MÜSLÜMAN İFTİRA ETMEZ
İftira, bir insanda bulunmayan bir şeyi, ona isnat etmek, bir insanın yapmadığı bir şeyi ona yakıştırmaktır.
İnsanlık tarihinin başlangıcından beri kötü insanların kıskançlık duydukları, kin ve nefret besledikleri insanlara karşı onları yıkmak kirletmek için kullandıkları bir silah olarak bilinmektedir.
Yüce dinimiz insanlara ve topluma verdiği zararları göz önünde bulundurarak insanların başkalarına iftira etmesini kesin olarak haram kılmış ve iftirayı büyük günahlardan saymıştır. Çünkü bir insana iftira etmek, onun hayatına şeref ve haysiyetine en çirkin bir şekilde tecavüz etmek demektir.
Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig adlı eserinde şöyle der:
“İftiracılara katılma, onlardan uzak dur. İftiracının dilinde yanar ateş vardır.”
“Dünya karışıklığı iftiradan kopar; Ey mert, cömert müfterinin başını kes.”
Allah’ın kullarına kesin olarak haram kıldığı şeylerden biri de insanlar hakkında bir şeyler uydurmak, yapmadıkları şeyleri yapmış gibi göstermek, başkalarına kötü isnatlarda bulunmak, insanların iffet ve namuslarına dil uzatmak, onları başkalarına kötü olarak tanıtmak, insanlara kötü adlar takmak ve her ne şekilde olursa olsun iftira etmektir.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de iftira etmeyi yasaklamış ve iftiracının akibetini şöyle haber vermiştir:
“Kim yanılır veya suç işler de sonra da onu bir suçsuz üzerine atarsa, şüphesiz iftira etmiş, apaçık bir günah işlemiş olur.” (Nisa Suresi: 112)
“İffetli kadınlara zina isnat edip de, sonra dört şahit getirmeyenlere seksen değnek vurun; ebediyyen onların şahitliğini kabul etmeyin. Zira onlar yoldan çıkmış kimselerdir.” (Nur Suresi: 4)
“İffetli mümin kadınlara zina isnat edenler dünya ve ahirette lanetlenmiş kimselerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları yapmış olduğu şeyleri şahitlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır.” (Nur suresi: 23 – 24)
“Ey inananlar!.. Siz birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir durumdur.” (Hücurat Suresi: 11)
“Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline.” (Hümeze Suresi: 1 – 2)
“İnanan erkek ve kadınları yapmadıkları bir işten dolayı incitenler şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah işlemiş olurlar.” (Ahzab suresi: 58)
İnsanlar hakkında iyi düşünmek, insanları iyi görmek, hiçbir şekilde insanlara rahatsızlık vermemek, onları incitmemek İslam ahlakının gereğidir. Dinimiz elinden dilinden insanların kesin olarak emin olmadığı kimsenin olgun bir Müslüman olmadığını bildirmiştir. Allah’ın kullarına iftira etmek, kötü duygular beslemek asla doğru değildir. Zira Allah, yarattıklarına karşı merhametli olmayı, iyi davranmayı, kusurlarını örtüp hoşgörü ile muamele etmeyi emretmiştir. Peygamberimiz (sav) insanlar hakkında iyi şeyler düşünmenin ibadetten sayılacağını bildirmiştir.
Dikkat edilmeyecek olursa diş duvarını aşan dil her şeyi söyler. Onun için her söylenilene inanmamak, kötü zanda bulunmamak ve her duyduğunu söylememek gerekir. Peygamber (sav): “Her işittiğini söylemek insana günah olarak yeter” buyurmuşlardır. Hz. Ali (ra) da: “Kötü zan günahı çoğaltır” demiştir.
Allah’ın kullarına bildirdiğine göre insan, her yaptığından sorulacak ve her şeyin hesabını verecektir. İsra Suresinin 36. ayetinde bu durum şöyle ifade edilmiştir: “İyice bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül yaptığı her işten sorumludur.”
Buna göre başkalarının kusurlarını araştırmamak varsa bile örtmek gerekir. Dünyada kullarının kusurlarını örtenlerin kıyamet gününde Allah kusurlarını örteceğini bildirmiştir.
Allah’ın kullarına boş şeylerle uğraşmak yakışmaz. Allah’ın halis kullarına Allah’ın rızasını kazanmak düşer. Bugün Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olacak ne yaptım, Allah’ın rızasını kazanmak için ne yapabilirim? Sorusunu kendimize sormak ve hayatımızı bu doğrultuda yaşamaya çalışmalıyız.
İftira, insanın yapmadığı bir şeyle suçlanmasıdır. Onun için iftira, bir insana yapılabilecek en büyük haksızlıklardandır.
İftira çok kolay atılır ama zor temizlenir. Onun için büyük günahtır.
Peygamberimizin ifadesiyle insanı mahveden yedi şeyden biri, namuslu kadına zina iftirasında bulunmaktır.
Kur’an-da şöyle emrediliyor:
- “Ey iman edenler! Zandan sakının. Zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın.” (Hücurat: 12)
Bir hadiste de:
- “Kötü zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır.” (Buhari, Edep: 1993) buyrulmuştur.
İftira edilmesine de sebep olunmamalıdır. Peygamber (As) bir gün hanımı ile giderken birisi manalı manalı bakınca: “Bu benim hanımım” demiştir.
Hz. Ömer, şüphe uyandıracak şekilde konuşan bir kadınla erkeğe öfkeli bir şekilde bakınca adam “Benim eşim” deyince Hz. Ömer “Ne diye şüphe çekecek şekilde konuşuyorsun?” diye azarlamıştır. Demek ki iftira ortamı hazırlanmayacaktır. Değilse günaha ortak olunur.
İftiranın tevbesi nasıl olur?
- Önce iftira etmek terk edilir.
- Pişmanlık duyularak tevbe edilir.
- İftiranın zararını telafi etmek mümkünse, telafi edilir.
- İftirayı kimler duyduysa, onlara gerçek anlatılır.
- İftira atılana durum anlatılır, özür dilenir, helalleşilir.
- Eğer iftira atılan öldüyse, onun için hayır yapılır, ruhuna bağışlanır, günahlarının affı için Allah’a dua edilir. Belki ahirette affeder.