ÖLÜM ÖTESİ HAYAT

            Ahiret hayatı, dünya hayatının sonu, hem de ebedi hayatın başlangıcıdır.

            Kur’an’da: ‘‘Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.’’(Nisâ:136) Ahiret hayatına iman, iman esaslarındandır. İnanmayan küfre girer.

            Fani olan dünya hayatının bitiminde ebedi ahiret hayatı başlar.

            Cenab-ı Allah dünya hayatı için: ‘‘Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret hayatına gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi.’’ (Ankebut:64)

            Dünya hayatı sayılı günlerdir. Yaşlanan dünya, sona doğru gitmektedir.

            Bugüne kadar bazı ideolojiler, ahiret hayatını inkâra çalışmışlardır. Ahireti yok edememişler, kendileri yok olmuştur. Darwinizm, kominizm Allah’ın, ahiretin yokluğunu inandıramamıştır. Satanizm ve Ateizmin modası geçmiştir.

            İlkel insanlar bile mezara eşyaları ile gömülmüş kabre kalkıp gidecek gibi oturtulmuşlar kabri bir dinlenme yeri kabul etmişlerdir. İnsanların yakılması bile ahiret hayatına inançtandır.

            Ahiret hayatı Kabir hayatından Haşr, mizan, sırat, cennet veya cehennemden ibarettir.

            Ahiret, son, son durak, dünyanın sonu manasına gelir. Ahiret hayatının sonu yoktur.

            Kur’an’da Cenab-ı Allah’ın huzuruna çıkıp hesap vermeyi yalan sayanların ahirette hüsrana uğrayacakları haber verilmiştir. (İsra:98 – A’raf:51 – En’am:27+31)

            İnkarcılar, gerçekle karşılaşınca geri dönmek için Allah’a yalvaracaklardır. Onlara ‘‘Şimdi mi aklınız başınıza geldi?’’ denilecektir.

            Kıyamet alametleri Nelerdir?

            Kıyamet alameti olarak zaman değişecek, insanlar değişecek, güzelliklerin doğruların yerini olumsuz ve yalanlar alacak işte o zaman kıyamet kopacak her şey alt üst olacak, bütün canlılar ölecek.

            Kur’an’da: ‘‘Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Ondan hiçbir şüphe yoktur. Lakin insanların çoğu inanmazlar.’’ (Mü’minun:59) buyrulur.

            Kıyamet ne zaman, nasıl bunu ancak Cenab-ı Allah bilir. Kur’an’da: ‘‘İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar: De ki O’nun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin belki de zamanı yakındır.’’ (Ahzab:63)

            – ‘‘Onun bilgisi Allah’a aittir. O ansızın geliverir.’’ (A’raf:187)

            Peygamberimize biri soruyor:

            – Kıyamet ne zaman kopacak?

            Namaz kılınacağı için peygamberimiz cevap vermemiş, namazdan sonra:

            – O kıyameti soran nerede? dedi. Biri:

            – Benim ya Resûlallah, ben sormuştum’’ dedi.

            Peygamberimiz ona:

            – Sen kıyametin ne zaman kopacağını bırak, sen kıyamet için ne hazırladın? dedi. O kişi:

            – Fazla bir hazırlığım yok. Ama Allah’ı ve Resûlünü çok seviyorum’’ cevabını verdi.   Peygamber (as):

            – ‘‘Kişi sevdiği ile beraberdir’’ buyurdu.

            Kıyamet küçük alametlerini peygamber (as) şöyle sıralamıştır:

            – Ahir zaman peygamberinin gelişi,

            – Alkolün yayılması,

            – Zinanın yayılması,

            – Ana baba evladın hizmetçisi olması,

            – İsrafın, yalanın yayılması,

            – Gasp ve cinayetin yayılması,

            – Kumarın artıp yayılması,

            – Haramın helal sayılması,

            – Rüşvetin yayılması, adaletin kalkması,

            – Saygı ve sevginin kalkması,

            – Dünya hırsının artması,

            – Ehliyetsiz kimselerin başa geçmesi,

            – Canlıların farklı doğurması,

            – Dinin kazanç kaynağı olması,

            – Ölümlerin artması,

            – Faizin yayılması,

            – Kadınla erkeğin birbirine benzemesi,

            – Fitne olaylarının artması,

            – Utanma duygusunun kalkması,

            – Acıma, merhamet duygusunun kalkması,

            – Bid’atların çoğalması,

            – Köpek beslemenin, çocuk beslemekten daha kolay olması,

            – Helal kazancın, gerçek dostun ve amel edilen sünnetin kalmaması,

X                     X                     X

            Büyük alametlerden de Allah Resûlü şöyle bahsetmiştir:

            – ‘‘On alamet olmadan kıyamet gelmez:

            1- Duman,

            2- Dabbetü’l – arz,

            3- Deccal,

            4- Güneşin batıdan doğması,

            5- Yer çöküntüsü,

            6- İsa peygamberin gelmesi,

                        (Hz. İsa neler yapacak?

                        – Haçı, putu kıracak,

                        – Domuzu öldürecek,

                        – Allah’a kulluğa çağıracak,

                        – Zulmü kaldıracak,

                        – Bereket getirecek,

                        – Barış ortamı sağlayacak,

                        – Deccali öldürecek,

                        – Yecüc – mecüc için dua edecek Allah onları helâk edecek.)

            7- Yecüc – mecücün çıkması,

            8- Ateş çıkması,

            9- Yer sarsıntıları,

          10- Kabeyi yıkmaya gelen ordunun helâk olması.’’ (Ramuz el-Ehadis:100/5)

            O gün Neler neler olacak?

            – ‘‘O gün insanlar kaçacak yer neresidir? diye soracak’’ (Hac:1-2)

            – O gün kişi kardeşinden annesinden babasından eşinden ve çocuklarından kaçacak. O gün herkesin kedine yetip artacak bir derdi vardır. Ogün bir takım yüzler gülecek, bir takım yüzlerde üzüntüden kapkara kesilecek’’ (Abese:34-42)

            – O gün emzikli kadın çocuğunu unutur. Hamile kadın, çocuğunu düşürür.’’ (Hac:5)

            – O gün gökyüzü yarılacak, yıldızlar dökülecek, denizler birbirine karışacak kabirler içindekileri dışarıya fırlatacak (İnfitar:1-5)

            – O gün inkarcılar keşke toprak olsaydım’’ diyecek. (Nebe:40)

            – O gün herkese amel defteri bazılarına sağından, bazılarına solundan verilecek: ‘‘Oku kitabını’’ denilecek.

            KABİR HAYATI

            Kabir ahirete açılan kapıdır. Ahiret yolculuğu için ilk duraktır.

            Ölüm yok olmak değildir. İnsan ölünce, hayat kabirde devam edecek, kabir ahiret hayatı için bekleme yeridir.

            Kabirde beden çürür aslına döner. Ruh yaşar. Kabir bazıları için istirahat yeri, bazıları için azap yeridir.

            Kabre konulunca Münker – Nekir gelir. Sorar:

            – Rabbin kim?

            – Peygamberin kim?

            – Kitabın hangisi?

            – Dinin Ne?

            Dünyada bunları tanıyanlar kolayca cevap verir, başına buyruk yaşayanlar ‘‘bilmiyorum’’ der. Onlar için azap başlar.

            Peygamberimiz:

            – ‘‘Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe yada cehennem çukurlarından bir çukurdur’’ buyurmuştur. (Tirmizi Zühd:4)

            İnançsızlar günahkarlar için Kur’an’da:

            – ‘‘Onlar sabah akşam ateşe sokulurlar’’ (Mümin:46) diye haber verilmiştir.

            Ziyaret edenlerden, selâm verenlerden, fatiha, yasin okuyanlardan Kabirdekinin haberi olur.

            Kabirde azap, beden değil ruhadır. Korkulu rüya gören gibi. Bazen ibretlik bedene yansıyan azap da olmuştur.

            Kabirde melekler sorar: Ne getirdin?

            Kabir sorar: Ne ile geldin?

            Kabire insan kefen ve amelinden başka bir şey götüremez.

            Kabirde hayat vardır. Bir hadiste: ‘‘Kabre konulan, birer birer terk edenlerin ayak seslerini duyar’’ (Buhari Cenaiz)

            Selâm verilince selâmı alırlar.

            Telkin niye yapılır? sorulan sorular için hatırlatmadır.

            Peygamberimize: ‘‘Kabirdeki bizi duyar mı? derler: ‘‘Sizin beni duyduğunuz gibi’’ der. (Müslim, Cennet:77) cevabını verir.

            Peygamber (as)

            – ‘‘Kim kabirde işi kurtardı, arkası iyidir. Kimde kabirde işi kurtaramadı gerisi kötüdür. (Ramuz el-Ehadis:105/12)

            – ‘‘Öldükten sonra karşılaşacağınız hali görseydiniz, asla isteyerek yiyemez – içemezdiniz. Evlerinize giremez dağlara çıkar, ağlardınız.’’ (Age:357/6)

            Kabir azabı inkar edilemez. Peygamber (as) iki kabir göstererek; birinin gıybetten, diğerinin de idrar sıçmalarından dolayı azap gördüğünü bildirmiştir.

            Peygamberimizin dualarından biride: ‘‘Allah’ın kabir azabından, cehennem azabından sana sığınırı’’ şeklindeydi.         

            Peygamberimiz bir cenazeyi gömdükten sonra şöyle demiştir: ‘‘Kardeşinizin affı için dua edin o şimdi hesaba çekilecektir.’’ (Ebu Davut Cenaiz:69)

            – ‘‘Kabirde ölü boğulmak üzere olan kimseye benzer. Herkesten dua bekler. Dua edilirse, sevinir’’ (Ramuz el-Ehadis:368/10)

            – ‘‘Yasin ölünün azabını hafifletir.’’ (Age:79/4)

            Dikkat edilirse mezar taşları ve mezarlar geride kalanlara çok şeyler söyler.

            Bir hadiste: ‘‘Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü size ahireti hatırlatır.’’ (İbni Mace Cenaiz:47)

            Kabir satın almak, kefeni hazırlamak, ahiret hazırlığı değildir.

            KABİRDEN DİRİLİŞ

            Sûra üflenecek ‘‘Kalkın!’’ emri verilecek herkes uykudan uyanır gibi mezarından kalkacak.

            Peygamberimiz: Her kul öldüğü hal üzere dirilecek’’ (B.Hadis Külliyatı: 5/384)

            Yoktan var eden Allah, yeniden insanları diriltecek bazıları mezardan alnında yazılar olduğu halde kalkacak. İlkbaharda yeryüzünü dirilttiği gibi insanları da diriltecek (Rum:50) Toprağa atılan tohumu dirilttiği gibi diriltecek.

            – ‘‘İçki içen alnında ‘‘Allah’ın rahmetinden mahrumdur’’ Faiz yiyen ‘‘Allah’ın yanında hiç değeri yoktur’’ İnkarcı alnında ‘‘kafir’’ yazılı olarak kalkar.’’ (Ramuz el-Ehadis:508/1) buyrulur.

            Sonra insanlar amel defterlerini alıp sırat köprüsüne yönelecekler.

            Sırat, cehennemin üzerinde kurulu bir köprüdür. Herkes bu köprüden geçecektir. Kıldan ince kılıçtan keskin diye tarif edilir. İyiler kuş gibi geçip gidecek, kötüler ise cehenneme düşeceklerdir.

            Kur’an’da herkesin bu köprüden geçeceği haber verilmiştir. (Meryem:71)

            Sırattan geçerken yedi yerde herkesin hesaba çekileceği bildirilmiştir:

            – İman durağında imandan,

            – Namaz durağında namazdan,

            – Zekât durağında zekâttan,

            – Oruç durağında oruçtan,

            – Hac durağında hacdan,

            – Bir durakta da cünüplükten,

            – Son durakta da ana baba hakkından.’’ (Mehmet Zahid Kodku, Akaid:35) hesap verilecek.

            MAHŞER VE SORGU:

            Dirildikten sonra hayvanlar dahil bütün canlılar, bir arada toplanacaktır. Hayvanlar kendilerine yapılanı yapacak haklarını alacak ve toprak olacaklardır.

            Her insan hayatından hayatının her zerresinden bir bir hesaba çekilecektir. Bu hesapta hile yok, gizleme yok, torpil yok. İnsanın organları şahitlik edecek, inkârda yok. (Nur:24)

            Melekler insanın her hareketini yazıyor, filme alıyor.

            Öncelikle beş şeyin sorgulanması yapılacak:

                        – Hayatını nerelerde ve nasıl geçirdin?

                        – Bilgini nerelerde kullandın?

                        – Malını nereden kazandın?

                        – Malını nereye harcadın?

                        – Gençliğini, sağlığını nerelerde yıprattın?’’ (Tirmizi Kıyamet:2532) diye sorulacak.

            – ‘‘Cenab-ı Allah azabı en hafif olana soracak:

– Dünyada herşey senin olsaydı şu azaptan kurtulmak için onları verir miydin? O kişi:

– Evet’’ der. O’na denilir ki:

– Senden çok daha azı istenmişti. (İ.Canan Hadis Ans:14/223)

            Allah’ın emrettiği şeylerin bir bir hesabı sorulacak.

            Hayatın hesabını vermeden kimse mahşer yerinden ayrılmayacak.

            Her hak sahibi hakkını alacak. Bildiğiniz gibi.

            Kul ve hayvan hakkını Allah affetmiyor. Hayvanlar kendine yapılan haksızlıkları aynen yapacak ödeşilecek.

            Kula gelince hak sahibi hakkını karşı taraftan sevap olarak alacak. Karşı tarafın sevapları kalmayınca, hak sahibinin günahları karşı tarafa verilecek helalleşme böyle olacak.

            Kur’an’da şöyle haber veriliyor.

            – ‘‘Biz kıyamet günü adalet terazileri kurarız. Kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan iş hardal tanesi karda olsa, onu getirir. Hesap soran biz herkese yeteriz.’’ (Enbiya:47)

            Kur’an haber veriyor:

            – ‘‘Amel defteri sağ tarafından verilenler kolay bir şekilde hesaba çekilir ve sevinçli olarak ailelerinin yanına dönerler. Amel defteri sol tarafından verilenler, derhal yok olmak isterler. Ve alevli ateşe girerler.’’ (İnşikak:7-12)

            HZ. PEYGAMBERİN ŞEFAATİ NASIL OLACAK

            Diğer peygamberlerin nefsî nefsî dediği bir zamanda peygamber (as) ümmetini dileyecek.

            Peygamber (as) şefaat peygamberidir. O’nun şefaati umanlara ve hak edenleredir. Peygamberimiz şefaati yalanlayan O’na nâil olmaz. buyurmuştur. Buna göre peygamberin şefaati, O’na inananlaradır.

            Kur’an’da: ‘‘Allah’ın hoşnut olduğu kimselere şefaat vardır’’ buyrulur. (Enbiya:28)

            Allah’ın izin vermediği ve peygamber sünnetini ihya etmeyene şefaat yoktur. Namazın, orucun, Kur’an’ın şefaat etmediğine peygamber (as)’ın şefaati de yoktur.

            Şefaate nail olabilmek için:

            – İman etmiş olmak,

            – Şefaati hak etmek,

            – Şefaate lâyık olmak,

            – Şefaati ummak ve inanmak gerekir.

            Bir gün peygamberimiz Ashabına şöyle diyor:

            – ‘‘Kıyamet gününde ümmetime şefaat edeceğim. Ben şefaat ederken zebaniler ümmetimden bazılarını alıp alıp cehenneme götürecek. Ben: ‘‘Ya Rabbi, onlar benim ümmetimden’’ diyeceğim. Bana: ‘‘Senden sonra onların neler yaptığını sen bir bilsen!’’ denilecek.

            – ‘‘Kıyamet gününde dinde değişiklik yapana (bid’at işleyene) benden uzak dur’’ diyeceğim’’ buyuruyor. (B.Hadis Külliyatı: 5/392)

            ALLAH’I KİMLER GÖRECEK

            Bizim gözümüz dünyada birçok şeyi görmeye müsait değildir.

            Kur’an’da: ‘‘Ona gözler erişemez’’ (En’am:103) buyrulur. Çünkü Cenab-ı Allah şekilden, mekândan münezzehtir.

            Mü’minler Cenab-ı Allah’ı ancak cennette göreceklerdir.

            Kafirler kör olarak yaratılacakları için Allah’ı ahirette de göremeyeceklerdir. (Taha:124-127)

            Bir soru üzerine peygamberimiz: ‘‘Siz ahirette dolunayı gördüğünüz gibi Allah’ı göreceksiniz’’ (R.Salihin:1055) demiştir.

            Peygamberimiz miraçtan dönünce:

            – Allah’ı gördün mü? diye sordular. O’da:

            – Allah’ı dünyada görmek hiç kimseye mümkün ve muvafık değildir’’ cevabını verdi. (Hadis Ans:17/1328)

            Musa peygamber görmek istedi: ‘‘Allah ‘‘Sen beni göremezsin’’ buyurdu. (A’raf:143)

            Kur’an’da: ‘‘Kıyamet gününde bazı yüzler parlak olduğu halde Rablerine bakacaklardır. Bazı yüzlerde somurtacaklardır’’ buyruluyor. (Kıyamet:22-24)

            Allah’ı gördüğünü onunla konuştuğunu söyleyenin küfre gireceği Akaid kitaplarında bildirilmiştir. (Ömer Nesefi, Akaid: 90-91-211)

            YOLUN SONU CENNET VEYA CEHENNEM

            Nuh (as) ölürken: ‘‘Dünyayı iki kapılı bir han buldum birinden girdim diğerinden çıkıyorum’’ demiştir.

            Hayatın sonunda cennetlik işler yapan cennete, cehennemlik işler işleyenlerde cehenneme gidecekler.

            Cennet, mü’minler için mükafatlandırma yeri, cehennemde günahkârlar için cezalandırma yeridir.

            Kur’an’da: ‘‘İman edip iyi ve yararlı işler yapan kimseler, cennetlik olanlardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır.’’ (Bakara:82)

            – ‘‘Orada onlar için diledikleri her şey vardır. Fazlası da vardır.’’ (Kaf:35) buyrulur.

            Her insanın hem cennette, hem de cehennemde yeri vardır. İnsan nereyi isterse, hangisinin yoluna düşerse, oraya gider.

            Cennet ve cehennem şu anda mevcuttu. Peygamber (as) Miraçta cenneti de cehennem ehlini de görmüştür.

            Bir delilde Adem (as) yaratılınca cennete girmiştir.

            Cehennemde kafirler için hazırlanmıştır. (Al-i İmran:131)

            Cehennem ehli neler yiyecekler?

            Kur’an’da cehennem ehlinin yiyeceklerinden şöyle söz edilir.

            – ‘‘Zakkum ağacı, cehennem ehlinin yiyeceğidir.’’ Maden eriğini zebaniler başından aşağı döker.’’ (Duhan: 43-50)

            – ‘‘Günahkârlar kanlı irinden başka bir şey yemezler.’’ (Hakka:36-37)

            – ‘‘Cehennemdekiler, kaynar su ve irin tadarlar’’ (Nebe:27)

            Cenab-ı Allah kıyamet günü kulun önüne kötü amellerini koyacak ve soracak:

                        – Beğendin mi? Kul:

                        – Hayır’’ diyecek. Allah:

                        – Senin beğenmediğini ben nasıl beğeneyim’’ diyecek.

            Peygamberimizin haber verdiğine göre:

            – ‘‘Cehennem ehli, cennetteki yerini görür ve: Keşke Allah bana da hidayet verseydi de bende orada olsaydım’’ der. Cennet ehlide Cehennemdeki yerini görür. ‘‘Ya Allah bana hidayet vermeseydi, halim ne olurdu? der. Şükreder.’’(Ramuz el-Ehadis:342/1)

            Cennete kimlerin gireceğini peygamberimiz haber vermiş, Kur’an haber vermiştir.

            – ‘‘Bana cennete girecek kişiler arz edildi:  

                        – Şehit,

                        – İffetini koruyan,

                        – Kulluğunu güzel yapan.’’ (İ.Canan Hadis Ans: 14/269)

            – İman edip iyi davranışlarda bulunanlar. (Bakara:25)

            – Kim Allah’a ve peygambere itaat ederse, (Nisa:13)

            – Rabbim Allah deyip dosdoğru yaşayanlar. (Ahkaf:13-14)

            – Kendi canları çekmesine rağmen yemeğini yoksula, yetime yedirenler. (İnsan:8)

            – Sevdiği şeylerden Allah yolunda harcayanlar. (Al-i İmran:92)

            – Allah’ın huzuruna iyilikle gelenler. (En’am:160)

            – Mü’minûn sûresinde:

                        – İnananlar,

                        – Namazlarını huşu ile kılanlar,

                        – Boş şeylerden yüze çevirenler,

                        – Zekatını verenler,

                        – İffetini koruyanlar,

                        – Emaneti koruyanlar,

                        – Akdini yerine getirenler, cennete gireceklerdir.

            Peygamberimiz (sav)

            – ‘‘Bana uyan cennete girer’’ (Hadis Ans:12/436)

            – ‘‘Sözü güzel söyle, selâmı açıktan ver. Akrabayı yokla. Gece herkes uyurken namaz kıl ve selâmetle cennete gir.’’ (Ramuz el-Ehadis:72/14)

            – ‘‘İnsanları en çok cennete Allah korkusu ve güzel ahlak sokar: (Age:80/31)

            – ‘‘Cennete ilk girecek olanlardan biri, doğru tüccardır’’ (Age:161/1)

            – ‘‘Rab olarak Allah’ı, din olarak İslâmı, peygamber olarak Hz. Muhammed (sav)’i seçtim, beğendim diyenden daha güzel sözlü kimdir? O cenneti hak etmiştir.’’ (Ebu Dabut, Vitir:26)

            – Kulumu gözlerinden mahrum ettiğim zaman kulum şikayet etmez. Sabrederse, iki gözüne bedel ona cennet var.’’ (R.Salihin:3319)

            – Cennete merhametliler girer.’’ (Ramuz el-Ehadis:458/6)

            – Doğruluk hayra yöneltir. İyilik de cennete iletir.’’ (Buhari edep:69)

            – Allah yolunda ayağı tozlananlara Cehennem ateşi dokunmaz. (Buhari Cihad:16) buyrulmuştur.

            Görülüyor ki, ayet ve hadislerde bildirildiği gibi Cennetlik olmak da kolay Cehennemlik olmak da kolaydır.

            İnsan hangi yola düşerse sonunda arzu ettiği yere ulaşır.

            Rabbim cennet ehlinden olmak nasip etsin. Cehennemden ve cehennem azabından korusun.

            Rabbim hepinizi rahmeti ile muamele etsin. İnşallah.

…………………………

………………..

……….

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir