Nasıl Allah dostu olunur?
Allah Rasulünün davetinin özü “Müslüman ol kurtul!” idi.
Allah dostunun hali zoraki evliliğe benzemelidir. Müslüman olmanın, Müslüman kalmanın şartları vardır.
Farzlar vacipler sünnetler vardır. Hatta nafile ibadetler vardır.
Bir Kutsi Hadiste Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor:
-“Farzlardan sonra nafilelere devam edeni severim. Sevince de işittiği kulağı olurum. Gören gözü olurum. Konuşan dili tutan eli, yürüyen ayağı olurum.”
Allah dostu Allah’tan peygamberden ve Kur’an’dan gafil olmaz.
Bir Allah dostu, çok yaşlı bir Allah dostundan bahseder. Hüsnü dede hastadır. Üzüm mevsimi olmadığı halde üzüm alır, yanına gider. Hüsnü dede sevinir ve:
-Nereden bildin üzüm istediğimi? Der, üzümden tam üç tane alır, ilave eder: “Ben yolcuyum, bana Kur’an oku.” Üç beş ayet okununca gözlerini pencereye diker, kelime-i şehadet getirir, “Niçin geldin ya Resulullah! Zahmet ettin, ben geliyordum” der, ruhunu teslim eder. Hayatı güzel olanın ölümü de güzel olur, hayırlı bir sonla bu dünyadan ayrılır.
Bir Allah dostu da, “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz” hadisine uygun son anında, halsiz bir haldeyken oturur, sağ elini öyle bir savurur ki, “defol! Bir bardak su ile mi beni kandıracaksın” diyerek iman kavgasını kazanır.
Kur’an’da Allah dostlarından şöyle bahsedilmiştir:
-“Allah onlara imanı sevdirmiş ve onu gönüllerine sindirmiştir. Küfrü fıskı ve isyanı çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.” (Hücurat:7)
Allah dostunun ahlakı güzel, merhametli ve faydalı olandır. Onun teslimiyeti tamdır. Sünnete gönülden bağlıdır. Yaratılanı yaratandan dolayı sever.
O Kur’an’da bildirildiği gibi “Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” (Hcr:99) ibadet konusunda herhangi bir mazereti olmaz.
Allah dostunun tek arzusu Allah rızasıdır. Onun dışında iş görmez. Ayrıca hiçbir mahlukat ondan zarar görmez.
Allah dostu, fani olan her şeye gereği kadar önem verir, asla boş ve manasız şeylerle uğraşmaz.
Allah Resulü (sav) buyurduğu gibi:
-“Bir kimsenin boş şeylerle ilgilenmesi, Allah’ın onu terk ettiğinin belirtisidir. Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaması, iyi Müslüman olduğunu gösterir.” (Tirmizi, Zühd:11)
Hayatında güzel hizmetler yapanın ölümü de güzel olur. Müslüman olarak can verir. İyi kul olarak arzuladığı Rabbine kavuşur.
Kur’an’da şöyle buyrulur:
-“Onlar kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarını huşu içinde kılarlar. Onlar boş ve manasız işlerden yüz çevirirler. Onlar zekatlarını verirler, iffetlerini konurlar, onlar emanete ve ahitlerine riayet ederler. Onlar namazlarına devam ederler. Firdevs cennetine girecek olan bunlar. Orada ebedi kalıcıdırlar” (Mü’minun: 1-11)