiştir. Adem Peygamber’den sonra insanların bir kısmı sapıklığa düşmüş, Allah’ı bırakıp taşlara, ağaçlara, insanlara ve ruhlara tapmaya başlamışlardır.

İslama gelinceye kadar insanlık bulduğuna inanmış,kendi eliyle yaptığına tapmış, canlı cansız, zararı ve faydası dokunmayan yaratıklara teslim olmuştur.

İnsanlığın evveli böyle. Ya günümüz insanı?… neye tapıyor, kime inanıyor? Kime tapınıp, kimden bekliyor? Ömrünü ne için harcıyor? İşte insanı kurtarma vadi ile kandıran rejimler,sistemler insanı ne hale getirmiş.

Bugün insan, hakim olması gereken şeylere mahkum durumda. Doyumsuzluk, tatminsizlik ve kuvvetlinin kuvvetsize itaati, insanların bunalımlarının bir parçası olarak devam ediyor.

   PUTPERESTLİĞİN DOĞUİU:

Geçmişte insan aczinin ifadesi olarak, kendini tatmin için olur olmaz şeylere tapınmış, kendisinden aciz varlıklara boyun eğmiştir.

Mesela, Nemrut insanları cansız varlıklara kul köle etmiştir. Size zararı ve fayadası dokunmayan bu taş ve ağaç parçalarına neden tapıyorsunuz? Diyen İbrahim’i ateşe attı.

İbrahim peygamber onlara:

-“ Neye tapıyorsunuz?

-“ Putlara” dediler.

-“ Sizi duyuyorlarmı? Size faydaları veya zararları dokunuyormu? Dua ettiğinizde, kendilerinden bir şey istediğinizde sizi duyup, istediğinizi veriyorlarmı?” dedi.

-“ Hayır. Peki sen kime taparsın? Dediler.  

-“ Allah’a”

-“ Allah kim? Dediler

-“ Bizi yaratan, rızıklandıran, öldüren sonrada diriltecek olandır” dedi.

-“Bizde öldürür, diriltiriz” dediler.-iki lişi seçip birini öldürüp, diğerini selbest bıraktılar-gene kendi elleriyle yaptıkları putlara tapmaktan vazgeçmediler.

İslamdan önce Arabistan’da da putperestlik yaygın bir durumda idi. Her evde her kesin ayrı ayrı putu olduğu gibi, Kabe’yi de  putla doldurmuşlardı.  

İlk putu Arabistan’a Rabia b.Harise getirmiştir. Bir seyehati sırasında o yer halkının put yapıp ona taptıklarını görmüş, sebebini sorduğunda “ istediklerimizi yerine getirir, harblerde bize zafer kazandırır, bizi düşmanlarımızdan korur…” demişlerdi.Rabia b.Harise bunun üzerine birkaç put alıp Kabe’ye koyar. Putların bu kutsal yere konuşu putperestliğin bütün Arabistan’a yayılmasına sebep olmuştur.   

Arabistan o hale gelmişti ki, puta tapmayan çok az kişi vardı. Ancak Hanifler ( İbrahim Peygamberin getirdiği inanç esaslarına bağlı kalanlar) putlara hiç iltifat etmemiş, sapıklığın yoluna düşüp, putlara tapmadıkları gibi putlara sunulan kurbanların etlerinden bile yememişlerdi.  

Genel olarak Arabistan’da bir iş yapılmadan putlara tapınılır, bir şey istenecekse putlardan istenir, istenmeyen bir durumdan da putlara sığınılırdı. Putlar herşeydi; inançsızların sığınağı, dayanağı putlardı. Bu yüzden geçimini temin edenler, büyük paralar kazananlar vardı. Ayrıca putlar inananlar içinde zulüm ve baskı aracı olarak kulanılıyordu.  

Hars b.Kays, islamın ve müslümanların amansız düşmanı idi. Tapınmak için bir taş bulur, ona tapınır, daha sonra güzel bir taş buluncada evvelkini atar ona tapar. Çocuk gibi daha güzelini bulunca ondan da vazgeçerdi. Hatta halkın çoğu bu durumdaydı.  Neye taptıklarının, niçin taptıklarının farkında bile değillerdi.

Cenab-ı Allah : “ sizin Allah’ı bırakıp taptıklarınızın yardımınıza yatişmeye güçleri yetmediği gibi kendileri de kurtaramazlar. Onları doğru yolu göstermeye çalışsanız, onlar sizi duymazlar. Onları kendinize bakar görürsünüz, halbu ki onlar sizi görmezler” (A’raf Suresi:197/198) buyurarak putlara  tapınmalarının anlamsızlığını bildirmiştir.

Mekke’nin fethinden sonra müslüman olan Ebu Süfyan’ın karısı Hind,evinde senelerce tapındığı putları kendi eliyle kırar ve : “ yazık bu kadar zamandır size aldanmışız” der.  

PUTLAR HEM TANRI HEM İEFAATCİ İDİ:

Araplardan bir kısmı da hem Allah’a inanır hemde putlara tapardı. Bu durum Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir:

“ Çoğu Allah’a ancak şirk koşarak inanır.” ( Yusuf Suresi:106)

Araplar Allah’la beraber putlara inanırlar, putları şefaatci kabul ederlerdi. Bazılarıda Allah’a yaklaşmak için putları vasıta sayardı. Bazıları da putların yardımını görebilmek için tapınırdı.

Develerin sütleri artsın diye develerini Sa’d adlı putun yanına götürürlerdi. Sundukları kurbanların kanını puta sürerlerdi.Bir gün bir zat develerini Sa’d a götürmüştü.Develer kanlı putu görünce ürktü.Develerinin dağıldığını görünce kızdı, eline taş alıp puta attı:” Allah belanı versin develerimi kaçırdın “demiş develerini topladıktan sonra da: “Biz toplasın diye Sa’d ın yanına geldik, Sa’d bizi dağıttı.Biz Sa’d’tan değiliz. Sa’d ancak çöl ortasında konmuş, doğruya ve eğriye çağırmayan bir taş parçasından başka bir şey değildir.” Dediği kaynaklarda ifade edilmiştir.

Bir başkası da dünyadan elini eteğini çekmiş, kendini putuna adamış, akşam sabah ona tapınıyordu.Birgün başına bir bele geldi. Kurtarması için putuna yalvardı.Ama bir türlü kurtulamamıştı. Putuna :

“Sana kaç yıldır boşuna mı taptım? Ya bu beleyı benden def edersin yada ben senden değil Allah’tan isterim”demiştir.

Kur’an’da :” dikkat edin, halis din Allah’ındır. Onu  bırakıp da putlardan dostlar edinenler” onlara bizi Allah’a yakınlaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.” Derler.(Zümer

Suresi:3)

“ Onlara gökleri yeri yaratan güneşi,ayı buyruğu altında tutan kimdir? Diye sorsan” şüphesiz Allah’tır” derler…(Ankebut Suresi:61) buyrularak sapıklıkları kınamıştır.

İSLAM DİNİ PUTLARI YIKMIİTIR:

İslam dini insanı kutsal varlık kabul ettiği için insanın kendisinden aciz varlıkların önünde eğilmesini yasaklamış, insanın tabiata hakim olmasını, varlık alemini düzene koymasını istemiştir. Riyasız,şirksiz ve şüphesiz yüce Allah’a inanmayı imanın birinci şartı kabul etmiştir.

Peygamberimiz henüz 12 yaşında idi. Amcası Ebu Talip ile Suriye’ye yaptığı seferde Busra denilen yere geldiklerinde, Bahira isimli rahip onu görünce son peygamber olduğunu anlamış:  

-“ Sana bir şey soracağım Lat ve Uzza için doğru söyle dedi.

Hz.Muhammet :

-“ Lat ve Uzza’ya yemin verme. Zira putlardan nefret ederim” demiştir.

Bunun üzerine rahip Allah adına yemin vermiştir.

Kur’an’da :” Allah’la beraber başka tanrı tutup tapma. Ondan başka tanrı yoktur.

Ondan başka her şey yok olacaktır. Hüküm onundur, ona döndürüleceksiniz.” ( Kasas

Suresi:88)

“ Putlar ve Falokları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. (Maida Suresi:90) buyurularak önce tek Allah’a iman emredilmiş sonra da puta tapıcılığın şeytan işi pislik olduğu bildirilmiştir.  

Hz. Ömer, müslüman olmadan önce puta tapıcılığı terk ettikleri için kız kardeşini ve eniştesini dövmüş “ başımızı kessen dönmeyiz” dediklerinde ne okuduklarını sormuş ve getirmelerini istemişti. “ Lehü Mülküs Semevati Vel Arzı” ayetini okuyunca Ömer; “ bizim taptıklarımızın hiçbir şeyi yok” demiş ve müslüman olmaya karar vermişti. Müslüman olduktan sonra da anlatır;

-“ Cahiliye devrinde yaptığım  iki şey vardır, hatırladıkça birine ağlar, diğerine gülerim. Beni ağlatan acı hatıra, kızımı diri diri acımadan toprağa gömmemdir. Gülmeme sebep olan şey de: biri helvadan diğeri hamurdan iki putum olduğu halde sefere çıktım. Yolda tapındım acıkınca da sıra ola onlara yedim. “

Putlar insanların işlerine yaramadığı halde genede tapınmaya devam ediyorlardı. Peygamberimiz bir gün Ashabı ile otururken birine sorar:  

-“ Müslüman olmadan önce bu kadar puta taptın, hiç fayadasını gördüğün oldumu? Sahabe:

-“ Evet Ya Rasulallah, bir zaman put yapıp ona tapardım. Bir ara kırda bulunuyordum çok açıkmıştım. O putu yedim, karnımı doyurdum. İşte puta tapmanın bu kadarcık faydasını gördüm dedi.  

Peygamberimiz Mekke’den Medine’ye göç ettikten sonra, Medine’de islamiyet büyük bir hızla yayılıyordu. Müslümanlar puta tapanların putları ile alay etmeye başladılar. Amr b. Cemuh’un ağaçtan bir putu vardır. Adına Menat koymuştur. Gençler gece putu alıp şehir dışındaki lağım çukuruna götürüp baş aşağı atarlar. Amr, sabah putunu arar, bulur pislik içinden çıkarır. Bağırıp çağırıp yıkadıktan sonra yerine koyar. Bir akşam kılıcını putun boynuna asar, ona :  

-“ Sana kılıcımı veriyorum, kendini onunla koru” der. Sabah gene aynı çukurda bulunca, putun bir işe yaramadığını, kendini pisliğe atanlara bir şey yapamadığını görür ve müslüman olur.  

Mekke’nin fethinden önce idi. Ebu Süfyan, Mekke’yi fet etmek için gelen müslümanların yanına gelmişti. Peygamberimiz:

-“ Ey Ebu Süfyan: henüz Allah’tan başka bir mabut yoktur diyerek bir tek Allah’ı tanıyacağın zaman gelmedi mi? Diye sorar.

-“ Sen ne iyi insansın eğer Allah’tan başka ilah olsaydı bu gün bizi bu halde bırakmaz, bize yardım ederdi” diyerek cevap verdi. Peygamberimiz tekrar:

-“  Benim peygamber olduğuma inanacağın zaman gelmedi mi? Ebu Süfyan:

-“ Sen ne sabırlı, ne kerimsin” dedi ve kelime-i İahadet getirerek müslüman oldu.  

Başka bir olayda, Ebudderda (ra) Bedir Savaşı sırasında müslüman olmuştu.

Müslüman olmadan puta tapardı. Kardeşi Abdullah daha önce müslüman olmuştu. Ebudderda evde bulunmadığı bir gün evine giderek putunu kırdı. Ebudderda evine gelince bu durumu gördü. Hem putun kırıklarını topluyor, hemde “ yazıklar olsun ne diye seni bu hale getirenlere mani olmadın? Onları ne diye def etmedin”? diyordu.

Eşi Ümmüdderda :” Eğer o bir kimseye fayda verebilseydi veya gelecek bir zararı önleyebilseydi, kendine gelen zararı önlerdi” deyince Ebudderda irkildi, guslettikten sonra Peygambere gelip müslüman oldu.

Birde, Ebu Zer El-Gıffari’nın yanından ayırmadığı bir putu vardı. Her zaman her yerde ona tapardı. Bir gün evden ayrılırken putuna: ben dönünceye kadar malımı koru demiş gitmiştir. O dönemden bir tilki putun başına bevl etmişti. Dönünce bu ıslaklığı gördü, şaşırdı. “ Yağmurda yağmadı, fakat nasıl ıslandı? Diye mırıldandı.

Biraz sonra oradan henüz ayrılamamış tilkiyi gördü.” Tilkinin başına bevl ettiği şeyden tanrımı olur, bu kendini koruyamamış, demek ki bundan hayır yok “ deyip tek Allah’a gönülden iman etmiştir.  

Mekke’nin fethinden sonra Kabe 365 tane puttan temizlendi. Putlar birer birer temizlendi. Bütün Mekke’li ler bu olayı şaşkın şaşkın seyretti. Putların hiç biri karşı koymuyordu. Kendilerini savunmuyorlardı. Peygamberimiz Kabe’nin temizlenmesinden sonra İsra suresinin 81. ayetini okudu: “ Hak geldi, batıl yok oldu.

Batıl zaten yok olmaya mahkumdur.”  

Bilal-i Habeşi yüksek bir yere çıktı, ezan okudu “ Lailahe İllallah ( Allah’tan başka ilah yoktur) nidaları bütün Mekke’ye yayıldı.Bütün Mekke bu sesi dinlerken  Ebu Cehil’in kızı Cüveyriye :”babam ne kadar talihliymiş, putları bu halde görmedi “ diyordu.

Allah bir diyen müslümanın herşeyi alemlerin Rabbi olan Allah’adır. O, Alah’tan başkasına tapmaz, yalnız Allah’a kulluk eder yalnız Allah’tan yardım diler, taşdan, leşten, beklediği bir şey olmaz.  

 Araplarda Hubel putuna insana benzediği için daha çok rabet ediyorlardı. Daha öncede Hıristiyanlar Hz.İsa’yı aşırı sevgiden dolayı tanrılaştırmışlardı. Bir ara Nemrut’a,Firavuna tapınılmış, onlar ilahlaştırılmıştı. Günümüz insanı her ne kadar puta tapmıyorsa da aşırı derecede sevgi,ümit ve bel bağlama, herşeyi insanda görme gafleti ile karşı karşıyadır.

Her insan gibi Peygamberimiz de bu fani dünyadan ayrıldığında bazı müslümanlar bu acı gerçeğe inanmak istemediler. Hz.Ebu Bekir (ra) :  

-“ Kim ki, Muhammet’e tapıyorsa bilmiş olsun ki o ölmüştür. Kim ki Allah’a tapıyorsa bilsin ki O Allah, daim ve bakidir.” Diyerek haykırmıştır.

Herşeyin yaratıcısı Allah’tır. Daim ve baki olan da O’dur. O’na sığınıp, O’na dayanmalıyız. Beklediğimizi Ancak O’ndan beklemeliyiz. Ancak O’na ibadet edip, O’ndan yardım istemeliyiz.  

Kur’an’da İuara Suresinde ibret için şunlar anlatılmıştır:

-“ Rasulüm! Onlara İbrahim’in haberinide naklet. Hani o babasına ve kavimine neye tapıyorsunuz? Demişti” putlara tapıyorum ve onlara tapmaya devam edeceğiz” diye cevap verdiler.

İbrahim: “Peki” dedi. Yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı? Yada size fayda veya zarar verebiliyorlarmı?” Dediler ki:” Hayır. Ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk. İbrahim dedi ki:” iyi ama ister sizin ister önceki atalarınızın neye taptığınızı biraz düşündünüzmü? Putlarınız benim düşmanımdır. Beni yaratan, doğru yolu gösteren beni yediren içiren, bana şifa veren, benim canımı alacak, sonra beni diriltecek hesap günü hatalarımı bağışlayacak olan Allah’tır…”(İuara : 69/82)

Bugün de modern putculuk şeklinde puta taparlık devam edip gitmektedir. Kıyamete kadar da küfürle imanın mücadelesi devam edecektir. Rabbim nefsine, şeytana, insana, paraya ve mala kul edenlerden etmesin.  

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir