MÜSLÜMAN NASIL OLUR?
Müslüman, kelime manasıyla; İslam’ı kabul eden ve kurtulan insan demektir.
İslam, Cenab –ı Allah tarafından en son insanlığa gönderilen hak dinin adıdır.
İslam’dan başka din arayanın dini makbul değildir. İslam’dan başka din arayan hesap günü zarar edenlerden olacaktır.
Kur’an insanı İslam’a teslim olmaya çağırır. Ölünceye kadar da İslam üzere yaşamaya davet eder. “Müslüman doğduğun gibi Müslüman olarak öl” der. “Ölünceye kadar Allah’a ibadet et” der.
İslam’a teslim olana korku yoktur. O, neticede üzülmeyecek ve pişman olmayacaktır.
Kur’an-da: “İman edip Salih ameller işleyenler, halkın en hayırlılarıdır” diyor.
(Beyyine: 7)
Kur’an, Allah’a ve İslam’a teslim olmaya davet ediyor.
- “Ey iman değerine erişmiş olanlar! Kendinizi tam olarak Allah’a teslim edin ve hep birlikte İslam’ın emrine girin: Şeytanın ardından gitmeyin çünkü o, sizin için açık bir düşmandır.” (Bakara: 208) davetinde bulunuyor.
İman etme şerefine erişen kimse, imanını kaybetme korkusu taşımalıdır. Şeytanın amellerini boşa çıkarma korkusu taşımalıdır. Dünyanın ahireti unutturması korkusu içinde olmalıdır.
Bundan başka:
- Tevbe ederim ümidiyle günah işleme,
- Bildiği ile amel etmeme,
- Allah’ın verdiklerine şükretmeme,
- Ölümü unutma ve hesap günü kaybedenlerden olma korkusu taşımalıdır.
Hz. Peygamber (as) Müslüman’ın sabır ve şükür halini şöyle ifade ediyor:
- “Mü’min kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi kendisi için hayırdır. Bu durum sadece mü;’mine hastır. Ona memnun olacağı bir şey gelse, şükreder. Bu ise hayırdır. Bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.” (İ. Canan, Hadis Ans: 1/38
Bugünün Müslüman’ı olması gerektiği gibi değil. Bakan, taşıması gereken vasıfları onda göremiyor.
İki milyara yaklaşan İslam alemine bakın; kaynıyor, tek kelimeyle perişan. Müslüman Müslüman’la kavgalı, Müslüman Müslüman’ı unutmuş, Müslüman İslam kardeşliğini unutmuş, İslam’ı kendisine empoze edildiği gibi yaşıyor. Zannederim bu hal, İslam’a uymamanın cezası…
a. Müslümanın vasıfları
Kur’an-da Müslüman’ın bazı vasıfları şöyle bildirilmiştir:
- Gerçekten Allah’ın emrine boyun eğerler.
- Allah’ı ve peygamberi gerektiği gibi tasdik ederler.
- İbadete devam ederler.
- İşinde ve sözünde sadıktırlar.
- Sabrederler.
- Mütevazıdırlar.
- Sadaka verirler.
- Oruç tutarlar.
- Irzlarını korurlar.
- Allah’ı çokça zikrederler. Allah bunlara bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.” (Ahzab: 35)
Büyüklerimiz zaman zaman sormuştur: “Müslüman mıyız?” diye. Bununla kendimize gelmemizi, düşünmemizi istemişlerdir.
Hz. Ömer (ra) sık sık sorarmış: “Ben de münafıklık alameti var mı? Diye.
Bir İslam büyüğü de sık sık aynaya bakarmış. Sebebini sormuşlar: “Allah günahlarımdan dolayı yüzümü kararttı mı ona bakıyorum” cevabını vermiş.
Evet Müslüman, Müslüman olmanın vasıflarını taşıyıp taşımadığını araştırmalıdır. Ben kime benziyorum? Allah hangi vasıfta Müslüman istiyor? Bana bu halimle Müslüman derler mi? Sorularına cevap aramalıdır.
Hayat yolu imtihanlarla dolu. Yollar bazen yokuş bazen iniş, bazen de düz. Müslüman dikkat etmezse her halde de zarar görebilir. Müslüman yokuşta ümitsiz, inişte aşırı ümit var, düze çıktı mı nemelazımcı olmamalıdır.
Yaşadığımız hayat imtihanlarla dolu. Sonuçta kimisi kazandı, kimi de kaybetti. Bazıları kötülükleri ile göçüp gittiler. Eğer onlar geri gelseydi bize neler derlerdi neler? Aldanmayın, kendinize yazık etmeyin, bu halinizle sakın buraya gelmeyin, iyiliklere sarılır, güzel ameller işleyin gibi öğütler verirlerdi sanırım.
Müslüman olmanın bir gereği vardır. Müslüman isterse günahsız bir hayat yaşayıp, Müslüman’da bulunması gereken vasıflara sahip olabilir.
Bugün bir çoklarına “Müslüman mısın?” diye sorsak “Evet” diyecektir. “Nasıl, neyinle Müslümansın? Müslüman’ın hangi vasfını taşıyorsun? desek susacaktır.
Allah’a inandığını söyleyen Allah’ın emirlerine boyun eğer. Müslüman olmanın beş temel şartını noksansız yerine getirir.
Allah bir şeyi emreder de o yapılmazsa, bu Allah’a isyandır.
Müslüman’ın bir özelliği de etrafa yanlış mesaj vermez. “Şuna bak” dedirtmez. İslam’a ve Müslümanlara laf söyletmez, zarar vermez.
b. Nasıl Müslüman?
Müslüman olmanın getirdiği sorumluluklar vardır: Önce İslam Müslüman’ın hayatının tümünü kapsayacaktır. Kalbi, kavli ve hali bir, sözde değil, özde Müslüman olmalıdır.
İyi Müslüman olmalıdır. Bunun da şartı ikidir: Birincisi; iman, ikincisi; huy güzelliğidir. Aslında güzellik insanın fıtratında vardır. İşte İslam, fıtratındaki güzelliği emreder.
Allah: “- İnanan, iyi iş yapanlar, halkın en iyileridir.” (Beyyine: 7) – “Sizi abes olarak mı yarattığımızı zannediyorsunuz.” (Mü’min: 115)
Hz. Peygamber de: “En iyiniz ahlakı en güzel olanınızdır.” Buyurur.
Hz. Ömer: “Bir insanın sözüne değil, ameline bakın” der.