NİKAH ÖNCESİ
Çocuk eğitimi, evlenme kararı ile başlar. Evlilik düşünülünce önce hayırlı eş akla gelmelidir. İyi eşten ancak iyi anne, iyi baba olur.
Günah işleyen, iyi bir kul olmayan insanlar, temiz insanlar dünyaya getirip, hayırlı evlatlar yetiştiremezler. Ne demişler: “Haram yiyenin harami evladı olur.” Bunlar kimse için hayır soluk solumazlar. Kötülüğe çabuk meylederler.
Yoğurdun tatlı ve güzel olması, mayanın güzel olmasına bağlıdır. Hayırlı evlat için bazı şartlar vardır:
- Aile yapısının önemi büyüktür.
Her şeyden önce aile sağlam temellere oturmuş, malzemesi ve yapısı sağlam olmalıdır. Ailede inanç, ahlak anlayışı ve idealizm olmalıdır. Ana – baba çocuğa her yönü ile örnek, iyi model olmalı, aile içinde olumsuz bir davranış sergilemekten kaçınılmalıdır. Eve iyi insanlar, iyi komşular girip çıkmalıdır. Evde her yönü ile disiplin düzen olmalıdır. Yani nasıl bir evlat isteniyorsa, aile fertleri öyle olmalı, öyle yaşamalıdır. Bu her şeyin temelidir.
- Başta eş seçimi iyi yapılmalıdır.
Çocuk eğitimi, evlilikten önce evlilik kararı ile başlar. Önce evlenilecek kimse iyi seçilmelidir. Atalarımız: “”İşini, aşını ve eşini iyi bil! demişlerdir. Sokrat da: “Eşin iyi çıkarsa mutlu olursun, kötü çıkarsa filozof olursun” demiştir.
İyi meyve iyi ağaçtan olur. İyi evlat da iyi kimselerden dünyaya gelir. Nezih insan nezih kimselerden olur. Nezih ortamda yetişir.
Kişiliği değil, dişiliği ile dikkat çeken, ar – haya duygularından yoksun bir kadın iyi anne olamaz.
Kötü arkadaş çevresinde büyüyen, kötü alışkanlıklar edinen kimse iyi bir yuva kuramaz. Çünkü o, ne eski arkadaşlarını unutabilir, ne de eski alışkanlıklarını terk edebilir.
O unutsa, terk etse onlar onu unutmaz ve terk etmez.
Bir şart da günahsız, lekesiz, nişan, günaha girmeden ve günaha sokmadan düğün yapılmalıdır. Türk – İslam geleneğine uygun törenler yapılmazsa, o düğünlerin hayrı olmaz.
Ayrıca evliliğin yolu sokaktan geçmez.
“Sokakta bulunan sokakta kaybedilir,” derler.
Ahlakı kötü, huyu kötü, kötü alışkanlıkları olan, hayası olmayan ve inancı olmayanla evlilik, bir bakına haram olan evliliğe girer. Bile bile kendini yakmak, çocuk için de cehennemi hayat hazırlamak olur.
Peygamberimiz: “Kadın dört şeyi için nikahlanılır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı, sen dindar olanını tercih et ki, mutlu olasın.” (Buharı: Nikah: 15) buyuruyor, dindarlığı tavsiye ediyor.
Böyle bir seçim olmadığı için iyi geçim olmuyor, cinayet bile işleniyor. Dayak olayı oluyor, boşanılıyor, neden? İyi seçim olmadığı için.
Tercih, anahtarlar oluyor. Ev anahtarı, araba anahtarı ve işyeri anahtarı aranıyor. Çok anahtar, övünç vesilesi oluyor. Neden? Çünkü seçim yanlış, ölçüler yanlış. Böyle bir beraberlik uzun ömürlü ve huzurlu olmayacağı gibi bu evlilikten hayırlı evlatlar da yetişmiyor.
- Dünya ön planda olmamalıdır.
Dünyada elin, ölünce de yerin beğeneceği bir evlat yetiştirebilmek için; önce dünya ve dünya hırsı ön planda olmamalıdır. Çünkü dünya, gaye olunca çocuğa ayıracak vakit kalmıyor. Çocuklar unutuluyor. O zaman çocuk bakıcıları ortaya çıkıyor, ana – babanın ilgilenemediği çocuğa onlar bakıyor. Evin köpeği ile beraber çocuğu onlar yetiştiriyor. Böyle olunca çocuk, ana – baba şefkatinden mahrum, insani hisleri gelişmemiş halde yetiştiği için, o da büyüyünce, ana – babasını başkalarının eline terk ediyor, acizler ve kimsesizler yurduna gönderiveriyor.
Ana – baba, “çocuğuma arsa aldım, ev aldım, iş kurdum, geleceğini garanti altına aldım” diye dursun. Böyleleri, iyi evlat yetiştirmedikleri için kendi geleceklerini garanti altına alamıyor.
- Çocuğun olmaması problem mi?
Cenab –ı Allah bazılarına kız, bazılarına erkek, bazılarına hem kız hem erkek evlat verirken bazılarına da vermeyebilir.
İnsan kendisi için neyin hayırlı, neyin aleyhine olduğunu bilemez. Eğer çocuk olmadıysa asla problem edilmemelidir. Çünkü bir çocuk istenmeyen bir durumda da doğabilir. Sakat bir çocuk hem ana baba için, hem de çocuk için istenmeyebilir.
Bazı aileler çocuk yok diye şikayet etmemelidir. “Çocuk yoksa bu evliliğin anlamı da yok” şeklinde düşünmemelidir. Çocuğun olmaması ciddi bir problem olarak görülmemelidir. Çünkü bir çok ana – baba bugün evladı için beddua ediyor. Keşke doğmasaydın diyor. Ölümünü istiyor, beddua ediyor.
Ayrıca sadece ana baba olalım diye evlenilmiyor. Evlendik niye çocuğumuz yok denirse, bu evlilik müessesine zarar verir.
Çocuğun olmaması değil, hayırlı olmaması üzücüdür. Çocuk olmuş ama hayırsız, ana – baba tanımıyor, ailenin yüz karası, merhametsiz. Böyle bir çocuğun olmaması daha hayırlıdır.