OLUMSUZLUK
Peygamber (sav) zor olanın yerine kolay olanı, gayrimeşrunun yerine meşru olanı, olumsuzluğun yerine olumlu olanı tavsiye etmiştir. Kötü düşünceyi, zararlı davranışı hoş görmemiştir.
- “Çocuklarınıza güzel isim verin” buyurarak kötü anlamlı isimlerden kaçınılmasını istemiştir. (Ebu Davut, Edep:4948) Kötü anlam içeren isimleri de değiştirmiştir.
- * *
Cenab-ı Allah Kur’an’da şöyle emretmiştir:
- “Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri, başkasında olup da sizde olmayanı hasetle arzu etmeyin…” (Nisa:32)
Felâk Sûresi’nde de kıskanç kişinin şerrinden kendine sığın-mamızı istemiştir.
- * *
Peygamber (as) da iyilikleri, güzellikleri yiyip bitiren hasetten uzak durmamızı istemiş ve şöyle buyurmuştur:
- “Ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir.” (Ebu Davut, Edep:44)
- * *
Peygamber (as) imrenip, kıskanıp, huzursuz ve rahatsız olacağımıza, hâle şükredip mutlu olmayı tavsiye etmiştir. Şöyle buyurur: “Sizden biri kendisinden üstün olan birini görünce, hemen kendinden aşağıda olanlara baksın ve haline şükretsin.” (Buhari, Rikak:30)
- * *
Peygamber (sav), Müslüman’lara karşı olumsuz söz ve olumsuz tavırdan şiddetle kaçınılmasını istemiştir:
- “Sizden biri Müslüman’larla alakalı güzel olmayan şeylerden bana bahsetmesin.” (Ebu Davut, Edep:28)
- * *
Olumlu düşünmek ve olumlu davranmak vücut sağlığının ve mutlu olmanın ilk şartıdır. Olumsuzluk insanın sağlığını bozar. İnsanı mutsuz eder. Bir kurdun güzelim meyveyi yenmez hale getirdiği gibi. Olumsuzluklar insanın işine, aşına ve hayatına yansır, mutluluğunu gölgeler.
Olumlu düşünce ve müsbet hareket stresi önler, insanın ruh sağlığını korur. İnsanı mutlu eder. Olaylar karşısında insanın kendisini iyi hissetmesini sağlar, insana güç verir.
Prof Dr.Faruk Yorulmaz: “Pozitif düşün mutlu ol” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Olumlu düşünmenin tresi azalttığını, ruh sağlığını koruduğunu ve kişinin kendisini iyi hissetmesini sağladığını bildiren Yorulmaz, şunları kaydetti: “Olumlu düşünmek daha iyi hissetmemizi sağladığı gibi hastalıklara karşı direncimizi artırır, kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır, solunumunu düzene sokar, daha iyi oksijen alan beyin ve vücudun daha iyi çalışmasına yardımcı olur. Böylece dikkatimizi daha iyi toplayabilir, kaza ya da hata riskimizi azaltır, okul ve ders başarımızı artırabiliriz. İnsanlara da anlayışlı yaklaşır ve ilişkilerimizi daha olumlu ve yapıcı hale getirebiliriz. Bu da hayatın güçlükleri ile başa çıkma gücümüzü artırır. Ve sonuçta daha iyi ve daha uzun süre yaşayabiliriz.”
(13.06.2007, Yenişafak)
* * *
Peygamber (as) uygun olmayan kişilerle, uygun olmayan yerlerde yaşamamızı uygun görmemiştir.
Ukbe bin âmir –radıyallâhu anh-, Peygamber Efendimiz’e:
- “Ya Rasûlallah, kurtuluş nerededir?” Diye sorunca Allah Rasûlü (onun halet-i rühiyesine ve ihtiyacına binaen):
- “Diline sahip ol. (fitneler ortalığı kapladığında) evine sığın ve günahlarına göz yaşı dök” buyurmuştur. (Tirmizi, Zühd:61)
- * *
Peygamber (as) helak olan Semud Halkının yaşadığı Hıcır denilen yerden geçerken ashabına hitaben şöyle demiştir:
- “Kendilerine zulmeden insan-ların eğleştiği yerde eğleşmeyin. Onlara dokunan azap size de dokunmasın! Buranın suyundan içmeyin! Buranın suyu ile abdest almayın.” (Buhari, Enbiya:7)
Bir de Ebrehe’nin ordusunun helak olduğu yerden geçerken hızlıca geçmişler ve Ashabının da hızlı geçmelerini istemişlerdir. O anda o yerden geçinceye kadar Allah Rasûlü yüzünü örtmüşlerdir.
- * *
Bir hadislerinde de Müslü-man’lara şunu tavsiye etmişlerdir:
- “Müslüman olmayanlarla bera-ber yaşamayın! Onlarla oturup kalkmayın! Onlarla olan onlar gibi olur.” (Tirmizi, Siyer:1605) buyurarak olumsuz etkilenmelerden sakınılmasını istemiştir.