MÜSLÜMAN HAYATI NASIL DOLU DOLU YAŞAMALIDIR
Müslüman diğer insanlardan farklı kimselerdir. Onun hayatı da farklı olacaktır.
Peygamberimiz Müslüman’ı şöyle tarif etmiştir:
-“Müslüman, elinden, dilinden başkalarının emin olduğu kimselerdir.” (Tirmizi, İman:12)
-“Müslüman’ın her şeyi hayırdır. Sevinir şükreder. Üzülür sabreder, iki halde de sevap kazanır.” (Ramuz el-Ehadis: 314/12)
-“Hayırlı mümin, ömrü uzun, ameli güzel olandır.” (Tirmizi, Zühd:21)
-“Müminin her işi faydalıdır; onunla yürürsün sana fayda verir, onunla iş yaparsın gene sana fayda verir.” (Ramuz el-Ehadis: 231/7)
-“Kendini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmayı terk etmesi, kişinin iyi Müslüman olduğunu gösterir.” (Tirmizi, Zühd: 11)
-“Mümin müminin aynasıdır, kardeşidir. Onu nerede görürse, toparlar ve ardından onu korur.” (Ramuz el-Ehadis:230/8)
-“ Mümin, külfeti az olandır.” (Age:231/4)
-“İmanca en mükemmel olanınız, ahlakı en güzel olanınız ve kadınlara iyi davrananızdır.” (Seçme Hadisler:181/77)
Müslüman’ın itikadı şöyle olmalıdır:
- İmanı şüphelerden uzak sağlam bir iman olmalıdır.
- İmanı amele dönüşmelidir.
- Her türlü günahtan uzak olmalı.
- Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğini bilmeli,
- Ölümü, kabir azabını, ahreti, sorguyu, suali hak bilmelidir.
-Kur’an’ın son kitap, peygamberimizin son peygamber olduğunu, şefaatinin hak olduğunu bilmelidir.
- Şirkten uzak olmalıdır.
- Cennet cehennemin hak olduğunu kabul etmelidir.
- Her şeyin Allah’ın yaratmasıyla olduğunu bilmelidir.
- Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyip, imanlı gitmek arzusu içinde olmalıdır.
- Peygamberin sünnetlerine yapışmadan imanın tam olmadığını bilmelidir.
Müslüman bir günün sonunda şu soruları kendisine sormadan uyumamalıdır:
- Bu gün organlarımı ne ölçüde günahtan korudum?
- Allah rızası için terk ettiğim bir zevkim oldu mu?
- Ahrete neler gönderdim?
- Kaç kişiyi güldürdüm, kaç kişiyi üzdüm?
- Bu günün rızkını helalden mi kazandım, haramdan mı?
- Bu gün hangi farzları, vacipleri ve sünnetleri yaptım?
- Ölüm, ahret aklıma kaç defa geldi? Bu günün son gün olabileceğini hiç düşündüm mü?
- Bugüne damgasını vuran ne oldu?
- Bugün daha çok kiminle oldum?
- Nefsime: “Ey nefsim! İyiliklerin lehine, kötülüklerin de aleyhine olduğunu biliyor musun? Dedim mi?
- Bugün yaptıklarımdan Allah razı olur mu? Diye düşündün mü?
- Senin ölümünle dünyada kalanlar üzülür mü? Sevinir mi? rahmet mi okur, lanet mi?
ne dersin?
- Bugün şer kapısını mı çaldın, hayır kapısını mı?
- Bugün dua mı aldın, beddua mı aldın?
- Bugün aldananlardan mısın, kurtulanlardan mısın?
- Bugün tekrar sana iade edilse, nasıl yaşardın ve neler yapardın?
Bu ve bunu gibi sorular sadece sorulmakla, düşünmekle kalmayıp cevap aranmalıdır.
Huzurlu bir hayat için Müslüman şöyle davranmalıdır:
- Günün başında Euzu-besmele çekmelidir,
- O günün hayırlı olması ve o gün için helal rızık istemeli,
- Kabir azabını, cehennem azabını gerektirecek şeylerden Allah’a sığınmalıdır,
- Beş vakit namazını son namazmış gibi kılmalı, sünnet ve nafile namazları ihmal etmemeli,
- O gün isyan sayılacak günahlardan kaçınmalı,
- Her şey için şükretmeli,
- Kur’an’ı elden ve dilden bırakmamalı, Kur’an yolundan peygamber yolundan sapmamalı,
- Yakınlarına, komşuya ve diğer insanlara karşı görevlerini yerine getirmeli, insanlara faydalı olmalı,
- Ahlak kurallarından asla taviz vermemeli,
- Aşırılıktan, taşkınlıktan, israftan kaçınmalı,
- Yaptığını Allah için yapmalı, yapmadığını da Allah için yapmamalı, sevdiğini Allah için sevmeli, sevmediğini de gene Allah için sevmemelidir.
- İnsanlara iyi bir örnek olmalı, iyilerle, iyi ortamlarda bulunmalıdır,
- Günün sonunda kendini hesaba çekmelidir,
- Müslüman çamurlu yolda yürür gibi yürümeli, köpek olan sokaktaki kadar dikkatli olmalıdır. Müslüman zamana ve zamanın kötü gidişatına uymamalıdır. Keşkesiz bir hayat yaşamalıdır. Zaman bunu gerektiriyor, adet böyle, başkaları böyle yapıyor, ne derler, bu da mı günah olur canım gibi yanlışlıklara Müslüman düşmemelidir.
Müslüman şu hadisi unutmamalıdır:
-“İslam’ı samimi olarak yaşayanın yaptığı her işe on mislinden yedi yüz misline kadar sevap verilir.” (Müslim, İman: 205) Müslüman öleceğini ve her şeyin hesabını vereceğini asla unutmamalıdır.
Müslüman için dünya ön planda olmamalıdır.
Dünya hayatı ve dünyadakiler, aldatıcı bir cazibeye sahiptir. Zevkleriyle, menfaatleriyle insana göz kırpar durur. Allah:
-“Dünya hayatı, oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahret hayatı ise asıl hayatın ta kendisidir. Eğer bilselerdi, geçici olan dünya hayatını, ebedi olan ahret hayatına tercih etmezlerdi.” (Ankebut:
6) buyurmuştur. Bir ayette de:
-“Sakın dünya hayatı, sizi aldatmasın.” (Fatır: 5) Peygamberimiz de: -“Dünya ahretin tarlasıdır.” demiştir.
Buna göre sınırlı olan hayat, gaye değil, vasıtadır. Onun için rezaletlerle faziletleri birbirine karıştırmamalıdır. Huzuru dünyada arayanlara Allah:
-“Ahret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?” diye uyarıyor.(A’raf: 169) bir ayette de:
-“Şu insanlar çabucak geçen dünyayı seviyorlar da önlerinde ki hesabı çetin ahreti unutuyorlar.” (İnsan: 27)
Müslüman bilmelidir ki, dünya ve dünyadaki her şey aldatıcıdır. Onun için ahreti unutup dünyaya aldanmamalıdır.
Dünyanın mutluluğu dörttür denmiştir:
- Geçmiş günahları hatırlamak,
- Geçmişin iyiliklerini unutmak,
- Dinini yaşarken kendinden daha iyi yaşayana bakmak, 4. Dünyalık içinde kendisinden daha zayıf olana bakmak.
Dünya bedbahtlığını da dört madde de ifade etmişlerdir:
- Geçmişin günahlarını unutmak,
- Geçmişin iyiliklerini hatırlamak,
- Dünyada kendinden daha varlıklı olana bakıp imrenmek,
- Din yönünden de daha zayıf olana bakmak.