Namazı Terk Etmek, Namaz Kılmamak
Namaz kılmanın sevabı ne kadar büyükse, terketmenin cezası ondan daha büyüktür.
Namazı terk, Cenab-ı Allah‘a isyandır.
Peygamber Efendimiz: ―Altı şey gelmeden önce ibadet ve hayırlı işlere koşunuz‖ buyuruyor ve sıralıyor: ―
- Kendini unutturacak fakirlik,
- Azdıracak zenginlik,
- Perişan eden hastalık,
- Ne söylediğini farkettirmeyecek ihtiyarlık,
- Ansızın gelecek ölüm,
- Kıyametteki pişmanlık ve acı.‖ Evet bunlardan önce insan tedbirini alacak ve kurtulmanın çaresine bakacaktır.
Namaz kılınmayan ev kabir gibidir. İçindekiler de ölü gibidir. O evde darlık olur, sıkıntı olur, huzursuzluklar, geçimsizlikler olur.
Namazı terk eden, namazdan yüz çeviren için Allah: ―Onun sıkıntılı bir hayatı olur. Onu kıyamet günü kör olarak yaratırız‖ buyuruyor. (Taha: 124) Bu, Allah‘ın buyruğuna kulak asmama ve namaz kılmama cezasıdır. Birkaç ayette de şöyle buyrulur:
- ―Cennettekiler cehennemdekilere: sizi buraya sürükleyen nedir?‖ diye sorarlar. Onlar:
- ―Biz namaz kılanlardan değildik‖ diye cevap verirler. (Müddessir: 40-43)
- ―İbrahim peygamberin soyundan gelenler iyi kimselerdi. Allah‘ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekeceklerdir.‖ (Meryem: 58-59)
- ―Dininizi alay konusu edinenleri ve kafirleri dost edinmeyin. Allah‘tan korkun. Eğer mü‘minler iseniz. Namaza çağırıldığınız zaman alaya alırlar, eğlenirler. Bu onların düşünmeyen bir topluluk oluşundandır.‖ (Maide: 57-58)
- ―Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allahı anmaktan ve namazdan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır.‖ (Münafıkun:9)
- ―Namaz, Allah‘a boyun eğenlerden başkasına ağır gelir.‖ (Bakara: 45)
Namazı kasti terk, namazla alay etmek, namaza, namaz kılana karşı olmak, insanı küfre götürür. Mezhebimize göre namaz kılmayan, inkar etmedikçe küfre girmez. Günahkar sayılır. Namazı kılmayanın tevbe istiğfar etmesi gerekir.
Bir İslam alimine sormuşlar:
Namaz kılmayan kafir olur mu?
Olmaz, olmaz, ama kafir de namaz kılmaz demiş. Bir insanın görünüşüyle, yaşayışıyla kime benzediği çok önemlidir. Peygamber (AS) şöyle buyurur:
- ―Kişi ile şirk arasında namazın terki vardır.‖ (R.S.1082) (B.H. Külliyatı: 1/983)
- ―Kim namazı kasten terk ederse, Allah‘ın ve peygamberin zimmetinden çıkmış olur.‖
(Ramuz el Hadis: 467/5)
Namazı unutan veya tembellik eden kimse, namazı kaza eder. Peygamberimiz der ki: – ―Kim uyuyarak veya unutarak namazını kılmamış olursa, hatırladığında hemen kılsın.‖ (Ebu Davut, Salat: 11) Namazı vaktinde kılamayanın tevbe istiğfar etmesi lazımdır.
Dünya işleri, işin çokluğu, ihmal, insanı kulluk görevinden alıkoymamalıdır. Çünkü diğer her ibadetin keffareti vardır da namazın keffareti yoktur.
Bir evin lise mezunu, 19 yaşındaki genci kıblenin nerede olduğunu bilememesi beni çok üzmüştü.
Bir Müslümanın namaz alışkanlığı olmalı, cebinde sigara çakmak yerine, takke tesbih, duman yerine imanı olmalı. Evinin bir odası namaz odası, işyerinde bir köşe namaz yeri olmalıdır.
Bir hanımefendinin:
- ―Evlendim, yıllarca mutsuz yaşadım. Namazı kılmamanın cezasını çekiyordum. Namaza başladık. İimdi çok mutluyuz, çok huzurluyuz. Bu namazın bereketi. Eskiden kavga eder, küsüşür dururduk‖ demesi ne kadar manidardır.
Namaz terk edilmemelidir.
İmran ibn-i Husayn rahatsızdı. Nasıl yapacağını Peygamberden sordu. Peygamber ona şöyle dedi:
- ―Namazını ayakta kıl. Buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan yatarak kıl.‖ (Buhari, Taksir:19) Evet namaz terk edilmeyecektir. Her halde kılınacaktır. Bu, namazı Allah‘ın mutlaka istediğini gösterir.
Ebu Derda (ra.) şöyle demiştir:
- ―Peygamber (s.a.) bana şöyle dedi:― paramparça edilsen de, ateşte yansan da namazı terk etme. Bile bile namazı terk eden Allah‘ın himayesinden uzak kalır.‖ (İbni Mace, Fiten: 23) Yeni müslüman olan sakif kabilesinden bir grup geldi. Allah Resulüne dediler ki: ― İart olarak bizden öşür almayın. Bizi cihada çağırmayın. Namaz bize farz olmasın, namaz kılmayalım.‖
Peygamber onlara :
- ―Namaz olmayınca dinim olur mu‖ cevabını verir.
(Ebu Davut, Harac: 25)
Bu konuda Peygamber (s.a.) şöyle buyurur:
- ―Her namaz vakti bir melek nida eder: Gelin kendi aleyhinize yaktığınız ateşi kalkın namazla söndürün‖ der. (B. Hadis külliyatı: 1/933)
- ―Kim üç cumayı önemsemeyerek terk ederse, Allah onun kalbini mühürler.‖ (Tirmizi, Cuma: 7) İeytan namazı terk ettirmek için ne lazımsa yapar. Bazılarını da namaza kaldırdığı olmuştur. Tabi onun da sebebi vardır. Bir gün Muaviye (ra.) ı şeytan namaza kaldırır. Muaviye şaşkınlıkla sorar:
- ―Beni niye namaza kaldırdın?‖ şeytan şu cevabı verir:
- Geçen gün senin gibi biri sabah namazını kaçırdı. Kalkınca öyle bir of etti ki, onun üzüntüsüne karşılık Allah onu affediverdi. Seninki de öyle olmasın diye kaldırdım. İeytan, herkesi kaldırmaz. Bizim sırtımızı sıvazlar ― yat, yat‖ der, ağırlık verir, ninni söyler böyle uyutur. Gaflete düşmemek gerekir, tembellik ve ihmalkarlık göstermemek gerekir. Namaza izin verilmiyor gerekçesi ile de namaz asla terk edilmez. İzin verilmiyorsa önce münasip bir şekilde anlatılır. Değilse başka bir rızık kapısı aranır, buluncaya kadar ihtiyaç varsa kerhen çalışılır. Eve dönüşünde kılmadığı namazları kaza eder. Bu durumda namaz kaza edilirse günah olmaz. Eğer memur ise nakil düşünür.
Çalışan, o işe muhtaç ise başka geliri ve imkanı yoksa, vebal zalime aittir. Cuma kılmayan da o günün öğle namazını kılar.
Samimi olarak bir insan mazeret beyan etmeyi bırakır da çare ararsa, mutlaka bir çıkış yolu bulacaktır. Allah ona mutlaka bir kolaylık sağlayacaktır.
Eğer bir insan kılmamak için yol ararsa, şeytan ona büyük çapta yardım edecektir. Çünkü bu durum şeytanın çok hoşuna gider.
Allah kimseyi nefsinin ve şeytanın eline bırakmasın. Çünkü rehberi şeytan olan kendini şüpheden, günahtan ve haramdan kurtaramaz. Sonunda da Allah‘ın gazabına uğrar. Pişman olur, geri dönmek, telafi etmek talebinde bulunur, ama fırsat ona verilmez.
Hayat, nimetler herşey imtihandır. Bütün mesele imtihanı kaybetmemektir. Sonra pişmanlık fayda vermez.