MÜSLÜMAN DOĞRUYA DA OLSA YEMİN ETMEZ

Cenab -ı  Allah bir ayette şöyle emreder:

  • “Anlaşma yaptığınız zaman, Allah’ın ahdini yerine getirin ve Allah’ı üzerinize şahit tutarak, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın…” (Nahl: 91)

Bir başka ayette de:

  • “Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefareti; ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahud onları giydirmek veya bir köle azat etmektir. Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz taktirde yeminlerinizin kefareti işte budur…” (Miada: 89) buyurur.

Hz. Peygamber de bu konuda şöyle der:

  • “Alışverişte yemin, malın kazancını giderir.” (R. Salihin: 1752)
  • “Bir şeyi satarken yeminden sakının, o her şeyi mahveder.” (R. Salihin: 1753) Ebu Hureyra (ra):

“Allah Rasulünün yemini: “Allah’a istiğfar ederim” şeklinde idi.” (K. Sitte: 16/214) yani: “Estağfurullah” derdi, diyor.

Biz de, “Allah bir” diyebiliriz. 

Demek ki, “Vallahi, billahi, Tallahi” gibi yeminler yapılmamalıdır.

Doğru da olsa, haklı da olunsa yemin edilmemelidir.

Olması mümkün olmayan şey üzerine, dinin emir ve yasaklarına ters veya kötü, haram olan bir şeyi yapmak için yemin olmaz. “Namaz kılmayacağım” gibi yemin olmaz. “İçki içeceğim gibi yemin olmaz.”

Karşı taraf, yemini ne manada anlarsa yemin öyledir. Ben ayağımı kaldırdım, onu kastetmedim denilemez.

Yemin etmek, yemini bozmak, büyük günahlardandır. 

Dilimizi yemin alışkanlığından kurtarmamız lazım.

Bir de yemini yalancılar eder, suçlular eder. Doğru söze yemin gerekmez. 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir