ÖLÜM HAK
Yolcuyuz. Esas evimize gidiyoruz. Ölüm hak öleceğimizi sakın unutmayalım. Ölmeyecekmiş gibi yaşamayalım.
Peygamber(as):”dünyada garip bir yolcu gibi ol”
-“Her nefis ölümü tadacaktır.” “Ölmeden önce ölünüz” diyor. Hani bizden öncekiler? Ya onlardan öncekiler nerede? Onlar kendileri gitmiyor. Gidip de geri dönmüyor değil, ölüm alıp götürüyor, dönemiyorlar.
Unutma nasıl yaşarsan öyle öleceksin. Nasıl ölürsen öyle dirileceksin. Eline amel defteri verilecek.
Hayat filme alınıyor. Sonra seyredeceksin. Yaptıklarını bir bir seyredeceksin. Sevinen mi olmak istersin yoksa “keşke” diyen mi olmak istersin?
Adam bir türlü yola getiremediği oğluna vasiyet ediyor. ”Beni çoraplarımla gömün.” Arkadaşına da mektup bırakıyor, oğluna verilecek. Mezarı başında hoca efendi “olmaz” diyor ve çoraplar çıkartılıyor. Gömüldükten sonra mektup veriliyor. Mektupta baba diyor ki: ”Bak evlat! Eski çoraplarımı bile götüremedim…” Bir şeyler götürmek isteyen var mı?
Cenab-ı Allah soruyor:”Feeyne tezhebun ! “Nereye gidiyorsun?” diyor. Yolculuk nereye diyor.
Geç kalanlardan olma! Sakın geç kalma! “yarın, yarın deme!
Yarın olacak, ama bakalım sen yarın da olacak mısın?
Şeytan ;”la ilahe illallah der son anda bende kurtulurum” deyince; Peygamberimiz üzülmüş. Cenab-ı Allah: ”Üzülme!” O anda biz ona unuttururuz” diye vahy etmiştir.
Zaman üçtür; geçmiş, gelecek ve şuan. Geçmişi geri getiremeyiz, geleceğe ulaşamayız. Bizim için fırsat şu andır. Gerisi yalan. Fırsat bu fırsat kurtulmak isteyen için tam zamanı.