Mü’min zulme mâni olmakla emredilmiştir
Dünya da Allah kullarını zalimle imtihan eder; zalime karşı tavrı ne olacak ona bakar. Zalime karşı çıkar, zulmüne mani olursa imtihanı kazanır. Yok zalime yardım ederse, ondan bir farkı kalmaz, onu da hak ettiği gibi muamele eder.
Zalime sessiz ve duyarsız kalmak, zalime cesaret verir zulmünü arttırır. Ayrıca başka zalimler de ortaya çıkar. O zaman zulüm devam eder. O zaman Cenab-ı Allah’ın gazabı umumi olur.
Peygamber (as) birilerinin zalime sen zalimsin demesinden korkar görürsen, onlardan bile ayrılmayı tavsiye etmiştir. (Ramuz:46/8))
İbn-i Mesut (ra): “Peygamber (as): “Kim zalime yardım ederse, Allah o zalimi ona musallat eder” buyurduğunu nakleder.
Gücü yettiği halde mazluma yardım etme yani zalimin zulmüne baş kaldırmayanı Allah kıyamet gününde rezil eder.
Bu konuyla ilgili peygamber (as)ın birkaç hadisini nakledersek konu daha iyi anlaşılacaktır. Peygamber (as) şöyle buyuruyor:
“İnsanlar zalimi görür, zulmüne mani olmazlarsa, Allah’ın toptan azaba uğratması yakındır” (R. Salihın: 195)
**
“Bir insan, batılla hakkı yenmek isteyen bir zalime yardım ederse, o kimse Allah’ın ve Resulünün zimmetinden silinir.” (Ramuz:406/5)
**
“Zalim de olsa yardım edin” (Muslim Birr.62)
**
“Zalime de mazluma da yardım edin”
-Mazluma anladık zalime nasıl yardım edelim? Diye sorulunca:
-Onu zulmünden uzaklaştırsın veya zulmüne engel olsun. Ona yardım budur” cevabını verir” (Bahari, ikrah:7)
**
“Ya siz birbirinize iyi şeyleri tavsiye edersiniz, kötülükten sakındırırsınız, zalimin zulmüne mani olursunuz, ya da Allah kalplerinizi bir birine benzetir ve size de lanet eder.” (Tirmizi, Tefsir:5/6)
**
Bir kutsi hadiste de Allah şöyle buyurmuştur: ”Ben izzetim ve celalim hakkı için zulmeden den er geç intikamını alırım. Mazlumu görüp ona yardım etmeyenden de intikamımı alırım” (Ramuz:516/2)
Tarihte Allah’ın gazabından korkan her yönetici yaptıkları konuşmada “Görevimi doğru yaparsam bana yardımcı olun. Yanlış yaparsam, size zulmedersem bana yardım etmeyin doğru yola davet edin” anlamın da bir şeyler söylemiştir.
Peygamber (as) hayatının sonunda: “Kimin bende bir hakkı varsa gelsin alsın. Kimin sırtına vurduysam gelsin vursun” diyerek helalleşmiştir.
Gençliğinde de zulme uğrayan, hakkı gasp edilenlere yardım kuruluşu olan Hılful Fudul Derneğine üye olmuştur.
Hıristiyan birinin malını gasp eden Ebu Cehilin kapısını yumruklamış, Hıristiyan’ın hakkını almadan ayrılmamıştır. Bir Yemenli kızı ile Mekke’ye gelmişti. Mekkeli bir zorba kızı alıkoymuştu. Hılfu-l-Fudul’a baş vurdu, kızının kurtarılmasını istedi. O sayede kızına kavuştu.
Bir tüccar sattığı malın karşılığını alamamıştı. Hılful. Fudul’a başvurdu, onların sayesinde alacağını aldı.
Bir tüccar üç deve yükü malı ile Mekke’ye geldi. Fakat Ebu Cehil alıcılara mani olup malı ucuza almak istedi. Bunu duyan peygamberimiz malı değerinden alarak tüccarın hakkını korumuştur.
Bunlar sadece birkaç örnek. Peygamber (as)dan sonrada Hılful-Fudul’un etkisi bir müddet daha devam etmiştir.
Mazluma yardım etmek, haksızlığı önlemek her Müslümanın sorumluluğu dahilindedir. Peygamber (as): “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” buyurmuştur.
Savaşta bile Müslümanlar kimseye haksız davranmamış, zulmetmemiş, esirlere bile esir gibi davranmamıştır. Malına canına ırz ve namusuna bir zarar vermemiştir.
Hz. Peygamber (sav): “Esirlere iyi davranın yediğinizden yedirin giydiğinizden giydirin” diye emretmiştir.
Kur’an’da “Savaşta aşırı gitmeyin. Allah aşırı gidenlerini sevmez” (Bakara:190) buyrulmuştur. Diğer ayetlerde de “Siz savaşı başlatan olmayın” talimatı vardır.
Taberi’nin naklettiğine göre Hz. Ebu Bekir’in halife iken yayınladığı talimatı şöyledir.
-“Hiçbir ganimete haksız olarak sahip olmayın. Veya ona hainlik etmeyin.
-“Hiçbir çocuğu hiçbir kadını hiçbir yaşlıyı sakat bırakmayınız, öldürmeyiniz:
-“Hiçbir ağaca zarar vermeyiniz”
-“Hiçbir hayvanı öldürmeyiniz.”
-“İnsanların inançlarına dokunmayınız.”
İnancımıza göre aman diyene kılıç kalkmaz savaş dışı çocuklara kadınlara alimlere din adamlarına dokunulmaz kimsenin ibadetine karışılmaz.