POP MÜZİK – YOZ MÜZİK
Bugün medyanın zorlamasıyla ekranlara, sahnelere sık sık gelen pop müzik, yoz müziktir. Kimliksiz, kültürel yozlaşmanın ürünü bir müziktir. Bir bakıma yabancılaşmada gelinen noktayı gösterir.
Son zamanlarda gençlerin çileden çıkmasının en başta gelen sebeplerinden biri, millî kimliğimizle bağdaşmayan müziktir.
Bu tür müzikler yüzünden Amerika ve Avrupa’nın çökme noktasına geldiği, sosyologların ifadesidir. Çünkü insanlar müspet her şeyi alt üst eden müzik vasıtasıyla alkol ve uyuşturucu ile tanışmışlardır.
“Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Dr. Hulusi Badur arabesk türü müzik dinleyen kişilerin o andaki ruh halleri doğrultusunda beyinlerinde bir olumsuzluk reaksiyon oluştuğunu ve bunların, kişileri alkol alma, sigara kullanma gibi kötü alışkanlıklara ittiğini söylemiştir.”
Özellikle depresyon safhasına gelmiş, ruhsal çöküntülerin tedavisinde, müziğin öneminin gittikçe arttığını, hastalara, ilaç ve gevşeme tedavisinin yanı sıra, karamsarlık meydana getiren müzik dinlememe konusunda da tekliflerde bulunduklarını vurgulayan dr. Badur, arabesk türü müzik, kişileri karamsarlığa, umutsuzluğa ve kötü alışkanlıklara sürüklüyor, demiştir. (22/05/1994. Türkiye) Demek oluyor ki, gençlere özendirilen yoz müzik alkole, uyuşturucuya ve kötü alışkanlıklara davetiye çıkarmaktır.
Mozart zekâyı artırmıyor:
ABD’deki bir araştırma, klasik müziğin dahi bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart’ın müziğini dinleyen çocukların zeka seviyelerinin arttığı yolundaki inanışın yanlış olduğunu ortaya koydu. St. Louis kentinde bulunan McDonnel fonu araştırmacıların Kenneth Steele ve John Bruer, binden fazla denek üzerinde yaptıkları çalışmada, Mozart müziği dinlemenin zeka üzerinde olumlu ve olumsuz hiçbir etkisi olmadığını belirlediklerini açıkladılar, 1993’te yapılan bir araştırmada, Mozart dinleyen çocukların analitik düşünme yeteneklerinin ilerlediği öne sürülmüş sonra da Mozart CD’leri satışı patlama yapmıştı. İki bilim adamı, “Zekanın dinlenen müzikle ilgisi yok. Çocuğunuzu boşuna zorlamayın” dedi. (05/08/1999. Zaman)
Özel radyo ve televizyonların artmasından sonra, toplumumuzun ahlâkını, millî hislerini, inancını tehdit eden müstehcen yayınlar da tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Faydalı, eğitici, verecek bir şeyi olmayan radyo ve televizyonlar, zararlı olduklarını bile bile müstehcen sözler ve görüntüler sergilemektedir.
Halbuki yayın organlarının görevi, ahlâkı müzikten çıkararak çocukların ve gençlerin ruhunu katletmek değildir. 15/11/1994 tarihli Yeni Asya gazetesinde Türk musikisi Emekli Öğretmeni Doç. Dr. Ayhan Altınkuşlar şöyle demiştir:
“Müzik insanın varlığını yükseltmek için kullanılması gereken bir sanattır. Çirkin kliplerle ve çirkin sözlerle bu güzel sanat bozulmamalıdır. Müziğin çirkinliklerden uzak kalması gerekir. Ahlâkın müzikten çekilip çıkarılması ve rezil görüntüler eklenerek ekranlarda gösterilmesi, böylece ahlâk tahribatına sebep olunması çok üzücü bir durumdur.”
Ahlâksız sözlerle, ahlâksız görüntülerle sanat olmaz. Zira sanat, çirkinliklerle değil güzelliklerle olur.
“Türk Sanat Müziğinin emektarlarından Bestekâr Necdet Tokatlıoğlu, Türk müziğinde son yıllarda sanat adı altında âdeta bir yozlaşmanın yaşandığını ve sanatçının halktan kopuk olduğunu belirterek; medya, sanatı çarpıtıyor. Ahlâksız sözlerle sanat olmaz. Sanatta halka sevgi ve saygı esastır. Nefse hoş gelen her şeyin müzik olamayacağını belirten Tokatlıoğlu, devamla: “Medya, içeriği çıplaklık ve sokak küfürlerinden oluşan sözde müzikleri, sık sık gözler önüne sermekle, halkımıza en büyük ahlaksızlığı yapmıştır. Ahlaksızlık, hiçbir zaman sanat olamaz… Toplumun ahlâkı ve sanat anlayışı, geçmişten gelen örf, adet ve din kaynağıyla pekişmeli, günümüze en güzel şekilde adapte edilmeli” demiştir. (16/12/1994. Zaman)
Adamın biri arkadaşına dinle bak tuvalette şiir yazdım, demiş. Okumuş. Arkadaşı:
“Kokusundan belli” demiş.
Her önüne gelen bir şeyler söylüyor, bağırıyor, çağırıyor, saçını başını yoluyor, tepiniyor, tepindiriyor. Bunun adına müzik deniyor.
Netice olarak; müzik kutusu radyolar, müstehcenlikten başka marifeti olmayan televizyonların muzır şarkıları, müstehcen görüntüleri çocukların, gençlerin ve insanımızın ahlâkını bozuyor.
Muhtevadan yoksun, ruhsuz, insanımızın seviyesini düşüren seviyesiz yayınlar kontrol altına alınmayacak olursa, yozlaştırma devam edecektir. Ruhsuz, hedefsiz, idealsiz nesil yetişecektir. Asi, isyankâr ruhlu kimseler olacaktır.
Kendi müziğimizi isteyelim, kendi ninnilerimiz, kendi müziğimizle yeni nesli yetiştirelim. Yavrularımızın beklentilerine cevap veremeyen yabancı, yoz müziklere karşı alternatif olarak gönülleri fethedecek, ruhların gıdası olacak, öz müziğimizi sunalım. Öz müziğimizi sunan radyolarımız var. Televizyonlarımız var, onları dinleyelim, dinletelim. Sonra neden böyle oldu demeyelim.
Müzik insanı teskin de eder, çıldırtır da. Bu türüne göre değişir. Bir ilâhi dinleyin kendinizi nasıl hissedersiniz? Bir de pop dinleyin… Bir de ahlâksız sözler içeren şarkı dinleyin… Hepsi aynıdır, hepsi de dinlendiriyor, diyebilir misiniz?
Öyleyse müzik seçilecek, müzik kanalı seçilecek…