ÖLÜM OLAYI

            Değerli okuyucum ;  

            Niçin yaratıldığının, yaratılış gayesinin neler olduğunun, nereden gelip nereye gittiğinin farkında olmayan insanların yaşadığı bir ortamda yaşıyoruz.

            Allah’la, dinle, ölümle ilişkilerimiz iç açıcı değil. Dünya ve dünyadakilerle ilişkilerimiz ise çok mükemmel. Bir çoklarımızın “Allah” demeye vakti bile olmuyor.             Her gün ölenleri gömüyoruz, yakınlarımızı kaybediyoruz, omuzlarımızda gömüp geliyoruz, ders almıyoruz. Halimizi değiştirmiyoruz. Ölüme hazırlanmıyoruz, hazırlık yapmıyoruz. Kısa yolculuklara, dört dörtlük, iğneden ipliğe hazırlanıyoruz. Ama ebedi yolculuğu unutuyoruz. Kefen almayı mezar satın almayı, ahiret hazırlığı zannediyoruz. Allah ve Peygamber bizden ne istiyor. Kur’an ne diyor, buna bakmıyoruz. Bir kaç iş, bazı gün ve gecelerde ameller yaparak kurtulduğumuzu zannediyoruz. Ucun, kestirmeden kurtuluş arıyoruz.

             Eksiksiz ve günahsız olarak bu dünyadan ayrılıp kabre girmek, Allah’ın huzuruna çıkmak, çok zor. Ama tevbe ile hayırlı amellere, iyi niyetle çıkmamızda mümkündür.                Hayatımız, dinimiz, ahretimiz, ölümümüz ve ölülerimiz konusunda, bir türlü kendimizi yanlışlıklardan kurtaramıyoruz. Kurtulalım diye yaptığımız hata ve yanlışlıklar, bazen inancımıza zarar verecek durumda oluyor. Yapılan yanlışlıklar, bize zarar veriyor, ölülerimize zarar veriyor.  

              Anladığımız gibi konumuz, ölüm. Şimdi biz konuşacağız ölüm susacak, ölüm konuşacak biz susacağız. Dünya zevklerini bıçak gibi kesip atacak ölüm, konumuz olacak.                Bu bölüm, kurtuluşumuza; önce hatalardan, sonra da sorgu sualden kurtuluşumuza ışık tutması için hazırlanmıştır. Allah, yazdıklarımızın tesirini halk etsin. İnşallah öyle olur. Rabbim doğruları söylemek nasip etsin, güzel şeyler söyletsin ve tesirini göstersin. Okuyucularımıza da güzel şeyler öğrenmek ve kurtuluşumuzu sağlamak nasip etsin inşallah.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir