MUHAMMED (AS) IN ÜMMETİNE DÜŞKÜNLÜĞÜ
Ümmeti, Muhammed (as) a düşkündü de O, ümmetine düşkün değil miydi? Çok şefkatli ve çok merhametli idi. Yeryüzünde böyle bir can dostu görülmemiştir.
Muhammed (as) ın ümmetine düşkünlüğünü Cenab-ı Allah Kur’an’ da şöyle bildirmiştir:
- “And olsun size öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’ na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe: 128)
Kıyamet gününde bile diğer peygamberler “Nefsî, nefsî” deyip kaçarken, Muhammed (as): “Ümmetî, ümmetî” diyerek müslümanları dileyecek, onlara şefaat edecektir.
Ümmetine olan düşkünlüğünü kendisi de şöyle ifade etmiştir:
- “Ben ve siz aynen şuna benzeriz: Ateş yakan ve ateşine pervane ve çekirgeler düşmeye başlayınca onları kurtarmaya çalışan kimse gibi ben sizi ateşe düşmekten korumak için ellerinizden tutuyorum. Halbuki siz benim elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz.” (Riyan’üsSalihın: 163)
Hayatta iken Muhammed (as) hep ümmetinden biri olarak onların arasında yaşamamıştır. Onlar üzülünce üzülmüş, onlar sevinince sevinmiştir. Savaşta en önde savaşmıştır.
Ashabı şöyle diyor:
- “Müslümanların zayıflarına gider, onları yoklar, hastalarını ziyaret eder, onların cenazelerinde hazır bulunurlardı.” (Ramuz el-Ehadis: 548/11)
- “Müslümanlardan birini üç gün görmezse, onu sorar, şayet seyahate çıkmışsa onun için dua ederdi. Hasta ise ziyaret ederdi.” (Age: 538/5)
Peygamber efendimiz, ümmetinin dünya saadetleri için çırpındığı kadar, ahiret saadetleri için de çırpınmıştır. Karşılaştığı insanları hep Allah yoluna davet etmiş: “Müslüman ol kurtul!” demiştir.