OTUZ ÜÇÜNCÜ GÜN
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanirrahim
GÜNLÜK PROGRAM
A-ALLAHIN GÜZEL İSİMLERİ:
47– EL-VEDÜD: İnananları sevendir.
48– El –MECİD:Şanı büyük olandır.
B-GÜNÜN AYETİ VE HADİSİ:
- Ayet: “O mü’minler ki, iffetlerini korurlar” (‘Mü’minun:5)
- Hadis: “Mü’min, ayıplayıcı, lanetleyici, kötü ve kaba sözlü ve hayasız
değildir” (Hadis Ans:14/532)
* * *
Hayasızlık korkunç bir hastalıktır. Utanma duygusunun zayıflaması veya yok oluşu, toplumda huzurun kaçmasına, suçların artmasına ve sıkıntıların çoğalmasına neden olmaktadır.
Aile, yuvalarını ayakta tutan hayadır. Haya giderse aile ayakta duramaz.
Bir insanın yüzünü güldüren ve mutlu olmasını sağlayan, o insanın utanması ve iffetli olmasıdır. İffetini kaybedenler toplumda başı dik, alnı açık gezemezler.
Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
-“Kötülük nerede bulunursa, onu mutlaka çirkinleştirir. Haya da bir şeyde bulunursa, onu mutlaka güzelleştirir” (Seçme Hadisler : 71)
Utanmamak, açıktan günah işlemek insanın bittiğini gösterir. İnsanın utanmadan yaptığı davranışlar, açık saçık giyimle yaptığı teşhircilik, onu kötülükten kötülüğe sürükler.
Bir insan hayalı davranır ve iffetli kalmak isterse, Allah onu korur.
Peygamberimizin baldızı Esma, ince ve biraz açık elbise ile
Peygamberimizin yanına gelmişti. Peygamberimiz ondan yüzünü çevirip ona şöyle demiştir:
-“Ey Esma! Buluğ çağına gelmiş bir kızın bu şekilde giyinmesi uygun değildir”.
Bir hadislerinde de Peygamberimiz :
-“Haya imandandır, utanmıyorsan dilediğini yap” (Age:67)
-“Haya hayır getirir” (Age: 67) buyurmuştur.
İnanmak, utanmayı gerektirir. Eğer utanma yoksa iman da yoktur.
C – SÖZÜN ÖZÜ:
- –“İtle yatan bitle kalkar” Doğru
- –“Allah kahretsin, lanet olsun, Allah belanı versin” Yanlış. Bunları
söyleyen kendine söyler. Kötü söz, söyleyene aittir.
- – BİR OLAY:
Bir çoban sürüsünü otlatmaktadır. Şiddetli bir yağmur yağar, etrafta sığınak da yoktur.
Çoban, yoldan geçmekte olan bir yolcuyu ıslanmasın diye çağırır. Kepeneğinin altına alır. Biraz sonra yağmur dinmiştir. Yağmur sularından su birikintileri oluşmuştur. Çoban ikide bir adama: “Benim kepenek olmasaydı ıslanırdın değil mi?”. Defalarca böyle dedikten sonra yolcu kendini su birikintisinin içine atar, sağa sola yuvarlanıp iyice ıslanır ve çobana der ki: “Senin kepenek olmasaydı bu kadarda ıslanmazdım değil mi?”
Yapılan iyilik yüze vurulmaz. Yapılan yardım verilen hediye hatırlatılmaz.
- – BİR DAVRANIŞ:
Olgun insan nasıl olur?
Olgun insan, başkalarında eksik, kusur arayan, onu bunu çekiştiren, başkalarını alaya alan kimse değildir. Kusuru, hatayı kendinde arayan kimsedir.
Olgun insan, başkalarından gerektiğinde özür dilemesini bilen insandır. Olgun insan, anlamadan, dinlemeden kızıp etrafına saldırmaz. Kalp kırmaz, daha çok ara bulucu olur.
Allah’tan gelene sabreder. Allah’ın verdiğine şükreder.
İnsanlardan gelebilecek zararlardan Allah’a sığınır. Zarar gördüyse Allah’a havale eder ve: “La ilahe illâ ente sübhaneke inni küntü minezzalimin” duasını okur.
F – SAĞLIK İÇİN:
Hastalıklara karşı tedavi olmak:
Allah verdiği derdin mutlaka dermanını da vermiş. Derman aramamızı ve tedavi olmamızı istemiştir.
Kur’an-da: “Kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın” buyurur (Bakara :195)
Peygamberimiz de: “Her derdin bir devası vardır. Ey Allah’ın kulları tedavi olun. Allah her hastalık için şifa yaratmıştır. Bir dert hariç oda ihtiyarlık” buyurur (Buhari, Tıp:1)
Hastalıklar kendiliğinden geçmez. Değişik tedavi yolları vardır.
Hastalığın iyileşmesinde azmin, gayretin ve duanın büyük önemi vardır.
Geçmişte bizde olduğu gibi bugün Avrupa’da duaya çok önem verilmektedir. Doktorların girmediği hastaneler vardır. Papazlar hastalara dua ettirirler.
İlaçla tedaviye mutlaka devam edilmelidir. Bu arada hava değişikliğinin büyük faydası vardır. Peygamberimiz : “Yolculuğa çıkın, sıhhat bulursunuz” buyurur (Musnet: 2/38).
Ateşli hastalıklarda soğuk su ile tedavi yolunu, bazı hallerde kan aldırmayı, bazen de alternatif tıbbi tavsiye etmişlerdir.
Bir insanın tedavi olmaması, intihar olur. Yani hastalıktan ölürse intihar etmiş gibi suçlu olur.
Tedavi olmadan, Allah’tan şifa istenmez.
G – DİN BİLGİSİ:
Şirk :
Şirk, inanç hastalığıdır. Cehaletten doğar. Allah’a ortak koşmaktır. Allah’ın sıfatlarını başkasında görmektir.
Şirk Allah’a yapılan bir şeyi başkasına da yapmaktır. Veya başkasına
yapılanı Allah’a da yapmaktır.
Şirk, Allah’tan beklenileni başkasından da beklemektir. Başkasından
yardım istemektir. Başkasına dua etmektir. Başkası için ibadet etmektir.
Şirk, en büyük günahtır. Kişi tevbe edip dönmezse, Allah asla affetmez.
Başkasından bir şeyler bekleyene kıyamet gününde Allah: “falana git isteğini o versin, seni o kurtarsın” diyeceğini Peygamberimiz haber veriyor. Yani şirk koşanın amelleri boşa gidecektir.
Burada şunu ifade edelim. Peygamberi (as), sevmek, ona uymak şirk değildir. Çünkü O’na uymamızı Allah emrediyor. Onu sevin, ona salavat getirin, ona uyun diyor.
Şunlara dikkat etmek gerekir.
- Allah’tan başkasından yardım istenmez.
- Gaybı gizliliği allah’tan başka kimse
bilemez. Falan bizi görüyor, falanın ruhu bizimledir. Falan şifa verdi, veriyor denmez.
- Türbe ziyaretlerinde hataya düşülmemelidir.
- Allah’tan başkası yaratıcı olamaz.
- Ruh göçüne inanılamaz.
- Allah’a mekan ve şekil yakıştırılamaz.
- İbadetlerde gösteriş ve riyadan kaçınmak gerekir.
- Satanizm, tabiatçılık, darwinizm, putperestlik bunların hepsi şirktir.
H – BİR DUA EDELİM:
Miraçta İbrahim(as)ın Peygamberimize öğrettiği dua:
-“Sübhanellahi velhamdülillahi velâilehe illallâhü vallahü ekber” (Allah’ı noksan sıfatlarından tenzih ederim. O’na hamd ederim. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah her şeyden büyüktür)
I – BİR SURE EZBERLEYELİM:
Felak suresi tekrar
İ – BUGÜN NELER ÖĞRENDİK?