ÖLÜME HAZIRLIK VE İMANLI ÖLMEK
İnsan ölmek istemiyor, ölümden çok korkuyor. Bunun nedeni hep dünya için çalışıyor ahreti unutuyor, kendisini kurtaracak şeyleri yok da ondan. Gitmeye yüzü yok. Ne getirdin? Neyin var? Sorusuna verecek cevabı yok. Ölüme hazır değil ondan.
Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur:
-“Bir zaman gelecek ümmetim beş şeyi sevip beş şeyi unutacaktır:
1-Dünyayı sevip, ahreti unutacaktır.
2-Hayatı sevip, ölümü unutacaktır.
3-Saray ve köşkleri sevip, kabirleri unutacaktır.
4-Malı sevip, hesabı unutacaktır.
5-Yaratılanı sevip, yaratanı unutacaktır.”
Müslüman, Rabbini, ahretini, ölümü, kabri ve hesabı asla unutmaz. O imanlı olarak çene kapamayı arzular.
Hayatta iken insana hayat:
-“Ömrünü güzel yaşa” der.
İnsan öleceği zaman da bir ses:
-“Sakın hazırlıksız ölme” der.
Cenaze yıkanıp kefene sarılınca bir ses:
-“Sakın azıksız yola çıkma, geri dönüşün olmaz” der. Cenaze kabre varınca bir ses:
-“Kabir için ne getirdin?”der Kabre konulunca bir ses -“Gel bakalım!” der. Cenaze o zaman anlar ki ölmüş.
Bazıları ölüme hazırlık deyince kefen alıyor, mezar alıyor, hatta kazdırıyor. Bir içine girmek kalıyor. Ölüme hazırlık bu değil. İnsanı çıplak gömmezler. Bir kefen bulurlar. Çöplüğe de atıvermezler, mutlaka gömerler. Ölüme hazırlık bizden istenilenlerin yerine getirilmesidir.
Bunlar yapılmadıysa yapılan teferruatın ne yararı olur? Cenaze namazının ne faydası olur? Dünyada öğüt ve nasihat dinlemediyse kabri başındaki telkinin ne faydası olur?
Allah insana fazla soru sormaz. Der ki: “Kulum dünya da ben hep seninle idim, sen kiminle idin?” der. Ve “Bana ne getirdin?” diye ilave eder. Çünkü dünyada Allah ona: -“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın.” diye emretmiştir. (Haşr: 18)
Bu emre uyan doğduğuna ve yaşadığına pişman olmaz. Peygamber (a.s) der ki:
-“İnsan ölünce her şey önüne konur. O kişi, önündekilere bakar ve derki: “Ya Rabbi! Beni dünyaya döndür de dünyada terk ettiğim güzel işleri işleyeyim.” (Ramuz el-Ehadis: 42/8) Ebu Bekir (r.a) sorar ve peygamber (a.s) cevap verir:
-“Hayırlı mümin kimdir ya Resulallah?
-Ömrü uzun, ameli güzel olandır.
-Hayırsız kimdir ya Resulallah?
-Ömrü uzun, ameli kötü olandır.” (Tirmizi, Zühd: 21)
Peygamber (a.s) bunun için bizi uyarmıştır:
-“Ölmeden önce ölünüz.” “Ölümü çok anın kim ölümü çok anarsa, Allah onun kalbini ihya eder ve ölümünü kolaylaştırır.” (Ramuz el-Ehadis: 80/15) Şah-ı Nakşibendî hazretlerine:
-“Falan su üstünde yürüyor, havaya seccade serip namaz kılıyor, çoğu zamankabede namaz kılıyor, diye övmüşler. O da:
-Önemli değil diye cevap vermiş.
-Peki, sizin için önemli olan nedir? Demişler.
-Benim için önemli olan o güzel halini son ana kadar muhafaza edip, imanla gitmesidir, demiş. Önemli olan gidiştir. Hüsn’ühatime ile hayatı noktalamaktır.” demiş.
Allah şöyle emrediyor:
-“Ey iman edenler! Allah’tan ona yakışır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Al-i İmran: 102) Allah şöyle dememizi de istiyor:
-“Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, Müslüman olarak canımız al.” (A’raf: 126)
-“Ey Rabbim! Beni Müslüman olarak öldür ve beni Salihler arasına kat.” (Yusuf: 101) Bu ayetlere göre Müslüman inancının gereği yaşayacak ve imanlı ölmek için çaba sarf edecektir.