NEDEN MÜSTEHCENLİK?
İnsanın ruhunda ilgi çekmek ve güzel görünme arzusu vardır. Bir de bunların yanında teşhircilik vardır. Bu, ruhsal rahatsızlıktandır.
Fransız Prof. Tony şöyle demiştir:
-“Çıplaklık, sapıklıktır. Zayıf karakterli kimseler, açınarak kendilerini ispat etmeye çalışırlar ve ilgi çekmek amacıyla kendilerini teşhir ederler.”
Ar, haya duygusu olmayan kültürsüz kimseler açınmayı, medeni olmanın gereği görürler.
Alkol, uyuşturucu, kumar gibi alışkanlığı olanlar için utanmanın gereği yoktur. Kendini pazarlayanlar için açınmak gerekir.
Bunların ardında ahlakımızı, ailelerimizi yıkma yeni nesli pasif, şehvetine düşkün, duyarsızlaştırma arzusunda olan dış güçler vardır.
Ayrıca cinsel özgürlükçü, bekareti, namusu, hiçe sayan inançsız kesimin tahrikleri unutulmamalıdır.
Müstehcenlik, kadını yüceltmez. Saygınlığını yitirmesine, iffetsiz gözü ile bakılmasına neden olur.
Bu yollarda “ünlü” adını almışların ileri yaşlarda bunalıma düştüğü, tedavi gördüğü basına yansımaktadır. Gazeteler, “şu ünlünün acı sonu” diye başlık atıyor. Onların mutlu yuvaları, mutlu hayatları da olmuyor. Genç iken itibarlı, yaşlı iken kimsesiz oluyorlar.
Müstehcenlik, karşı tarafı tahrik eder. Müstehcenliğin yaygın olduğu bölgelerde suç oranı yüksektir. Bundan kadın zarar görür, aile zarar görür, hele çocuklar için felaket olur.
Başka milletlerin ahlakını bozup, sonunu hazırlayanlar, kendi toplumları için tedbirler alıyor.
ABD şiddet, müstehcenlik, edepsiz sözler toplum ahlakını bozan yayın, basın çocuklara yalancılığı aşılayan kitaplarla ilgili sansür yayınlamıştır.”(27-7-1999 Basın)
Bizde müstehcen yayına, müstehcen basına ve tüm müstehcenliğe tepki gösterebiliriz.
Güzel görünme arzusu, kötü örnekleri taklit, ahlaksızlık ve en önemlisi sıcaklar, edepsizliğin bahanesi oluyor. Ana baba bile tepki göstermiyor. Kızı bir atlet, kısacık şort giyerken onunla gurur duyuyor. Bu haliyle kız ya evi terk ediyor ya ele avuca sığmıyor, asileşiyor veya uygun olmayan birini eşim diye takdim ediyor.
Dış güçler ve ahlak düşmanları, ahlakımızı bozmak, aile yuvalarımıza yıkmak, iffet ve namus anlayışımızı yok etmek için güzellik yarışmaları addı ile çirkinlik yarışmaları düzenleniyor. Domates güzeli, patlıcan güzeli, kiraz güzeli gibi her şeyin yarışmasını yapıyorlar.
Güzellik, insanın çabası ile elde ettiği bir şey değildir. Çıplakların birini seçip, diğerlerinde ruhi çöküntü meydana getirmek, toplum yararına bir iş değildir.
Bu konuda çok şey söylemek istemiyorum tarihi bir olayı size naklediyorum. Bu bize çok şey anlatır sanırım.
Yıl 1920 Batı’da güzellik yarışması düzenleniyor. Afife Jale işin başında birinci seçiliyor. İtiraz edenlere jüri başkanı şöyle diyor:” Güzel olmuş olmamış bu önemli değil. Bir Müslüman Türk’ü soymayı başardık. Bir bardak içki, bir çıplak dansözün “Muhammed’in dinine uyanlarda yapacağı tahribatı bin top yapamaz…” (75-1996 Basın) demiş, zaferi kutlamışlardır.
O zaman Mehmet Akif Ersoy şöyle diyor:
Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki, her yerde ne çirkin yüzler örtermiş meğer incecik perde.
Bir millet yok olmadan önce ahlakı bozulur sonra kadını, sonra kendisi…
Rabbim, Muhammed ümmetini bozulmak ve yozlaşmaktan korusun. Milletin ahlakını bozanlar Allah’ın, Peygamberlerin ve meleklerin lanetine uğrasınlar.