MUSA VE FİRAVUNLA MÜCADELESİ

Musa’nin kavmi Mısır’da yaşıyordu. Bunlar Kıptilerdi. İsrail oğulları ise Firavun’ların idare ettiği bu halka köle olarak yaşıyordu. Bütün işleri bunlar yaptığı için çok eziyet ve zulüm görüyorlardı.

 Cenab-ı Allah İsrailoğullarını bu zulümden kurtarmak ve Firavun’u Hakka davet etmek için Musa’yı

Peygamber olarak gönderdi.

 Kasas Suresi’nin 4. ayetinde: “Firavun Mısır topraklarından gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan güçsüz bulduğu zümrenin oğullarını boğazlatıyor, kızlarını ise sağ bırakmıyordu. Çünkü o bozgunculardandı” diye haber veriyor.

 Firavun, kendisini tanrı ilan etti. Erkek çocukları öldürdüğünü duyunca Musa’nın annesi O’nu bir sepete koyup Nil’e bıraktı.

 Firavunun hanımı Âsiye onu Nil’den alıp saraya getirdi. Evlat edindi. Allah O’na Musa’nın sevgisini vermişti.

 Âsiye Musa’yı sarayda büyüttü. Bu hizmetinin karşılığı Cenab-ı Allah ona sonra hidayet edecekti.

 Musa için sütannesi arandı. Birçok kadın geldi. Ama Musa, hiçbirinin sütünü emmedi. Musa’nın annesi, sütannesi olarak geldi. Musa onun sütünü emdi ve sarayda büyüdü.

 Sokakta bir Mısırlının İsrail oğullarından birini döverken gördü. Dövülen Musa’dan yardım isteyince,

Musa araya girdi, döveni iteleyince, adam düşüp öldü. 

              İstemeyerek olmuştu. Musa Rabbinden af diledi.

Rabbi onu affetti.

 Firavun bu olayı duyunca Musa’yı öldürme emri verdi. Musa’yı seven birisi bu kararı gizlice Musa’ya iletti.  Musa gizlice Firavun’un bölgesinden çıkıp Medyen’e gitti. Orada iki kız kardeş hayvan otlatıyordu. Onlara yardım etti. Kızların babası Musa’ya ücret ödemek istedi, Musa almadı. O kızlardan biri ile evlendi.  Bir müddet sonra Mısır’a ailesi ile beraber dönerken kendisine Peygamberlik görevi verildi. Bu görevi inandırıcı bir şekilde yapabilmesi için Musa’ya eli ile ve âsâsı ile mucize gösterme gücü verildi.

 Allah kardeşi Harunu da yanına verip Musa’ya Firavun’a giderek imana davet etmesini emretti.”Firavuna yumuşak söz söyle!” diye de yol gösterdi.

 Firavuna gidip, İsrail oğullarını serbest bırakmasını ve Allah’a imana davet ettiler. Firavun şiddetle reddetti.

 Birde Allah’ın zengin kıldığı Karun vardı. İyi bir kuldu. İmtihan için kendisine bolca nimet verilmişti. Karun şükredeceği yerde vereni unutup şımardı. Etrafını zulmetmeye başladı. 

 -“Karun Musa’nın kavmindendi. Gücüne güvenip zalimlik yapıyordu. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki sadece anahtarını bile güçlü kuvvetli bir ekip zor taşıyordu. Halkı ona:”Sakın şımarma, Allah şımaranları sevmez.” dedi.

(Kasas:76)

 Musa(as) O’na vereceği zekat miktarını bildirince:  -“Bunlar benim. Bunları ben kazandım” dedi. Zekatı vermedi. Cenab-ı Allah onu malı ile birlikte yerin dibine batırdı. 

 Firavun :”Benden başka tanrı mı var?”dedi.  Yüce Rab manasına gelen “Firavun” denmesi için halka baskı yaptı. “Başka tanrıya inanırsanız sizi öldürürüm” dedi.

 Musa (as) Firavun’u imana davet edince, Firavun şaşırdı. Kafası karıştı. Tahtı ne olacaktı? Tahtına sahip olabilmek için yüksek kule yaptırdı. Musa’ya:”Hani tanrın nerede?” diye sordu.”Sen yalan söylüyorsun. Eğer doğru söylüyorsan delil getir” diye de ilave etti.

Musa (as) âsâsını yere koydu âsâ yılan oldu.”Sen sihirbazsın” deyip Musa’yı dinlemedi.

 Firavun halkı ve sihirbazları çağırdı. Sihirbazlar ipler getirdi yere bıraktılar. İpler yılan oldu. Musa (as) da âsâsını bıraktı. Âsâ bütün yılanları yuttu.

(Şuara:45)  Oradaki sihirbazlar ve bir kısım halk korku ve endişeyle secdeye kapandılar.”Musa’nın Rabbine inandık” dediler.

 (Şuara:47-48)

            Firavun telaşa kapıldı. Firavun’un baskısından dolayı inanmayanlar da iman etti.

 Firavun inananları öldürmekle tehdit etti. Pek dinleyen olmadı. Hatta Firavun’un hanımı Asiye de Musa’ya inanmıştı.

 Zulüm gün geçtikçe artıyordu. Musa Firavun’un maddi gücünün yol olası için zulmün sona ermesi için Rabbine yalvardı.

 (Yunus:88)

*****

            “Firavun iyiden iyiye azdı. Zulmünü artırdı.”

(Taha:42) *****  Musa(as) ne yaptıysa inanmadılar. Direndiler. “Bize ne yaparsan yap ne gibi mucize gösterirsen göster sana inanacak değiliz” dediler.

(A’raf:132)

*****

 “Bize üstünlük taslayıp atalarımızın dininden döndürmek için mi bize geldin deyip inanmadılar”

(Yunus:78) *****

             Başlarına iğrenç bir azab çökünce, dediler ki: “Ey

Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına bizim için dua et.

Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip-giderirsen, and olsun sana iman edeceğiz ve İsrail oğullarını seninle göndereceğiz. Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye kadar o iğrenç azabı çekip-giderdik, onlar yine andlarını bozdular.

(Araf Suresi, 134-135) *****

 Bunun üzerine ayrı ayrı mucizeler(ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlugünahkâr bir kavim oldular.(Araf Suresi,133)

Nasıl Cezalandırıldılar?

 Firavun ve adamları önce kuraklıkla, ardından da kıtlıkla cezalandırıldılar. 

            -“And olsun biz Firavun’a uyanları ders alsınlar diye yıllarca kuraklık ve kıtlık ile cezalandırdık.” (Araf:130) buyuruyor Allah(cc).

 Ders alacakları yerde: “Bunun sebebi, Musa ve inananlardır” dediler daha da düşmanlıkları arttı. *****  Bir uyarı daha geldi:”Onların üzerine tufan, çekirge, haşere, kurbağalar ve kan gönderdik yinede büyüklük taslayıp günahkâr oldular.(A’raf:133)

 Ardı kesilmeyen yağmurlar yağdı. Musa’ya “Dua et yağmurlar kesilsin sana inanalım” dediler. Musa dua etti, yağmurlar kesildi, inanmadılar.

 Allah çekirge sürülerini gönderdi. Çekirgeler her şeyi yiyip bitirdi. Gene dua istediler… iş bitti gene inanmadılar.

 Allah şiddetli rüzgarlar gönderdi. Gene dua istediler… Sonunda inanmadılar.

 Bu defa denizden kurbağa sürüleri geldi. Her yer kurbağa doldu. Gene dua istediler. Kurbağalar gidince gene inanmadılar. 

Halkın içeceği, kullanacağı sular kan oldu. Gene kendilerine gelip ders almadılar. Dua istediler, iş normale dönünce gene inanmadılar. Kur’an’da:

-“Onlara gönderdiğimiz her bir azap diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık. 

(Zuhruf:48) *****

 “Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden döndüler.” 

(Zuhruf:50) *****

               “Firavun ve adamları mucizeleri yalanladıkları

için suda boğuldular.”

(A’rafil:36)

*****

 Firavun halkını sınıflara ayırıp bir kısmına zulmettiği için ve erkek çocukları öldürdüğü için helak oldu.

(Kasa:3-4)

*****

            Firavun kendini tanrı ilan ettiği için Allah onu cezalandırmıştır.

            Firavun yeryüzünde büyüklük tasladığı ve gururuna kapıldığı için uyarılmıştır.

(Kasas:39)

*****

 Bunun için Allah Firavun ve ordusunu toptan suda boğmuştur.

(Kasas:40)

İnananlar Nasıl Kurtuldu?

 Musa(as) her şeye rağmen tebliğe devam ederken Cenab-ı Allah inananlarla beraber Mısır’dan ayrılmalarını emretti. Onlar şehirden ayrılırken Firavun haber aldı. Ordusu ile takibe başladı. Böylece Kızıl Deniz’e dayandılar.

            Musa’ya Cenab-ı Allah:

 -Asanı denize vur! Dedi. Musa asayı denize vurunca deniz ikiye ayrıldı. Musa(as) ve inananlar kurtulurken Firavun ve ordusu denizde boğuldu.

(Şuara:63-68)

 Denizin tam birleşeceği sırada Firavun:”Musa’nın Rabbine inandım” dedi ama geç kalmıştı.

 Kur’an’da :”Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun” denilecek (Mümin:46)

            Cenab-ı Allah: “Ey Firavun! senden sonra gelenlere ibret olması için senin bedenini saklayacağız. İnsanlardan          birçoğu gerçekten        ayetlerimizden           gafillerdir.”(Yunus:92) buyurmuştur.

 Şu anda Firavun’un 3 bin yıllık cesedi çürümemiş haliyle İngiltere’de müze de ibret levhası olarak sergilenmektedir.

 Firavunlaşan kim olursa olsun, aynı lanete ve aynı akıbete uğrayacaktır.

            Firavun Sonrası:

 Firavun’un zulmünden kurtulanlar, Sina Vadisi’ne çekildiler. Fakat Allah’ın kendilerine verdiği nimetlerle tatmin olmadılar. Durumdan Musa’ya şikâyet ettiler.”Tek yemekle yetinemeyiz” dediler.

 (Bakara:61)

 İşte bundan sonra onlar için rezillik başladı. Bela ve musibetlere uğradılar.

 İsrail oğulları Şuayp, Zekeriye ve Yahya Peygamberilerini öldürmüşlerdir. Onun için zillete düşmüşlerdir. (Al-i imran :112)

 İsrail oğulları, Musa ile yol alırken puta tapan bir topluluk gördü ve onlardan put aldılar.

 Musa (as) Allah’ın davetine giderken yerine kardeşi Harun’u bıraktı. Musa(as) yokken kavmi Mısırdan ayrılırken çaldıkları altınları kaynatıp buzağı yaptılar. İçi boştu. Rüzgâr ses çıkarıyordu. Bazıları ona tapmaya başladılar. Harun engel olamadı.

 Musa tevbe etmelerini söyledi. Tevbe edenler af oldu, etmeyenler yıldırım çarpmasıyla helak oldular.

 İsrail oğulları Allah’ın ve Musa’nın emirlerini tutmamaya başladılar.

 Musa ile alay ediyorlardı. Nihayet Musa(as)’ı terk ettiler.

 Allah onları bu yüzden cezalandırdı. Rezil, muhtaç halde yeryüzünde dolaşıp durdular. Sonunda gene Musa(as)’a döndüler, ona sığındılar. Kudret helvası ve bıldırcın eti ikramını da beğenmediler. (Bakara:61- İbrahim:7-8)

 Nihayet Musa(as) Hızır(as) ile yolculuktan dönünce, kavmini iyice sapıtmış gördü. Peygamberini dinlemedikleri, Tevrat’ı işlerine geldiği gibi değiştirdikleri ve ahlaksızlıkları yüzünden lanetli bir millet olarak cezalandırıldılar.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir