Örtünmek dinin emridir
Cahiliye devrinde açık giyinmekten utanma diye bir şey kalmamıştı. Kabe’yi bile çıplak olarak tavaf ederlerdi.
İnsanlar hayvanlar gibi dolaşırdı. Cenab-ı Allah bu çirkinliği ortadan kaldırmak için Kur’an ayetlerini gönderdi. Bilhassa kadını saygın ve itibarlı hale getirmek istedi.
İlk çağlarda da insanlar örtünmüyor, hallerinden dolayı da utanmıyorlardı. Medenileştikçe ayıp yerlerini örttüler.
Ne yazık ki, son zamanlarda insanlar Allah’ın emirlerini unuttular. Kur’an’dan uzaklaştılar, açındılar. Öyle ki açınmanın adına medenilik dediler. Çağdaşlık dediler, moda adı ile yozlaştırdılar. Örtünenlere gerici dediler suçlu muamelesi yaptılar.
Kadın denince akla açık, örtülü yerleri daha az insan akla gelmeye başladı. Her işte açık kadın kullanılıyor. Gezmek, düğün, bayram açınma sebebi oldu.
Yaz geldi “Havalar sıcak” bahane oldu. Kadın planlı şekilde soyuldu. Ailenin direği olan kadın hak, eşitlik, üstünlük teraneleriyle asli görevlerinden uzaklaştırıldı. Utanma kalmadı. İhane, taciz, tecavüz arttı.
Güven sarsıldı, cinayetler arttı, yuvalar yıkıldı. Durum böyle olunca Allah’ın ayetlerini hatırlatmakta fayda gördük.
Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim de örtünme ile ilgili şöyle emrediyor:
-“Ey Ademoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar” (A’raf:26)
-“Ey Ademoğulları! Şeytan ana babalarınızı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları görmediğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanı inanmayanların dostları kıldık” (A’raf:27) buyurarak örtünmek için elbise yarattığını, açınmanın şeytanın bir telkini vesvesesi olduğunu ve ona karşı uyanık olunmasını bildiriyor.
Nahl:81.ayette de “..Allah sizi sıcaktan koruyacak elbiseler yarattı… Müslüman olmanız için üzerinize nimetini tamamlıyor” buyurmuştur.
Nur suresi 31. Ayette Habibim mü’min kadınlara söyle: Gözlerini harama bakmaktan korusunlar: Namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler…” buyurarak Müslüman kadının giyinme şeklini bildirmiştir.
Başka bir ayette de şöyle uyarıyor:
“Evlerinizde oturun. Eski cahiliye devrinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah’a ve Resulüne itaat edin…” (Ahzab:33) buyurarak Cenab-ı Allah, açılıp saçılmanın cahiliye adeti olduğunu ve Müslüman kadının teşhircilik yapmamasını istiyor.
Bir uyarı da aynı sürenin 59. Ayetinde yapılıyor:
“Ey Peygamber! Hanımlarına kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına ihtiyaçtan dolayı dışa çıktıkları zaman dış örtülerini üzerlerine almalarını söyler onların tanınması ve incitilmemesi için en uygun olan budur…” buyurarak Cenab-ı Allah kadının rahatsız edilmesinden ve tacizden korunmasını istemektedir. Çünkü açıklık karşı tarafa kötü mesaj verir, karşı tarafı tahrik eder.
Peygamber (as) baldızı Esma çocukken ince ve kısa elbise ile Allah Resulünün yanına geldiğinde ondan yüzünü çevirmiş, böyle giyinmenin doğru olmadığını söylemiştir.
Bir hadislerinde de:
“Çıplaklıktan kaçının. Yanınızda sizden ayrılmayan meleklerden utanın” (Tirmizi, Edep:42) buyurmuştur. İnsan açındığı zaman yanındaki melekler ondan rahatsız olur ve uzaklaşır.
Müstehcenlik ilkelliktir:
Açıklık Cenab-ı Allah’a açılan isyan bayrağıdır. Açıklık geriye dönüştür. Çağdaşlıkla, medenilikle özgürlükle ilgisi yoktur. Açıklık nefsin esaretidir. Şeytanın tuzağıdır insanlıkla da ilgisi yoktur.
Yaz mevsimi oluyor günah mevsimi. Havanın sıcaklığı açınmaya kılıf oluyor. Düğün, bayram bahane oluyor.
Aslında elbise sıcaktan korur. Sıcaktan bunalanın gölge araması gibi.
Müstehcen giyim psikolojik rahatsızlıklara sebep olur. İnsanın ruh yapısını bozar. İnsanın ahlak dokusunu zedeler, utanma hissini öldürür. Çıplaklık cinsel soğukluğa neden olur.
JJ Ruso Emil adlı eserinde şöyle anlatır: Babamın saatine hayrandım. Bir gün babam temizlemek için saatini açınca onu gördüm ve ona olan hayranlığım bitti” der.
Bugün sanat adına soyunanlar oluyor. Çıplaklıkla sanat olmaz. Ancak şehvet dolu bakışlara sebep olur.
Kabuğu soyulmuş meyve nasıl bozulma sürecine girerse, açıklık da böyledir.
Bugün sanat adına, moda adına kadın soyuluyor. Aslında bu onu güzelleştirmiyor, çirkinleştiriyor.
Kadın üzerinde oynanan oyunlar millet düşmanlarının oyunudur. Aile yuvalarını yıkmak kadını asli görevinden uzaklaştırmak, milletin ahlakını bozmak ve milleti yok etmek oyunudur. En önemlisi de kadının İslam’la olan bağını koparmak içindir. Çünkü Allah örtünmeyi emrediyor. Örtü gidince, dine olan bağlılık kendiliğinden kopacaktır.
Müslüman Türk kadını ahlak bozucu ve dinsizleştirme oyununa gelmemelidir. Muhammed ikbal İslam kadınına şöyle seslenir.
“Bu asrın tuzağına düşen kişi, kendisini hür sanır. Asrın elinden zehir içmiştir de hala kendini diri zanneder”
Güzel kadın açılıp saçılan kadın değildir. Şeytan ona Havva validemizi fısıldadığını fısıldar. Böyle güzel olacaksın der. Biraz daha biraz daha o zaman daha güzel olacaksın der. Şeytana aldanan Havva anamız soyulup nasıl cennetten kovulduysa şeytanın tuzağına düşen her kadını cennetteki yerinden eder.
Bazı kadınların giyim tarzı, normal insanların midesini bulandırıyor. Tüyleri yolunmuş tavuk gibi.
Kendini teşhirden zevk alan kadın, ciddi işlerle uğraşamaz; evdeki sorumluluklarını yerine getiremez, hayırlı nesil yetiştiremez. Açıklık, toplumun ahlakını zayıflatır, aile anlayışını yok eder, utanma duygusunu öldürür ve Allah’ın gazabına neden olur.