PEYGAMBERİMİZİN MUCİZELERİ
Peygamberimiz(sav)in doğumunda bazı olağan üstü olaylar olmuştur.
O doğarken her taraf nurla aydınlanmıştır. Putlar yere serilmiş, mecusilerin sönmeyen ateşi sönmüştür.
Çocukluğunda bir bulut onu takip etmiştir. Allah onu her zaman her şeyden korumuştur. Allah ona başkasına ikram etmediği özel durumlar ikram etmiştir.
Onun elinin değdiği her şey bereketlenmiş, az olan yiyecekler, içecekler çoğalmış, birçok insanı doyurmuş, ihtiyacını gidermiştir.
Sütannesi Halime: “Bu çocuk geldiğinde evimize bereket geldi, sütü kesilmiş olan ihtiyar deve süt verdi.” Demiştir.
12 Yaşında Amcası Ebû Talip ile Şam’a ticaret için gittiğinde Bahira adlı rahip Ebû Talib’e:
- Eğer bu çocukta gördüklerimi Yahudiler de görecek olursa, onu öldürürler” demiştir.
Bunun üzerine Ebû Talib kervanının mallarını satıp geri dönmüştür.
Halk onun için;
- “Bu yüz yalan söylemez.” Demiştir.
- Muhammed’ül-Emin adını vermiştir.
- O asla esnememiştir.
- Kahkaha ile gülmemiştir.
- Düşmanlara bile beddua etmemiş lanet etmemiştir.
“ Ben lanet peygamberi değil, rahmet peygamberiyim” demiştir.
Cenab-ı Allah ona “ Habibim” demiştir. O’nu Kur’anda övmüştür. “ Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım”, “Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” demiştir.
Peygamberimizin yaptığı duaları Allah kabul etmiştir.
- O hastalara dua etmiş, hastalar iyileşmiştir.
- Yağmur duası, yapmış hemen yağmur yağmıştır.
- Dinin kuvvetlenmesi için dua etmiş Hz. Ömer (ra) Müslüman olmuştur.
- Savaşlarda melekler onu desteklemiş. Az sayıda insanla büyük zaferler kazanmıştır.
Abdulmuttalibe:
- “Neden Muhammed adını verdin? dediler. O: Umarım gökte hak yerde halk onu övecektir” cevabını vermiştir.
Peygamber (as) gelecekten haber vermiş bilinmeyen şeylerden bahsetmiştir. Bazı örnekler verelim:
- Müslümanlara yardım eden Necaş’i öldüğü gün Ashabına:” Necaş’i vefat etti “ demiş, gıyabı cenaze namazı kılmıştır.
- Hayber kalesinin fethini,
- İstanbul’un fethini önceden haber vermiştir.
- İranşah’ı Perviz, Peygamberimizin gönderdiği İslam’a davet mektubunu yırtıp parçalamıştı.
O anda “Ya Rabbi sende onu parçala” deyince oğlu onu kılıcı ile parçalayıp öldürdürüyordu.
- Ebu Cehil’in oğlu ile ikrime gelirken Müslüman olacağını bilip telaşlanan Müslümanlara : “ bırakın gelsin” demiştir.
- Ebu Leheb’in oğlu Utbe Peygamberimize hakaret etmiş, kızını Müslüman oldu diye boşamıştı. Peygamber (as) onun vahşi hayvan tarafından parçalanacağını bildirmiş, Utbeyi bir aslan parça parça etmiştir.
- Hicretten önce evinin basılacaığını bilip Hz. Ali’yi yatağına yatırmış, Yasin Suresini okuyarak aralarından çıkıp gitmiş, hiçbiri o’nu görememiştir.
- Yahudi olan Lebid, Peygamberimize büyü yapmış peygamberimiz rahatsız olmuştu. Hz. Ali’ye kuyunun adını vererek büyü malzemesini getirmesini söylemiştir. Ayrıca büyüyü Lebid’in yaptığını da bilmişti.
- Mekke Fethi’nin hazırlıkları yapılırken, hazırlıkları bildiren mektubu götüren kadını ve mektubu saçlarının arasına sakladığını haber vermiştir.
- Müslüman görünümlü, arkasında namaz kılan 300 kadar münafığın varlığını biliyordu. Onlara hiç bir şey dememiştir.
Peygamberimizin “Kostantiniyye, muhakkak fethedilecektir.
Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned IV, 335) müjdesinden sonra İstanbul, tarihte Müslümanlar tarafından birçok kuşatmaya sahne olmuştur. Ancak İstanbul’un fethi, 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet’e nasip olmuştur.
Allah Rasulü, gelecekte olacak bazı şeyleri de haber vermiştir.
- Allah Rasulü, iki kabrin yanından geçerken iki kabrin içindekilerin azap çektiklerini söylemiştir. (B. Hadis Kül:5/82)
- Peygamber (as) kendisinden sonra 30’a yakın yalancı peygamberin çıkacağını haber vermiştir. “ Peygamber olduğunu iddia eden 30’a yakın yalancı deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz” buyurmuştur. (Tirmizi Rüya:2) ( Bazı kaynaklara göre 25 kadar yalancı peygamber gelmiştir.)
Şöyle buyurmuştur:
- “ Her derdin mutlak bir devası vardır.”( Buhari Tıb:1 )
- “Güzzamlıdan arslandan kaçar gibi kaçın.” (Buhari Tıp: 19)
- “ Bir yerde vebâ olduğunu duyarsan oraya gitmeyiniz. Bulunduğunuz yerde görülürse oradan dışarıya çıkmayınız.” ( Ruhani
Tıp: 168)
- “ Yemeklerden önce ve sonra ellerinizi yıkayınız.” ( Tirmizi
Et’ime:39)
- “ Suya, yola, gölgeliklere abdest bozmayın.” (Hadis
Ars:10/92)
- “ Acıkmadan yemeyiniz. Her hastalığın başı mideyi fazla doldurmaktır.” ( Rumuz el-Ehadis:72/10)
- “Yemeği sıcak yemeyiniz.” (Age:6/12)
- “Suyu üç yudumda içiniz.” (Tirmizi Esribe:13)
- “Hiçbir hastalık kendiliğinden bulaşmaz.”( Buhari Tıp )
- Bir defasında da : “Fırat Nehrinin suyu çekilecek yatağında hazine çıkacaktır. O gün oradan bir şey almayın.”( Buhari Fitan:24) ( Nehrin derinliklerinde bol altın rezevlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.)
Peygamberimizin sinek hadisi üzerine yapılan araştırmada bir kanadında zehir, diğer kanadında panzehir olduğu görülmüştür. Birde sineğin önce zehirli kanadığının üzerine düştüğü tespit edilmiştir. ( Ramuz el Ehadis:66/4)
- Hendek Savaşında hendek kazılırken büyük bir kaya çıkar, kırılması lazımdır. Kırılamadı. Peygamberimiz eline balyozu alıyor Besmele çekip, Enam Suresinin 115. Ayetini okudu. Kaya parça parça oldu.
- Bir bedevi Peygamberimize gelerek : – Senin peygamber olduğunun delili ne? dedi.
Allah Rasulü, hurma ağacından hurma salkımını çağırdı. Salkım geldi. Peygamberimize selâm verdi ve şehadet getirdi. ( Tirmizi Menakıp:6)
- Hudeybiye günü su bitti. Bunu peygamberimize söylediler.
Peygamberimiz elini su kabına sokar parmaklarının arasından akan su oradaki herkesin ihtiyacını karşılar. ( Buhari menakıp:25)
- Bir gurup peygamber (as) a:
- Sen peygamber misin! “ bize ispat et” dediler. Peygamberimiz biraz ilerideki ağacı çağırdı. Ağaç sağa sola yaslanıp yerden ayrıldı. Ve Allah Rasulü’nün huzuruna geldi. Peygamberimiz (sav) ağaca yerine gitmesini söyledi. Ağaç yerine gidip yerleşti.
- Peygamber (as) hutbe okunurken hurma kütüğüne dayanarak okurdu. Daha sonra bir minber yapıldı. Orada hutbe okunmaya başladı. Kütük inlemeye başlar. Oradaki Müslümanlar da ağlar. Peygamberimiz kütüğü kucaklar onu teselli eder. Böylece kütük ağlamayı keser.( Buhari Menakıp:25)
- Bir gün peygamberimize kör bir adam geldi, dua istedi peygamberimiz:
- Abdest al, iki rekat namaz kıl ve dua et dedi. Adam söylenileni yaptı. Gözleri açıldı
- Bir deve ağlıyordu. Allah Rasulü neden ağladığını sordu. Deve sahibinden şikayet etti. “ Aç bırakıyor, ağır yük yüklüyor” dedi. Peygamberimiz sahibini bulup ona bu yaptığının doğru olmadığını söyledi.
- Hayber seferinde Yahudi kadın bir keçi kesip, Müslümanları zehirlemek istedi. Keçi dile gelip zehirli olduğunu söyledi. (Buharı Tıp:55)
- Hicret sırasında mağaranın ağzına örümcek ağ ördü, güvercin yumurta doğurdu, yuva yaptı.
Sürek’a ödülleri alabilmek için peygamberin peşine düştü. Yaklaştı, kılıcını savuracaktı atı tökezledi. Bir daha gene at kumlara saplandı. Üçüncü denemede vazgeçti geri döndü.
- Bir gün Ebucehil, Peygamberimizi mahcup etmek istedi. Gizlice avucuna taşlar alıp dedi ki :
- Ya Muhammed! ”Avucumda ne olduğunu bilirsen sana inanacağım.” Peygamber (as):
- Ben mi onların ne olduğunu söyleyeyim, onlar mı ne olduğunu söylesin? dedi.
Ebu Cehil’in ikincisi daha çok ilgisini çekti.
-“Bunlar söylesin “ dedi
Taşlar kelime-i şahadet getirip Ebu Cehil’i şaşırttı. Taşları yere çarpıp oradan ayrıldı. ( Müslim Fezailiz)
-Küfür ehli “ eğer peygambersen şu ayı ikiye ayır, görelim.” Dediler.
Peygamber(as) parmağı ile işaret etti ay ikiye bölündü. (Buhari Menakıp:27 ) Bazıları Müslüman oldu, bazıları, bu sihir deyip inkâr etti. Bu büyük bir mucize idi. Dünyanın her yerinde görülmüştür.
-Peygamber(as)’ın bir mucizesi de, bir gece mescid-i Haramdan mescid-i Aksa’ya, oradan da gökyüzüne çıkmasıdır
Uzun bir mesafeyi kısa sürede almıştır. Burak ile gökyüzüne yükselmiş, orada peygamberleri görmüş, cenneti, cehennemi görmüş, cenab-ı Allahla konuşmuş ve direk emir almıştır.(isra:1)
Sitretü’l münteha’da peygamberimiz Cebrail(as)dan daha ileri gitmiştir.
Hz. Ebu Bekir “O söylüyorsa, doğrudur” derken “sıddık” ünvanını alırken, bazıları dinden dönmüş, bazıları inanmamıştır.
Ebu Cehil Peygamber(as) a:
- Yeni haber var mı? Dedi. Peygamberimiz:
- “Evet var, Miraca çıktım; Mescid-i Aksa’ya götürüldüm” dedi. Ebu Cehil : – Bunu halka anlatır mısın? dedi. Peygamber:
“ Evet anlatırım dedi. Mescid-i Aksa’yı görmediği halde geniş bilgi verdi. Yolda gördüğü Kervan hakkında bilgi verdi. Gene de inanmayanlar oldu.
- Kur’an-ı Kerim, Cenab-ı Peygamberin en büyük mucizesidir.
Kur’an manasıyla, lafsıyla insanları şaşırtan bir mucizedir. Kur’an mucizesi kıyamete kadar sürecek bir mucizedir.
Arap edebiyatının çok ileri olduğu b ir dönemde nazil olmuştur. Araplar Kâbe duvarlarına asılan şiirlerini Kur’an-ı görünce gizlice indirmişlerdir.
Kur’an, bugünde okuyanları âciz bırakmaktır.
Kur’an, eşi benzerini getirin diye meydan okur. İndiği günden bu yana hiçbir değişikliğe uğramamıştır.
“Eşeğim Müslüman olsa ben olmam” diyen Ömer kız kardeşinin evinde Kur’an ayetlerini görünce fikrini değiştirmiş ve Müslüman olmuştur.
Kur’an, Cenab-ı Allah’ın koruması altındadır. Kıyamete kadar kimse O’na dokunamayacaktır.
Kur’an da gelecekle ve geçmişle ilgili haberler vardır. Size önceki peygamberlerle ilgili ve peygamber(as) ile ilgili mucizelerden bazı örnekler verdik.
Son olarak; mucize haktır. Onu Cenab-ı Allah yaratır. Mucizeyi inkâr, Peygamberi inkâr olacaktır. Dolayısıyla mucizeyi inkâr insanın inancına zarar verir. İnsanı küfre götürür.
Rabbim bizlere iman ve itikat düzgünlüğü versin. Allah’ın selamı üzerinize olsun.