MÜSLÜMAN SABIRLI OLUR

Sabır, Müslüman’ın en büyük silahıdır. Sabır, teslimiyettir. Sabır, Allah’tan gelene rızadır. Sabır, koruğu üzüm yapar. Acıyı rahmete çevirir. En önemlisi de Allah’ın rızasına vesile olur. Allah, sabır kahramanı Eyyup Peygamber için “O ne güzel kuldur, çünkü o sabrediyordu” diye onu övmüştür.

Sabır, nefse ağır gelene katlanmak ve felaket anında sızlanmadan Allah’a sığınmaktır, Allah’a teslimiyettir.

Atalarımız: “Sabreden derviş, muradına ermiş” demişlerdir.

Peygamberimiz:

  • “Güçlü kimse, insanları güreşte yenen değil, hiddet anında nefsini yenendir, iradesine sahip olandır” der.
  • “Allah buyuruyor ki; herhangi bir kulumu gözlerinden mahrum ederek belaya uğrattığımda sabrederse, gözlerinin karşılığı olarak onu cennete korum.” (R. Salihin: 34) müjdesini veriyor.

İnsan, bela ve musibet sebebiyle isyan etmeyecektir, “canımdan bezdim” diyerek intihara kalkışmayacaktır. Müslüman, şunu iyi bilmelidir ki, mükafatın miktarı, belanın büyüklüğü nispetinde olacaktır.

Asıl, sabır, acı anında, musibetin ilk anında gösterilen sabırdır. 

“İman ettim” diyen sabretmesini bilmelidir. Zaten en çetin imtihana imanı kuvvetli olanlar tabi tutulurlar.

Cenab -ı Allah şöyle buyurur:

-“İnsanlar, inandık demeleriyle bırakılıverileceklerini mi, imtihana çekilmeyeceklerini mi sanırlar?” (Ankebut: 2 – 3)

-“Ey inananlar! Sabredin, düşmanlarınız-dan daha çok sabırlı olun.” (Ali imran: 200)

  • “Sizi biraz korku, biraz açlık, biraz mal, can ve mahsulden eksilterek imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara: 155)
  • “Hoşlanmadığınız bir şey sizin için iyi olabilir. Hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Bakara: 216)
  • “Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara: 153)

Sabır, belaya sabır, ibadette sabır, günahlara bulaşmakta, korunmakta sabır, haram yememekte sabırdır.

Hz. Ali: “Altın, ateş ile, iyi kulda bela ve musibet ile tecrübe edilir” demiştir.

Bir kutsi hadiste Allah şöyle buyurur:

“Ey insanoğlu! Benim kazama razı olmayan, verdiğim belalara sabretmeyen ve nimetlerime şükretmeyen kimse kendine benden başka Rab arasın.” (Marifetname: 469)

Atalarımız: “Sabırla koruk helva olur” demişlerdir.

Sabır, bir çok şeyi halleder. Sabırsızlık ise insanın başını belaya sokar. İnsanın yıpranmasına neden olur.

Sabrın sonu selamettir. Sabreden kazanır.

Derler ki iki arkadaş bahse tutuşurlar. Birbirinin parmaklarını ısıracaklar, kim pes derse bahsi kaybedecektir. Nihayet biri dayanamayıp “yeter” der ve arkadaşına sorar:

  • Sen nasıl dayandın, pes etmedin?
  • Sen yeter demeseydin ben “yeter” diyecektim, der.

Üç arkadaş da başka bir bahse tutuşur. Bir havuzun başında içerdeki balıkları tutacaklardır. Biri içeriye atlar saatlerce uğraşır, vazgeçer. İkincisi atlar, bir müddet sonra o da vazgeçer. Sıra üçüncüsüne gelir. Bana bir çay kaşığı getirin der. Ne yapacaksın derler. Suyu boşaltıp balıkları yakalayacağım, der.

Timur Anadolu’da bahaneler icat ederek halkı zulmederken, Akşehir’e uğradığında bir deve gösterip “Bunu İhlas Suresini ezberletin” der. Halk ne yapacağını bilemez. Durumu Nasreddin Hoca’ya duyururlar. Bir çare bulmasını isterler. Hoca, Timur’un yanına gider gelir. Heyecanla bekleyen halk sorar:

  • Ne oldu? Hoca cevap verir:
  • İhlas’ı değil Yasin’i ezberleteceğiz. 40 gün de müsaade aldım, der demez halk çok üzülür. Böyle mi olacaktı, der. Hoca devam eder:
  • Üzülmeyin. Zaman uzun. Zaman her şeyi halleder. Zaman doluncaya kadar Ya Timur isteğinden vazgeçer, ya da deve ölür, der.

Gerçekten de 39. gün Timur Hindistan seferine çıkar. Halk da böylece kurtulur.

Asr suresinde şöyle ifade edilir:

  • “İnsanlar gerçekten zarardadır. Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.”

Bunun için büyüklerimiz hep sabretmiş ve sabrı tavsiye etmiştir.

Her şey imtihandır ve her şey Allah’tandır.

Felaket anında Müslüman’ın tavrı sadece sabır göstermek olmalıdır. Ayrıca olaylardan ders alarak, hatasını düşünmeli ve kendini düzeltmelidir.

Üzücü olaylar karşısında Allah’a isyan edilmemelidir. Hemen inanç devreye sokulmalıdır. Etrafa da sabır tavsiye edilmelidir. Olaylar büyütülerek dert ve acılar arttırılmamalıdır. Dualarla Allah’a iltica edilmelidir.

Unutulmamalıdır ki, bela ve musibetler, inanan için sabır, şükür ve dualar karşılığında rahmet oluverir. Günahlarına kefaret olur. Malı telef olursa, sadaka olur. Kendi ölürse şehit olur.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir